Mevlüt Uysal Büyükçekmece'ye uymaz!

Siyasette, sporda, sanatta ve yaşamın her alanında ne yazık ki toplumun en alt kademesi ile üst kademe arasında müthiş uçurum yaşanır.
Sporda amatör ruhlu oyuncular, kanı ile dişi ile var gücü ile her şeyi ile ter döker, bir müsabakada elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır.
Ne var ki, kulüp yöneticileri ile antrenörler ile basın ile iyi bir diyalog kuramazsa, kendisini savunan güçler bulmazsa o formayı rüyasında görür.
Sanatta da öyle.
Adam yetenekli, çalışkan, sesi güzel, kibar, hanımefendi, beyefendi, disiplinli, yakışıklı/güzel.
Ne var ki, bu işin aristokratları ile arayı iyi tutmaz ise başrolü rüyasında görür.
Bırakın başrol, en küçük rolü bile kapamaz.
Siyasette nasıl olur derseniz?
Adam mensubu bulunduğu siyasi partiye tüm sorumluluklarını yerine getirir.
Partisinin tüm etkinliklerinde maddi manevi katkısını sunar.
Her seçim var gücü ile partisinin daha iyi sonuç alması için çalışır.
Yaşadığı kentte iyi diyaloglar kurmaya çalışır, kanayan yaraya karınca kararınca merhem olmaya çalışır.
Gün gelir, artık benim de iyi bir görev almam gerek, milletvekili, belediye başkanı, parti yöneticisi olmam gerek diye yola çıkar.
Ne yazık ki mensubu bulunduğu siyasi partinin üst düzey yöneticileri ile (tabiri caizse dinozorları) iyi diyalogları yoksa, ilişkileri kopuksa, daha doğrusu onların emrine itaatkar değilse.
O amatör ruhlu siyaset adamının çıktığı o yolda nal toplamaktan başka çaresi yoktur.
***
Tamam zaman zaman amatör ruhlu spor adamı, sanat adamı, siyaset adamı yöntemini geliştirmek gerek.
Artırmak gerek.
Biraz da profesyonel hareket etmek gerek.
Bütün bunları bir bütün halinde değerlendirerek çalışmalar sürdürmek gerek.
Ancak...
Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, kötü niyetli yöneticilere, art niyetli ekip ve siyasi parti üyesi arkadaşlarına, adam kayıran kalpazanlara, kendi çıkarını mensubu bulunduğu siyasi parti çıkarından daha çok önemseyenlere denk geldiğiniz sürece ne sporda, ne sanatta, ne de siyasette başarılı olmak mümkün değil.

CHP'ye aday adayı çıkartmadı diye kızıyorduk!
Hani Büyükçekmece'de CHP'nin mevcut başkan dışında aday adayı çıkaramamasına kızıyorduk ya.
Hadi buyurun buradan yakın.
Adalet ve Kalkınma Partisi Büyükçekmece'de bir değil, (Celal Babayiğit, İlker Gürbüz, Recep Erol, Muhammet Alpaslan, Hatice Bozdağ) beş veya daha fazla aday adayı çıkarttı.
Bunların ikisi daha önce aday olmuş ve seçimleri kıl payı kaybetmiş kişiler.
Diğer ikisi ilçe başkanlığı ve belediye meclis üyeliği yapmış isimler.
Bir diğeri genç, dinamik, partinin bir çok kademesinde görev almış fikir insanı.
Şimdi siz bütün bu aday adaylarını yok sayıyorsunuz ve belediye başkan adaylık talebini Beylikdüzü'nden yana açan Velittin Küçük'ü mü buraya aday yapsak yoksa, Başakşehir'in eski belediye başkanı, İstanbul'un emanet belediye başkanı Mevlüt Uysal'ı mı bu ilçeye aday yapalım diye düşünüyorsunuz.
Peki bu kararı aldınız.
Bu iki isimden birisi geldi ve AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan adayı oldu.
Hadi Velittin Küçük'ü az anlarız.
Gürpınar'ın eski belediye başkanıdır.
Gürpınar'ın yarısı Büyükçekmece'ye bağlanmıştır.
İşi gücü bu bölgededir.
İkametgahı Büyükçekmece'dedir.
Yerel dinamiklerle arası iyidir.
Yaklaşık kırk yıldır bölgede ticaret ve siyaset yapmaktadır.
En az rakip aday (CHP Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Hasan Akgün) kadar tanınmaktadır.
Peki...
Ya Mevlüt Uysal dediğimizde ne anlıyorsunuz...?
Memleketi Antalya.
Mesleği avukat.
En son Büyükçekmece'de iftar programına katılmıştı.
Gece saatlerinde Büyükçekmece Postabaşı'nda indirin arabadan, sabaha kadar E-5'i bulamaz.
Postabaşı'nı saymazsanız götürün Tepecik Ulus Mahallesi'ne bırakın bakalım ne yapacak?
Burası neresi diye feryat etmezse gelin yanıma.
Hadi Büyükçekmece'yi bir ayda gezerek dolaşarak tanıdı.
Hadi aday adaylarını bir şekilde ikna etti ve listeye koyarak seçim çalışmalarına başladı.
İyi de.
Büyükçekmece bir Başakşehir değil ki, git oturduğun yerden 97 bin oy al.
Başakşehir'e Mevlüt Uysal'ı değil, hopdedik Ahmet'i de aday yapsanız aynı oyu alır.
Oysa Büyükçekmece seçmeni öyle değil, her siyasi parti seçmeninin kendisine özgü dinamikleri var.
Karadenizliler lobisi var, Rumeliler, Sivaslılar, Tokatlılar, Samsunlular, Ardahanlılar grubu var.
CHP'nin adayı Akgün yaklaşık 30 yıldır çalmadık kapı bırakmadığı için, kendisine çok karşı olan, tepkili olan, kendi partisinden bile muhalifleri olanlar olmasına rağmen bu ziyaretler hatırına gider yine oyunu Akgün'e verir.
AK Parti adayı kim olursa olsun şayet seçimleri almak istiyorsa önce Akgün'ü bu özelliğinden dolayı geçmesi gerekiyor.
Diğer projeymiş, büyükşehir olanaklarıymış, iktidar olmanın avantajlarıymış falan.
Büyükçekmece seçmeninin bu peşkeşlerle işi olmaz.

Uysal ekibini kurmuş bile!
Adayların YSK tarafından açıklanmasına daha süre var.
Sanırım 15 Şubat 2019 Cuma son gün.
Ama öğrendiğim kadarıyla 'Ben CHP'de olan bir ilçeyi partime kazandıracağım' diyerek yola çıkan Mevlüt Uysal Büyükçekmece'de ekibini kurarak çalışmalara başlamış bile.
Kim bilir, bakarsınız birisi benim bu yazımı kendisine okutur da bakarsınız bu sevdadan vazgeçer. Aksi halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın Büyükçekmece'de seçim kaybetmesi biraz ilginç olacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi