Nasıl bir yerel yönetim

Sol Parti Bodrum İlçe Örgütü tarafından düzenlenen “Nasıl Bir Yerel Yönetim” konulu panel Herodot Kültür Merkezinde yoğun bir katılımla gerçekleşti.

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Cervatoğlu ve Tunceli Belediye Başkanı M.Fatih Maçoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı panel Bodrum’lular tarafından çok büyük ilgi gördü.

Panelde özellikle Fındıklı ve Tunceli Belediye Başkanları dünyanın farklı yerlerindeki yerel yönetim uygulamalarından örneklerle kendi yaptıkları özgün projeleri dinleyicilerle paylaştılar.

Öncelikle Sol Parti Bodrum İlçe örgütünü kutlamak gerek, böyle anlamlı bir organizasyonu gerçekleştirdikleri için.

Ve hemen ardından da sormak gerek.

Bodrum’da en çok seçmen kitlesine sahip CHP niye bu tür etkinlikler yapmayı düşünmez?

Gönül isterdi ki, böyle bir toplantıya CHP Bodrum İlçe Örgütü ev sahipliği yapsın.

Bodrum Belediyesinin yaptığı hizmetlere sahiplenerek, Başkan Aras’la birlikte görüntü vererek siyaset yapmış olmuyorsunuz.

Millet İttifakı ve Altılı Masa olarak yapılan titiz ve kapsamlı çalışmaların tabana yayılması taşra örgütlerince yapılması gerekirken seçimlere az bir zaman kala henüz CHP ilçe örgütünce gözle görülür bir çalışma yok.

Bu konuda İYİ Parti ilçe kongrelerini yaparak kendi kitlesini motive ettiği gibi sahada çok daha etkin çalışmalar yapıyor.

İttifakın diğer ortakları için eleştiri yapma hakkımız olmadığını düşünüyorum.

Hem yeni kurulan partiler oldukları için hem de Bodrum’da yeterli tabanlarının olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Gelelim panelde konuşulan, dikkat çeken konulara!

İlk konuşmayı yapan Ahmet Aras, daha çok yerel yönetimlerin idari yapılanması yasal durum ve iktidarın muhalif belediyelere yönelik engellemeleri ve olumsuz tavırlarından söz etti.

Yani bürokratik engellerin hizmet yapamamanın önündeki en büyük engeller olduğunu anlatmaya çalıştı.

Oysa Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Cervatoğlu konuşmasında ana tema olarak önemli olanın zor olanı başarmak olduğuna dikkat çekti.

Özetle “İktidarın doğası gereği kendi yapamadığı iş ve hizmetlerin muhalif belediyeler tarafından yapılmasından rahatsız olacağı için sürekli zorluklar çıkaracağını, engellemeler yaparak, muhalif belediyeleri çalışamaz hale getirmek isteyeceğini ama devrimci-demokrat yerel yöneticilerin de zoru başarmak, her türlü baskı ve yıldırmalara karşın yaratıcı yöntemlerle farkını göstermekle yükümlü olduğunu” söyledi.

Keza Tunceli Belediye Başkanı Maçoğlu’da” eğer yalnızca mevcut yasalara bağlı kalarak çalışmaya kalksak, elimiz kolumuz bağlı, sürekli şikayet eden kurum ve kişiler haline gelirdik” anlamında açıklamalar yaptı.

Kamuya ait toprakların bizzat halk tarafından işgal edilerek üretime açılması ve kurulan üretim ve tüketim kooperatifleri eliyle burada üretilen ürünlerin uygun fiyatla halka pazarlanması yoluyla yasakları deldiklerini, buradan elde ettikleri gelirlerle her sevide öğrencilerin eğitimini sağladıklarını ifade eden Maçoğlu yönettikleri kentte tüm kararların o kentte yaşayan yurttaşlarla birlikte alındığına dikkat çekti.

Fatih Maçoğlu Ovacık Belediye Başkanlığından itibaren bir sosyalist ittifakın desteğiyle yöneticilik yapıyor.

Fındıklı Belediye Başkanı Cervatoğlu ise CHP den seçilen biri olmasına karşın sosyalist kimliğini saklamaya gerek duymayan, devrimci kişiliğini çalışmalarına da yansıtan önemli bir halk önderi konumunda.

CHP örgütlerinin birçoğunda sosyalistlerin öcü gibi görüldüğü, dışlandığı neredeyse düşman gösterilmeye çalışıldığı gerçeğine karşılık Fındıklı örneği, üzerinde durulması gereken önemli bir farkındalık.

Kırsal kesimde ve küçük yerleşim alanlarında halkın ikna edilmesi, örgütlenmesi belki daha kolay olabilir ama Bodrum gibi tüm yaşamın rant üzerine kurgulandığı yerlerde sosyalistlere ne yazık ki CHP gibi kitle partilerinde hayat hakkı yok.

Bırakın sosyalistleri, devrimciyim diyenlerden bile uzak durmaya çalışan ulusalcı, sözde Kemalistlerin hakim olduğu CHP örgütleri hele de yerel iktidarı ele geçirmişse bu olanaklardan kendileri dışında kimse yararlanmasın isterler.

Panelde konuşmacıları dinlerken Bodrum’daki tuzu kuru endişeli modernler geldi hep aklıma.

Öyle bir kent düşünün ki, seçmeninin büyük çoğunluğu CHP’ye oy verirken aynı kentteki örgütlü yapıların büyük çoğunluğu iktidara yakın çevrelerin kontrolünde olsun.

Bir yanda kara para aklayanlar cenneti Bodrum, diğer yanda her türlü devlet baskısına, kıt yerel kaynaklara karşın, yoktan var ederek halkına hizmet için fedakarca mücadele sürdüren Dersim’li, Karadeniz’li halk önderleri.

Herodot Kültür Merkezini dolduran büyük çoğunluğu sol kültürden gelmiş konuklar dinlediler ve dağıldılar.

“Biz de taşın altına koyalım elimizi, bir ucundan da biz tutalım” diye düşünen kaç kişi oldu bilemem ama Bodrum’da yaşayan o sessiz çoğunluk dinlemeyi ve fırsat verildiğinde konuşmayı çok seviyor.

İş yapmayı değil!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi