Ortam bulanık ama aklınız bulanmasın!

Yukarıdaki söz, Selahattin Demirtaş’ın son günlerdeki yaşananlara ilişkin kendisiyle yapılan bir söyleşiden alıntı.

Demirtaş’ın vermek istediği mesajlara geleceğim ama öncelikle söylediklerine ilişkin saray trollerinin başlattıkları bir karalama kampanyasına dikkat çekmek istiyorum.

“Bakın size nasıl talimat gönderiyor” diyor kimileri.

Bir yandan muhalefetin HDP ve dolayısıyla PKK ile iltisaklı yani iş birliği içinde olduğunu ima etmeye, bir yandan da muhalefet partilerini dışardan talimat aldıkları suçlamasıyla itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Kimileri de Demirtaş’ın cezaevinden çıkabilmek için bu tür çıkışlar yaptığı algısını oluşturmaya çalışıyorlar.

Oysa Selahattin Demirtaş’ın amacı cezaevinden çıkmak olsa saraya yakacağı tek bir ışık yeterli.

Kaldı ki cezaevinden korkuyor olsa ta başından iktidarla uzlaşıp hiç cezaevine girmez ve hatta iktidar ortağı bile olabilirdi.

Ancak yaşamları hep çıkar ilişkileri peşinde koşmakla geçmiş küçük hesaplar yapan küçük adamların bunları anlaması mümkün değil.

Anlasalar da işlerine gelmez.

Gelelim Demirtaş’ın mesajlarına!

Birlik olun, demokrasi ilkeleri etrafında buluşun. Aday kim olacak tartışmasını bırakın. O bir kişiyi değil, ülkeyi düze çıkaracak o güçlü program ile o dev kadroyu oluşturun ve şimdiden meydan meydan, alan alan milyonlarca ses olun, tek yürek olun, "hemen seçim, derhal seçim" diye haykırın. Coşkuyla, moralle, cesaretle harıl harıl seçime hazırlanın, iktidarı değiştirin.”

Ve devam ediyor.

Büyük değişime hazır olun. Kimseyi dışlamayın. Herkesin el ele, yan yana durması için uğraşın. Ortak paydamız demokratik cumhuriyettir, ortak evimiz Türkiye'dir, ortak devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir"

Söylediklerine tek bir muhalefet lideri ya da yöneticisinin karşı çıkacağını düşünmüyorum.

HDP’ nin Eş Genel Başkanı olarak nasıl bir ülke ve nasıl bir yönetim istediğini en yetkili ağızdan açıklamasına karşın kuşkusuz iktidar mensupları yine o bildik karalamalarına devam edeceklerdir.

Bunlar bölücüdür, ülkeyi bölmek, bağımsız bir devlet kurmak istiyorlar.”

Temcit pilavı gibi tekrarlayıp durdukları bu iddialar artık halkta karşılık bulmadığı gibi kamuoyu araştırmalarına bakıldığında oylarının arttığı da çok net görünüyor.

Demirtaş’ın ısrarla üzerinde durduğu bir diğer ve önemli konu da;

Aday kim olacak tartışmalarını bırakın.”

Çünkü bu tartışmalar en çok da Cumhur ittifakının işine yarıyor.

Aday olarak adı geçen kişileri trollerin önüne atıp tartıştırarak yıpratıyorsunuz.

En son Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisinde yaşananlarla ilgi özellikle de CHP içerisinden gelen tepki ve eleştirilere baktığınızda Demirtaş’ın tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu görüyoruz.

Geçmişte iktidarı” Medyayı eline geçirdi, muhalif basını toplantılarına almıyorlar, akredite etmiyorlar, bu tavır demokratik değildir.” Diye bağıran siz değilmiydiniz!

Bunun anlamı neydi?

Biz iktidara gelirsek ayrıcalık yapmadan tüm medyaya eşit davranacağız.”

Şimdi İmamoğlu bunu yaptı diye neredeyse adamı linç edeceksiniz!

Eğer adaylık üzerinde bu kadar konuşulmasa yani İmamoğlu’nun adaylığı gündemde olmasa bu polemikler yaşanmayacaktı.

Çünkü biliyoruz ki CHP içerisinde de herkesin gönlünde farklı bir Cumhurbaşkanı adayı var ve onun dışında bir başkası öne çıkınca bundan rahatsız oluyorlar.

Bir kısım ulusalcılar da hala beyinlerini hapsettikleri o zihinsel kalıpları kıramadıkları için tek parti dönemi alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar.

Demokrasiyi içselleştiremeyen, yalnızca kendisi için demokrasi isteyenlerin İmamoğlu’nu ve onun uyguladığı siyaseti anlayabilmeleri mümkün değil.

Bana göre İmamoğlu doğru yapıyor, ezberleri bozuyor.

Cumhurbaşkanının, “bizden başkası giremez, girene de haddini bildiririz” dediği bölgelere, kentlere giderek bu halkın mevcut iktidara mecbur olmadığını dosta düşmana göstermiştir.

Bu geziler sırasında söylediği doğaçlama kimi sözler yanlış anlamalara neden olabilecek sözlerdi ve siyaset yaşamımızda pek alışık olmadığımız biçimde bu konuda da özeleştirisi yapmasını bildi. Siyasetde akıl ve sevgi diline ihtiyacımız var.

Ama akılsız ve sevgisiz davrananlara karşı da söyleyecek sözü olan biri olarak Ekrem İmamoğlu’na yapılan bu acımasız, haksız eleştirileri siyasi ortamın ve zamanın ruhuna aykırı buluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi