Susarak konuşmak

Bizi en iyi anlatan şey nedir diye sorsalar, bir saniye bile düşünmeden Türküler diye cevap veririm.
Zulümlerin, isyanların, acıların sevdaların, ayrılıkların, kavuşmaların, ölümlerin serzeniş şeklidir türküler. 
Yüzlerce yıl öncesinden başlayarak yaşanmışlıklardan türetilmiş sözlerle günümüze ulaşan Türklere has ezgiler “Türkü” adı altında yönlendirmiş duygularımızı. Türkü, Türki yani Türk’e ait demekti, türkü bizimdi. Tıpkı Şarkı’nın , yani şarki’nin  Şark’a ait olduğu gibi. Şarkı sözlerini oturur birileri yazar, birileri de uğraşır bestelerdi. Ama türküler bağlamadan çıkıp yüreklere akan sözleriyle yaşayan toplumsal ve duygusal ezgilerdir.
Büyük yüreklerinde koskoca bir dünyayı sığdıran Ozanlarımızın acılardan, sızılardan, neşelerden taşıyarak ve dilden dile söyleyerek bize ulaştırdıkları türkülerle üzülmüş, ağlamış, oynamış gülmüşüz.
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi yüzlerce ozanımız bağlamalarıyla çalarak söyleyerek bize biz olmayı ve ne olduğumuzu öğretmişler türkülerle.
Namelerinde ayrı, sözlerinde ayrı bir güzellik vardır türkülerin.  Çok insancıldırlar,  İçinde insana dair ne varsa her güzel şeydir, Eğiticidir türküler, geçmişten, geleceğe, tecrübelerden yaşanmış felaketlere kadar her şeyi anlatır bize. 
Çok eğencelidirler hele bir neşelenmeye kalkın sizi uçsuz bucaksız notalarla oynatır keyf verirler. En yalnız zamanınız da bile yanınızda kulağınızda dilinizde bir türkü belirirverir ve yalnızlıklarınızda kalabalıklaşırsınız.
İnsana güzelliği öğütler türküler, güzelliğin türküsünü söyler ve güzelliğin sesi olurlar     yüreklerde... 
Sevdiğini canından aziz bilenler daha iyi anlar türkülerdeki sırrı... O nağmelerdeki, o sözlerdeki derinliği... Yüceliği... İnceliği... Dinledikçe daha bir candan... Daha bir yürekten... Daha bir içten sever sevdiğini... Yoluna baş koyduğunu... Dostum... Sırdaşım... Yoldaşım... Arkadaşım dediğini...  
Yoksulun, yüreği yaralının neyi vardır türkülerden başka... Paranın dışında hiç bir şeyin değer görmediği, kibrin ve şan şöhretin her şeyin önüne geçtiği bu zamanda, yüreğindeki sevdasından başka hiç bir şeyi olmayanın yüzüne kim bakar? Türkülerden daha iyi kim tercüman olabilir ki duygularına?  
Türkülerimiz nefes olur bize, onlarla soluklanır, söyleyemediklerimizi söyleyemediğimize dillendiririz. Bazen “Bin cefalar etse almam üstüme’’ deriz “şirin’’ gelir dilleri çünkü. “Ne sevdiğin belli ne sevmediğin’’ diye sitem ederiz sevdiğimize.
Bana kalırsa Türküleri anlamadan insanını anlamak mümkün değil. Acılar, sevinçler... Her şeyin karşılığı bu türkülerdedir.  
Rahmetli Neşet Ertaş “Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur!" dedikten sonra ötesine bize söz kalır mı?
Ben çok söylendim, şimdi sıra sizde, gözlerinizi kapatıp en sevdiniz türküyü dinleyin susarak ne kadar çok konuştuğunuzu göreceksiniz.
Türkülerde kalın emi…
Vesselam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi