Taze ekmek lüks oldu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyeleri arasındaki ekmek büfeleri konusu belediye zabıtalarını karşı karşıya getirdi.

Halk Ekmek vasıtasıyla İstanbul’un özellikle dar gelirli ailelerin yaşadığı semtlerinde açılması planlanan ekmek büfelerine önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çoğunluğu elinde tutan iktidar yanlısı meclis üyeleri karşı çıktı.

Ardından Ekmek Üreticileri Birliği ucuz ekmek satacak bu büfelerin açılmasını engellemeye çalıştı.

Tuzu kuru iktidar yanlıları diyebilirler” ne var canım hepsi bir ekmek değil mi?”

Evet “bir ekmek

Açlığa mahkum ettiğiniz insanların evlerine götürmekte zorlandıkları o bir ekmek.

Etin yüzünü yıllardır görmeyen protein fakiri bu insanlar ekmek ağırlıklı beslenmek zorundalar ve onlar için ekmeği 1 lira ucuz almak bile çok önemli.

Bu fırsattan yararlanmak için kilometrelerce uzaktan yürüyerek gelen ve “biz de bilirik taze ekmek yemesini” diye haykıran türbanlı kadının halinden anlamazsınız siz.

Büyük olasılıkla hepinizden daha Müslüman, inançlarına bağlı bu kadının evine günde sekiz ekmek girse ayda 240 lira tasarruf imkanı sağlayacak.

Asgari ücretin onda birine denk gelen bu rakamlar size çok komik gelebilir.

Ama ülkemizin içinde bulunduğu durum ne yazık bu!

Ve bu ülkeyi bu duruma siz getirdiniz.

Kaybolan 128 milyar doları sormuyorum.

Ülkenin tüm kaynaklarını aktardığınız beşli müteahhit grubunun sildiğiniz vergi borçlarından da söz etmiyorum.

Bu ülkeye uzun yıllar hizmet etmiş, kendi ilgi alanlarına giren bir konuda görüş belirttikleri için ayaklarına elektronik kelepçe taktığınız amiralleri de sormuyorum.

Belediyeler eliyle gerçekleştirdiğiniz ihale vurgunları yetmiyormuş gibi yurt dışına para karşılığı çıkardığınız insanlarda ilgilendirmiyor beni.

Kanal İstanbul projesi marifetiyle Katar’lı lara sattığınız arazilerde değil benim derdim.

Benim derdim evine ekmek götüremeyen vatandaş.

Benim derdim, artık umudu kalmadığı için iş aramaktan da vazgeçmiş milyonlarca üniversite mezunu genç.

Benim derdim her gün toprağa verdiğimiz bir köy dolusu covid mağduru ve onların aileleri.

Benim derdim, toprağını ekemeyen, ürünü tarlada kalan, traktörü haczedilen köylü.

Benim derdim, bu pandemi koşullarında canları pahasına can kurtarmak için mücadele eden ve haklarını ödeyemediğiniz! Sağlık emekçileri.

Benim derdim, salgın koşullarında yapılamayan dersler nedeniyle 20 liralık saat ücretini bile vermediğiniz öğretmenler.

Yoksa ABD Başkanı Biden; niye soykırım demiş, Cumhurbaşkanı ona niye anında karşılık vermemiş?

Muhalefet daha sert bir tavır almasını istermiş!

İktidar Kobani davasını bahane ederek HDP’ den ve onun yöneticilerinden intikam mı almak istermiş!

Tüm bunlar yarın unutulur.

Ama evde aç, açıkta bekleyen çocukların ağlamaları unutulmaz.

Ümraniye de, Üsküdar’da ucuz ekmek alabilmek için kuyruğa giren, büyük çoğunluğu da geçmişte sana oy vermiş vatandaşın ahı unutulmaz.

Ülke açlıktan kırılıp geçiyor.

Yeni kısıtlamalarla daha da mağdur olacak esnafın çığlığını duymazdan gelenler, okyanus ötesinden gelecek telefona dayamışlar kulaklarını.

Oysa kulakları sağır edecek duruma gelmiş bu çığlıkların sahipleri de bu ülkenin eşit haklara sahip yurttaşları.

Ve bu yurttaşlar er ya da geç sandığa gidecekler.

Şu an ki muhalefet hak etmese de, sizin yaptıklarınızdan ve dahi yapamadıklarınızdan dolayı o yok saydığınız, ucuz ekmeği bile çok gördüğünüz halk, iktidarı alacak elinizden.

İnanın siyasi parti tercihleri değil onları bu denli muhalif kılan.

Vatandaş aç,

Vatandaş işsiz,

Vatandaş mutsuz,

Ve en önemlisi düzeleceğine yönelik umutsuz.

Aç, İşsiz, mutsuz, umutsuz bu halkı bir kez daha kandırırız diye düşünüyorsanız, yanılırsınız.

Bu halk bir daha kandırılamayacak kadar çok acı çekti.

Bu halk biliyor ki, barış, demokrasi, özgürlük olmadan ne açlık biter ne işsizlik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi