Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Bilgili bilinçli nesilleri yetiştirmek

Çevre gönüllüsü 80 öğretmen ile elele verdik, yanılgı ve yanlışlarımızı görebilmek, çevre bilincini çocuklarımızda geliştirmek için işe bu yıl da gönüllü öğretmenlerimize seminerle başladık. 1990’lı yıllarda, insanların yıllardır göz ardı ettikleri bazı gerçekleri görmeye başlamaları, daha yoğun çevreci oluşumlara kucak açmıştır. Öncelikle, yaşanan somut çevre sorunlarıyla da ön plana çıkan, doğanın gerçekleri insanların zihninde yıllardır yer etmiş bazı sığ düşüncelerin yanlışlığını ortaya çıkarmıştır. Bu düşüncelerden birisi, bireylerin kendilerini, hem etkilenme hem sebep olma bakımından, çevre sorunlarının dışında görmeleridir. Halbuki sabah yataktan kalkma ile başlayan en masum evsel faaliyetleri bile doğal kaynak tüketimi ve kirletme ile başlar. ( el yüz yıkarken kullanılan su, enerji tüketimi, kirletme sonucu evsel atık, gibi.) Öte yandan hiç kimse çevre sorunlarının olumsuz özelliklerinden tamamen ve sürekli şekilde kaçabilme gibi bir lükse sahip değildir.

Çünkü çevresel kirlilik ve bozulma, herkesi etkiler. “Ozon tabakasındaki incelme, okyanuslardaki radyasyon, yağmur ormanlarındaki bitki ve hayvan türlerinin yok olması benim kişisel yaşamımı etkilemez” diyen herkes yanılgı içindedir. Bunu yaşanan somut trajik olaylar ve yapılan bilimsel incelemeler ispatlamıştır. Örnek; tarımda verimi artırmak için kullanılan DDT, hiçbir şekilde bağlantısı olmayan kutuplarda yaşayan penguenlerin kanında DDT çıkmasıdır. Bu örnek gösteriyor ki, atıklar içindeki zehirli maddeler besin zinciri yoluyla (örneğin sebze ya da balıklar aracılığıyla) insan bünyesine geri dönmektedir. Etrafımızdaki sorunları fark etme, algılama ve bilgilenme. Yukarıda belirtilen açıklamaları özümsemiş dolayısıyla çevre sorunlarının önemini anlamış her kişi çevre duyarlılığını kazanmış demektir.

Ancak bu kişilere düşen insanlık görevi sadece duyarlı kalması değil, bilgilenme ve harekete geçme aşamasıyla tamamlanmasıdır. Bu kişiler öncelikle yaşadıkları yöredeki çevre sorunlarının farkına varıp bunları belirlemeye çalışmalıdırlar. Çözüm üretme aşamasında ise, sorunun çözümü yapılacak mücadelenin şekli içinse konunun hukuki çerçevesini bilmek gerekir. Yaşadığımız yörede daha sağlıklı, daha mutlu olabilmek için bu tür düşünen insanların bir araya gelip örgütlenmesi bilgi birikimlerini, deneyimlerini birleştirmesi gerekir.

Bizim padişahlıktan kalma çekincelerimizi unutup, bireysellikten topluluk haline yönelme, hem sorunların fark edilip algılanması hem de bilgilenme alanında önemli katkı sağlayacaktır. Bunun için tüm kurum ve kuruluşlar el ele vermelidir. Yavrularımıza medeni cesaret aşılayıp, araştıran, sorgulayan, haklarını bilen, hakkını arayan gençler yetiştirmek hepimizin görevi olmalı. Şanslıyız yıllar önce Büyükçekmece’de Kaymakamlık, Belediye, İlçe Milli Eğitim, STK’lar el ele vermiş eğitim konusunda harikalar yarattılar. Eğitim yılı sonunda EYOP (Evden Yeniden Okula Projesi) toplantısına gitmiştik.

İki yıl önce mahalle mahalle, belde belde dolaşarak eğitimini çeşitli sebeplerden yarıda bırakmış kişilere ulaşıp bu kişilere gönüllü öğretmenlerimizin karşılıksız verdiği derslerle sınıflarını yükselterek sınıf atlamış, diplomaya ulaşmış öğrenci sayısın binlerle telaffuz edilmesi, diploma alanların konuşmaları hepimizi ağlattı.

Sevgili Büyükçekmeceliler, tüm dünya çok çeşitli konularda örgütlenip güç birlikleri oluştururken bizler hala arkadaş topluluklarında insanları çekiştirmelerle şikâyetlerde bulunuyoruz. Bilgilenelim, bilinçlenelim bilgi birikimlerimizi paylaşalım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi