Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu

Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu

Neden özür dileriz?

Özür dilemek medeniyettir hatta erdemdir derler. Bir olay olduğunda karşınızdaki kişiyi kırdığınızda bundan pişmanlık hissettiğinizi söylemek büyük bir incelik ve nezaket göstergesidir aynı zamanda. İçtence yapılan bir özür ilişkileri onarır. Kimileri ilişkilerini onarmak için özür dilemeyi ve telafi etmeyi seçer, kimileri ise konular kendiliğinden kapansın diye bekler. Kimileri ise özür dilese bile bu özür ilişkiyi telafi etmeye yetmez. Her özür gerçekten de gönül almaya yetmez. Bazı insanlar hiç özür dileyemez, bazı insanlar da diler ancak bu yüzeysel kalır.


Özür dilediğinde bir çok şeyi çözemeyeceğine inanan insanlar kadar, dilersem her şeyi değiştiririm mantığında olan kişiler de vardır. Bazı insanlar da ağızlarından çıkan sadece “özür dilerim” cümlesi ile bütün hataların affedileceğine inanırlar. Oysa özür her ne kadar hatanın affedilmesi anlamına gelse de bazı kişiler de bunu alışkanlık haline getirmiştir. Sürekli aynı hataları tekrarlayıp tekrarlayıp özür dilemek işlevsel değildir ve insan ilişkilerinde güvenirliği yitirir. Peki ama nasıl bir özür olursa bu içten kabul edilir, bakalım.


Etkin ve içten bir özür neler içermelidir?

Öncelikle suçu size atmaya çalışan tarzda özür içten değildir. Örneğin “Sen beni çok sinirlendiriyorsun. Seni kızdırdım, sana bağırdım, incittim ama sen de beni çığırdan çıkardın. Sen bana bu şekilde yaklaşmasaydın bende bu şekilde yaklaşmazdım. Ama sen de beni anlamadın. Sen beni delirttin.” “Sen de çok büyüttün bu kadar büyütülecek bişey yoktu, çok alıngansın” “Tamam artık konuyu kapatalım, boş verelim ben seni çok seviyorum” “Sen bana böyle davranınca beni tetikliyorsun, küfür ediyorum çünkü kontrolü kaybediyorum yine de yapmamam lazımdı özür dilerim” gibi cümleler ile kendi duygusal kontrolünün suçunu sizin üstünüze atmaya çalışan bir özür affedici değildir. Çünkü burada kişi kendi hatasını kontrol etmeyip sizi suçlamaktadır. “Sen böyle olmasaydın bütün bunlar olmazdı” diyerek üstündeki yükü atıp vicdanını rahatlatmıştır. Sadece anı kurtarmak, haklı çıkmak, ve karşıdaki kişiyi suçlayarak kendini suçunu azaltmak için özür dilemeyin.


Hak savaşına girmeyin. “Sen haklısın, ben haklıyım” tartışması ilişkilere zarar verir. Özür diliyor olmanız sizi bir olayda bütünen haksız yapmaz. Empatik ve duyarlı biri yapar.


Gerçek bir özür pişmanlığı dile getirmelidir. Yaşanan olayda “ben kaynaklı ne varsa üstüme düşen sorumluluğu alıyorum” şeklinde sorumluluk vurgulanmalıdır. Sorumluluk almak, çözüm bulmak bundan sonra davranışlarına dikkat etmek gibi. Bundan dolayı mı alındın? Bence o kadar önemli değildi ya da sen çok alıngansın, o kadar büyütme gibi tarzda konuşmalar kişide değersizlik hissettirir. 


Pişmanlık dile getirilmelidir. “Sana yaşattığım şeyler için özür dilerim. Keşke seni bu kadar üzecek bu hareketleri yapmasaydım, çok pişmanım” gibi cümleler kurulabilir. Hatta kırgınlığı yaratan olayda karşınızdaki kişinin neler hissettiğine empati yaparak konuşmalarınıza başlayabilirsiniz. Kendinizi savunmak yerine onu anladığınızı gösterin.


Af dileyebilmek önemlidir. O kişinin sizin için ne kadar değerli olduğunu söylemeniz iyi olacaktır. “Boş verelim, olayları kapatalım” tarzında yaklaşımlar problemlerin üstünün kapanmamasına neden olur. Karşıdaki kişi de bir anda bütün olayları kapatıp geçemez. Duyguları olduğu için bu duyguların iniş ve çıkışı, değişkenliği zaman alacaktır. Olayları unutup üstünü kapatabilmesi için sizin istikrarlı tarzınıza ve problemlerin çözümüne ihtiyacı vardır.


Telafi etmek kişinin olayı unutabilmesini kolaylaştıran bir durumdur. Anı kurtarmak için özür dilememelisiniz. Nasıl telafi edeceğinizi bilmiyorsanız bunu sorabilirsiniz. “Bu durumu telafi edebilmek için, senin için ne yapabilirim” diye sorabilirsiniz.


Evliliklerde, ilişkilerde, arkadaşlıklarda kırgınlıklar olabilir ancak bu kırgınlıkları sizin nasıl giderdiğiniz, problemlerinizi nasıl çözdüğünüz önemlidir. Siz karşınızdaki kişiye umut verirseniz tartışmalar kapanır. Eğer karşınızdaki kişi artık olaylardan sonra umut hissetmiyorsa ve problemlerin üstü kapanmıyorsa bu problemlerin bir sonraki tartışmada tekrar açılması muhtemeldir. Eğer bir konuda çözüm bulamıyorsanız onun bir sonraki tartışmada açılabileceğinden emin olmalısınız.


Peki, biri sizden özür dilediğinde bunun içten olup olmadığını nasıl anlarsınız? Karşınızdaki kişinin özür dilerken de gerçekten samimi olup olmadığına bakın, sözlerinden çok davranışlarına dikkat edin. Aynı hataları tekrarlıyor mu yoksa çaba gösteriyor mu diye bakın. Sık sık aynı hataları özür dileyip yapıyorsa ve her seferinde sizin konuların üstünü kapatmanızı istiyorsa, boş verelim tarzındaysa o zaman affetseniz bile bir süre sonra aynı hata ile karşılaşıp yıpranırsınız. Gerçekten üzgün olup olmadığına bakın.


Kimler neden özür dileyemez?

Genellikle narsistik tarzda insanlar hatalarını kabul etmedikleri içn özür de dilemezler. Evlilikte hak savaşı yapanlar, sürekli “sen haklısın, ben haklıyım” diye hak yarışı yapanlar da bunu bir yarış olarak gördükleri için özür dileyemezler çünkü özür dilerler ise yenik düşeceklerini düşünürler. Ailesinde hataların üstü konuşulmadan kapanan kişiler, büyürken “özür dilerim” cümlesi öğretilmemiş kişiler de dilekte zorlanır. Ayrıca özür dilemenin bir zayıflık, güçsüzlük ifadesi olduğuna inanan kişiler de dileyemez. Birçok kişi özellikle evlilik içerisinde özür dilersem eşimin haklılığını kabul etmiş olurum ve ardından da bunu bana kullanır ve hatta şımarır mantığından dolayı da özür dilemekte zorlanır.


Problemlerinizin üstünü kapatmanız önemlidir. Çünkü zihnimiz yarım kalan şeyleri hatırlamaya eğilimlidir. Kapanan konuları zihin unutur ve geçer. Yaşam içerisinde tekrar karşınıza çıkma olasılığı azalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu Arşivi