30 Ağustos duyguları

Değerli dostlar, 30 Ağustos atalarımızdan bize kalan, son iz bırakan mücadeledir. Yaşayanlardan, ölüp te dinlediklerimizden ve kayıtlara geçen bilgilerden öğrendiklerim bana bugüne kadar nereden nereye geldiğimizi hatırlamamı ve bunun için birkaç saatlik zaman ayırma görevi verdi. Bugünün ilgilenenlerine ne anlatayım dedim ve bu yazımda ki bilgileri bu akış içinde değerlendirmenizi isterim.
 

Anadolu topraklarımızdan yüzlerce medeniyet geçti. Sadece son 5 bin yıl; Sümer, Frigya, Hitit, Lidya, Artuk, Asur, Elam, Pers, Med, Trak, Avar, Moğol, Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ bu topraklarda iz biraktılar. Yine sadece sıfır yılından bu yana Rumeli de 23 TÜRK kökenli medeniyet kaydı var. Bu ülkeler üst güzellikleri paylaşmak için gelip gittiler.. Bugün için alt katmanlarımızda neler yok ki. Onların değerini yeni anladık.. Madenler: Bor, Kömür, Altın, Bakır, Demir, Doğal Gaz, Petrol vd.
 

İnsanlarının yüzü hep güldü ki bu kadar medeniyete yataklık yaptılar. Analık ettiler. Bu mekanlar; ev oldu, ahır oldu, ağıl oldu, atölye oldu. Barınak ve korunak oldu. YURT oldu. Yüzler, çalışan için niye gülmesin. Niye bunun devamını getirmeyelim? Üretmek için, beslemek için, Yaşatmak için çabala mıyalım. Seyretmek, doğmak, doğurtmak için uygun değil mi? Bunlar hazır olanlar. Sadece işlemek gerekli. Tarlası, bahçesi, hayvanı, suyu, sütü, yoğurdu, ayranı, yüzlerce meyve ve sebze alanı. Daha ne isteyelim dedirtecek bir mekan alanı. Bizden 12-14 kat büyük Rusya da on larca bitki çeşidi varken biz de on binlerce çeşitlilik var.
 

Şehitlerine saygısı olan bir halk ve milletiz biz. Mezarlarımız bile; temiz, bakımlı, anısı olmayan mezar taşımız yok. Sadece benim Dedem’in Çanakkale savaşlarında 5 kardeşi şehit. Ölümleriyle, ölüleriyle gurur duyan bir toplumuz.
 

Kültürel mirasımız, yukarıda ki her uygarlık 10 çeşit iz bırakmış olsa ki yüzlerce bırakanlar var. 40x10=400 uygarlık izi. İşte bunun adı uygarlıklar platosudur. Her iz bir kalkınma ve gelirdir. Uygarlıklar Coğrafyası olarak adımızı tarihe yazarız. Ancak bu tarihimize sahip çıkıyor muyuz.Tartışılır. Oysa tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları-düşmanları tayin ediyor. Kıtalar arası uzaklıkta ki ABD bizim Coğrafyamızla oynuyor. Nah alırsın boş lafımızdan önce çocuklarımıza bunları anlatmalıyız. Yeter ki bu iz bırakan temsilcilerimizi unutmayalım. Yeter ki Atamızı ve diğer emeği geçen büyüklerimizi unutmayalım. Çok güzel bir kökenimiz ve ahlakımız var. Bize yakıştırılmaya çalışılanları tedbir olarak öğrenmemiz yeterli.
 

Doğamız mevcut hali dışında her değişime uyarlanmaya, ürünü kabul etmeye hazır. Dünya üzerinde ki ana gıdaların hemen tümü ülkemizde yetişebiliyor. Bitki örtüsü dünyanın en uygun iklimsel enlem daireleri üzerinde.Türkiyem sana çok teşekkürler dedirtecek bir coğrafya. Koyununa, kuzusuna, keçisine, ineğine, bitkisine ve nice diğerlerine…
 

Bize düşen çalışmak. Güven sorunumuzu çözmek. Demokrasi, adalet, hukuk ve eşitlik sorunlarımız çözülmeli. Atamız dışında bunları topyekün uygulayan maalesef olmadı.
 

Tarihine, coğrafyasına, biyolojisine dokunduk. Eşeledik. Gördüğünüz üzere neler gördük. Bu ülkeye kötülük edenlere lanet dilemek hakkımız değil de bir ucundan tutmak hepimizin görevi. Böylelerini hep birlikte bulacağız. Başka çare yok. Bendeniz bunlardan 30 Ağustos duyguları çıkardım. Nerelerden nereye gelmişik. Siz ne çıkarırsınız bilemem. Ancak Atalarımız çok çekmiş. Borcumuzu ödeyelim.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nail Yılmaz Arşivi