Aklımızla alay etmeyin

1 Haziran itibariyle başladığı ilan edilen kademeli normalleşme toplumun hangi kesimlerini ne ölçüde memnun etti?

Kuşkusuz uzun süredir dükkanları kapalı ya da siftah yapmadan kapatan esnaf, bir anlamda nefes alma imkanı buldu.

Ancak her zaman olduğu gibi alınacak tedbirler son gün geç saatlerde açıklandı.

En çok merak edilen konulardan biri buysa ikincisi de alınan kararların hangi gerekçelerle alındığına ilişkin tek bir açıklamanın olmayışı.

Örneğin kafe ve restoranlarda yemek servisi niye 21. de sona eriyor?

Ya da sokağa çıkma yasağı niye 22. de başlıyor?

Koronavirüs bu saatlerden sonra mı faaliyete geçiyor?

Daha güneş batmadan masaya servisi yasaklamak hangi bilimsel gerekçelerle izah edilebilir?

Kaldı ki teması engellemek amaçlanmış olsa, aksine süre kısa olunca bütün müşteriler aynı zamanda gelecek ve temas daha çok olacak.

Örneğin süre 23.e kadar uzatılmış olsa müşterilerin bir kısmı 19-21 arasında gelirken diğer bir kısmı 21-23 arası servis alacaktır.

Böylelikle hem yoğunluğu dağıtmış hem de teması asgariye indirmiş olursunuz.

Ama yok, uzun oturan müşteriler alkol alır düşüncesiyle zaman sınırlaması yapıyorsanız ki benim kanım odur; bu çok daha büyük ayıp ve haksızlık.

Hem müşteriye haksızlık yapmış hem esnafı mağdur etmiş oluyorsunuz.

Salgını bahane ederek kişilerin özel yaşamına ve tercihlerine müdahale etmek giderek laik yaşam tarzından uzaklaşmayı getirir.

Niyetiniz buysa, hiç anlamsız bahanelerin ardına gizlenmeye gerek yok.

Açıktan “alkolü yasaklıyorum” der, gerçek niyetinizi ortaya koyarsınız.

Ancak her konuda olduğu gibi kademeli normalleşmede de iktidarın samimi davrandığına toplum inanmıyor.

Tıpkı, Fetih etkinlikleri kapsamında boğazda yapıla tekne gezisinde olduğu gibi.

Tıpkı Ayasofya İmamımın bizzat Erdoğan’ın da bulunduğu bir toplantıda Atatürk’e hakaret etmesi gibi.

Tıpkı aşı tedarikinde tutulmayan sözler, yerine gelmeyen vaatler gibi.

Keza hazineye ait 128 milyar doların nereye ya da kimlere verildiği, nasıl harcandığına inandırıcı cevaplar verilmediği gibi

Aynı keza Sedat Peker’in iddialarına, itiraflarına net yanıtlar verilmeyip, algı operasyonlarıyla geçiştirilmeye çalışıldığı gibi.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili ortaya serilen iddialar havada kaldığı gibi Kıbrıs da yaşanan faili meçhullerle ilgili hiçbir soruşturma ya da açıklama yok.

Kıbrıs meclisinde bu iddiaların araştırılması için soruşturma komisyonu kurulduğu halde Türkiye Büyük Millet Meclisinde aynı konulara ilişkin soruşturma önergesi niye Cumhur ittifakına mensup vekillerin oylarıyla reddedildi?

Sedat Peker bile tatile gönderdiği aklını geri getirdiği halde burada birileri bizim aklımızla alay etmeye devam ediyor.

Neymiş Efendim!

Binali Yıldırım’ın oğlu Venezüela’ya yeni uyuşturucu trafiğini belirlemek için değil, korona virüsle ilgili maske ve benzer malzemeler götürmek için gitmiş.

Gümrük kayıtlarında böyle bir çıkış görülmeyince de imdada yandaş gazeteciler yetişiyor.

Uçakta yanında taşıdığı bavulunda götürdüğü için gümrük kayıtlarına görünmüyormuş

Bizde inandık!.....

Bizi inandırmaya çalıştıkları bir diğer algı operasyonu da; “Devlet bir suç örgütü liderinin açıklamalarıyla mı hareket edermiş!”

Söyleyene değil, söylenene bak!

Yeter artık “cambaza bak, cambaza!” diye oyaladığınız.

Bir yanda devletin itibarı diye zorla topluma Kanal İstanbul’u dayatacaksınız,

Diğer yanda kendi ifadenizle bir suç örgütü lideri devletin içişleri bakanına ağza alınmayacak küfür ve hakaretler ederek devletin itibarını yerle bir edecek.

Bodrum Yalıkavak Marinayı “mafyanın çökmesinden” kurtaran Mehmet Ağar gerçekler ortaya çıkınca yönetimden ayrılacak ama oğlu aynı yerde yönetim kurulunda görevine devam edecek.

Eski Başbakan Binali Yıldırım, oğlunun hiçbir yasadışı işe bulaşmadığını söyleyecek ama yaşamı boyunda kamuda yöneticilik yapan Yıldırım’ın 17 şirket, 28 gemi 2 süper yatı memur maaşlarıyla nasıl aldığının kaynağı açıklanmayacak.

Bizden de tüm bu yalanlara inanmamız beklenecek.

En iyisi bizde mi aklımızı tatile çıkarsak.

Yoksa bunlar daha çok aklımızla alay edecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi