Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Balık nereden kokar?

Dün olduğu gibi bugünlerde de hangi ülke olduğu pek önemli değil yönetenler kendi yaptıkları yasaları ve kararnameleri yine kendileri uymuyor. Yönetenler yasalara uymadığı gibi yönetilenlerin uyması için yasalar ve kararnameler çıkarmakta. Peki, yönetenler neden yasa ve kanun gücündeki kararnameler yapmakta? Ayrıca, bunun uygulanması ve denetlenmesi için kolluk kuvvetleri ve adli kurumlar neden kuruldu? Yönetenler kendi koydukları yasaları kendileri uymayıp yönetilenlerin bunlara uyma zorunluluğu olduğunu belirtmesi ne kadar ciddi ve samimi?
Hangi ülkenin devleti/hükümeti olduğu pek önemli değil önemli olan, “güçsüz ve zayıf iktidar da hoşgörü ortamı olurken, güçlü iktidarda hoşgörüsüzlük” vardır. “Kendi ülkendeki muhalefeti baskı altına alıp toplumu sindirirken, komşu ülkelerin muhalefetine sahip çıkacaksın”, işte bunun adı da üsttekiler gibi“politika” olmakta.
Hammer, Osmanlı tarihi kitabında Fatih Sultan Mehmet’in yayınladığı bir kanunnamede, “Kızılbaş ve Türkmenler’ in Nevruz bayramını İslamiyet’e uygun bulmayarak Ramazan ve Kurban bayramının dışında kalan tüm bayramlarla birlikte resmi bayram olmaktan çıkarır.”(MEB Yay. 1.C. sf.280) Atalarının bu yaptıklarına bakarak diğer sultanlarda özellikle Yavuz Selim ve Kanuni Süleyman devrinde bunların kat be kat yaptıklarını görürüz. Sultanlar bunu yaparda yanındakiler bunu yapmaz mı? Kanuni Süleyman dönemi ve sonrasının da Osmanlı devlet yönetiminde önemli etkisi olan Şeyhülislam Ebusuud Efendi’nin sultandan çok sultancı olduğunu bilmeyen yok.
Hangi ülke olduğu pek önemli olmasa da devlet veya topluluğu yöneten tepedeki kişi topluluğun yaşam ilkeleri ve kurallarını kendi çıkarları için kullanır. Atama ve azletme yetkisini elinde bulunduran yönetici kendine biat edecek, emirlerini sorgusuzca yerine getirecek kişileri etrafına toplar. Makamlar toplumun çıkarlarına ve ilkelerine göre değil yöneticinin emirlerini yerine getirdiğine bağlıdır; atadığı es kaza arada birkaç kişinin farklı olduğu görülebilir. Toplumsal kurallara, insani değer yargılarına ve ilkelere inananlar doğaları gereği “yöneticiyle” er ya da geç çatışacaktır. İktidarın güven vermemesi, yozlaşması, kural ve ilkeleri ihlal etmesi, yurttaş ile gerginleşmesi, çalışanların haklarının yenmesi, uluslar arası ilişkilerde yurttaşların haklarının savunulmaması basiretsiz yöneticilerin günahı kendisinde aramayıp başkasında araması, hatta suçu ve günahı zayıf muhalefete yıkması haleti ruhiyatını göstermekte.
Son günler de kurulu düzenin işleyememesi, çarkın iyi dönmemesi yöneticinin muhalefete, onun elemanlarının da yurttaşa ve hak talepleri olana sözlü olduğu kadar fiziksel disiplin yöntemleri de kullanmakta.
13. yüz yılda yaşamız olan Şirazlı Şeyh Sadi bu konuya son noktayı koyar;
“Sultan bir elma yerse halkın bağından,
Adamları kökünden söker ağacı,
Sultan zulmü reva görürse beş yumurta için
Askerleri şişe geçirir bin tavuğu.”
Sorumuzu tekrar soralım “balık nereden kokar”?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi