Seçimlerin üzerinden bir(1) ay geçti ve belediyelerde devir teslim törenleri yapıldı kutlamalar oldu. Seçim öncesi zorlu bir çalışma yapıldı, kazanan ve kaybeden mutlak oldu bunun değerlendirmesini kendi içlerinde ve partili büyüklerin(!) yanında yapmışlardır. Devir teslim edilmeyen pek yok sadece itirazların yapılıp değerlendirilmesi ülkemin yargısı tarafından temsil edilen “yüksek seçim kurulu” yakın bir zamanda karar verecek. Kimin lehine olmasından çok yargının hak ve hukuk kurallarını nasıl işlediğini birlikte göreceğiz. 
Yargı yani adliyenin yazılı yasalardaki gibi “herkes eşittir” i nasıl yorumlayacak. Dün ve bugün yasa yapıcıları, uygulayıcıları ve onların kolluk kuvvetleri yasaları nasıl anlayıp uyguladıklarını gayet iyi bilinmektedir. Uç noktadan bir örnek vermek gerekmiyor, F. Oppenheimer “Devlet” adlı yapıtında derki, “Tarihte her devlet bir sınıf devleti idi, zamanımızda her devlet bir sınıf devletidir; ya rütbe, mertebe ya da mülk farklılıklarına dayanan üst ve alt gruplardan oluşan bir hiyerarşidir” demekte. Bu nedenle iktidar yani devlet kimin yönetimindeyse uygulama ya da işleyiz ona göre olmakta. 
Yasalarda herkes eşit ama birileri daha eşit, işte bugünlerde yasa uygulayıcıları bu eşitler arasında kim daha eşit kararını vermek zorunda kalacak. Madem seçim ve seçilme uygulamasını yaşama geçiriyoruz hatta aynı inanç ve farklı yaşam kültürleri olanlara da bu hakkı veriyor ve “bir oyun” kıymeti var diyorsak dünden bugüne uygulanan “alicengiz” oyununa sistem içinde dur demeli.
Seçimden sonra yeni gelen belediye başkanları iktidar ve ittifak ettiği parti bile bir önceki başkanın kendine bıraktığı mali yapısını açıklamakta bir sakınca görmüyor. Çok değil bir dönem önce Anadolu’nun küçük ama bir o kadar eğitimi yüksel ilinin küçük bir kasabasının belediye başkanının başlattığı aylık bütçe açıklaması ve kullanılmayan toprakları üretime dönüştürmesi önem kazandı. Belki çok önceleri biri yapmış olabilir ama sürekli gelir gider tablosunu vatandaşların göreceği yere asan bu başkanı tebrik etmeli. 
Birileri ilk zamanlar bu kişinin yaptıklarına karşı çıkıyordu oysa “o” yurttaşın bilgi alma hakkını harfiyen yerine getirdi. Son seçimde özellikle merkezi iktidar dışında ki yerel iktidarlar el değiştirdi. Yıllardır ellerindeki belediyeleri kendi çiftlikleri gibi kullananlar hatta bundan birilerini nemalandıran güçler nedense hiç ummadıkları başlarına geldi. İktidarları döneminde verdikleri ihale ve bunların ne kadarı gerçek olduğu; kapalı kapılar ardında oynanan oyunlar halkın sırtından geçinenler ortaya çıkmakta. Hatta yıllar önce Ahmet İSVAN tarafından İstanbul halkının ucuz ekmek ihtiyacı için kurulan  “halk ekmek” Başakşehir spor kulübünün profesyonel futbolcuları için sponsor olması manidardır.  
Kamu kurumlarının açıklık, şeffaflık ve yurttaşa saygısı hepsinde geçerli olması istenir. Önemli olan bu işe başlamak ve devam ettirmektir. Anadolu’nun küçük bir kasabası Ovacık da başlayıp ısrarla devam ettiren bu seçimde Tunceli ilinde belediye başkanı seçildi. Sağlık memuru Mehmet yani “komünist başkan” aynı tavrı burada da devam ettirmekte, bu ve diğer toplumsal çalışmalarıyla örnek olduğu için “TAKDİR ve TEŞEKKÜR” edilmeyi hak ediyor. 
Diğer belediyelerde buna uyarak bir önceki başkanın kendisine devrettiği mali yapıyı açıklamakta gecikmemeli hatta aynı partili olsa bile. Vatandaşın bilgi alma hakkını istemeden verin, “güneşi başçıkla sıvamayın”.