Hani seçmen her seçimden seçime adam yerine konuyor ya...
Galiba Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapmanın da en büyük zevki kurultay delegesi olmaktan geçiyor.
Düşünsenize, parti genel başkanını seçiyorsunuz.
Parti üst yönetimini belirliyorsunuz.
Milletvekillerinin üstünü çizerek PM'ye girmelerini engelliyorsunuz.
Genel Başkan Yardımcıları'nın üzerini çizerek karizmalarını yerle bir edebiliyorsunuz.
Ve dilerseniz hak edenleri de göklere çıkararak sükse yapmalarını sağlayabiliyorsunuz.
*
CHP'de ve Türkiye'de siyaset yapan tüm siyasi partilerde parti yönetimi önce tavandan tabana doğru belirlenip, daha sonra tavandan tabana doğru belirlendiği için CHP'deki delegelerin de ne kadar doğru kişiler veya ne kadar yanlış kişiler olduğu ciddi bir tartışma konusu olsa da.
Aynı kişilerin zaman zaman doğru kararlar vererek bizleri de memnun eden tercihler yapmaları hoşumuza gidiyor.
İşte dün onlardan birisi gerçekleşti.

Ali Şeker önemli bir başarı gösterdi
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 36. Olağan Kurultayı tamamlanarak, Parti Meclisi'nin yeni üyeleri belirlendi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, anahtar listesini büyük oranda korusa da, toplamda 7 fire verdi. Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesinde; Ekrem Kerem Oktay, Umut Tekin, Ali Rıza Yılmaz, Ali Hikmet Akıllı, Mehmet Bekaroğlu, Celal Çelik, Sezgin Tanrıkulu gibi isimler seçilemedi.
Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesini delen isimler ise, Ankara Milletvekili Necati Yılmaz 428, eski Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın 422, İstanbul Milletvekili Ali Şeker 375, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan 413, Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen 390, İstanbul Milletvekili Eren Erdem 359, Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer 371, eski milletvekilleri Erdal Aksünger 373, Müslim Sarı 350, İlhan Cihaner ise 344 oy alarak Kılıçdaroğlu'nun listesinde olmamalarına karşın PM'ye giren yeni üyeler oldu.
Böylece 2015 genel seçimlerinde de ön seçimden delegelerin oyları ile çıkarak milletvekili olmayı başaran Ali Şeker, yine partili delegelerin oyları ile PM'ye girmeyi başaran isim oldu.
*
CHP milletvekilleri Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner, Orhan Sarıbal ve Niyazi Nefi Kara ile birlikte, “Gelecek için biz” ekibi içinde yer alan Ali Şeker, ne CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne de diğer aday Muharrem İnce'nin listesinde olmayarak listeleri delen tek isim olmayı başardı.
Ali Şeker 375 oy alarak, bir çok genel başkan yardımcısını, eski PM üyesini, milletvekilini de geride bırakmış oldu.
CHP'li delegeler en büyük desteği 692 oyla Haluk Koç'a verirken, 683 oy alan Selin Sayek Böke ikinci Yıldırım Kaya da 625 oyla üçüncü oldu.
Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesinde olmadığı halde en yüksek oyu ise İnce'nin ekibinden 428 ile Necati Yılmaz aldı.

Delege halka dokunanı seviyor
Bu arada bir çok tanınmış siyasetçi ve CHP Genel Başkan Yardımcısı PM'ye girecek sayıya ulaşamayınca, bu durum delegenin halka dokunmayan siyesetçiyi çizdiği yorumlarına sebep oldu.
Sezgin Tanrıkulu ve Erdoğan Toprak gibi isimleri bu duruma örnek gösterebiliriz.
CHP İstanbul İl Başkan aday adaylarından Doç. Dr. Yunus Emre 881 oy alarak Bilim Kültür Kurulu'na seçilirken, Ali Kumkumoğlu 187 oyda kalarak PM'ye giremedi.
Yine bölgemizin tanınan isimlerinden eski milletvekili ve DİSK eski başkanı Süleyman Çelebi de 116 oy alarak PM'ye giremedi.
*
Ensar Öğüt 153, Ali Özgündüz 190, Kadir Polat 45, Çetin Soysal 111, İdris Akyüz 105, Halil Çiftçi 20 oy alarak PM'ye giremeyen tanıdık simalar olarak gözümüze çarpan isimlerden oldular.

Tam bir rezalet
Yine bir başka ayrıntıya gelirsek, kurultayda aralarında milletvekillerinin de olduğu yüzlerce kişi dağıtılan kumanyadan dolayı zehirlenerek hastaneye kaldırıldı.
Zehirlenmenin sebebinin CHP Kurultayı'nda dağıtılan döner ekmekli kumanya olduğu ifade ediliyor.
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz de zehirlenen isimler arasında oldu. CHP’li Öz, hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından serum takılarak müşahade altına alındı.
Yemek skandalı hakkında parti yönetiminden herhangi bir açıklama yapılmazken, bu fiyaskonun uzun süre kamuoyunda konuşulacağı ve CHP'ye ciddi anlamda zarar vereceğini söyleyebiliriz.
Arkadaş ya birkaç kişi yaşamını yitirseydi.
Ya yüzlerce kişinin tamamı yaşamını yitirseydi.
Bu nasıl bir sorumsuzluk.
İnanın aklım almıyor.
Ne bahane sunulabilir ki; efendim yemeği dışardan aldık!
Yapma ya.
Ne fark eder.
Demek ki sağlam firma ile çalışılmamış, veya yemek servisi pek ciddiye alınmamış.