Ekrem İmamoğlu ismi resmen Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak açıklandı. Hem de CHP PM’de gerçekleşen oylamada, Ankara adayı Mansur Yavaş, 12 red oya karşılık 45 oy ile kabul edilirken, Ekrem İmamoğlu oy birliği ile kabul gördü.
Resmi açıklama sonrası İmamoğlu'nu tebrik edip başarılar dilediğimde diğer aday adaylarının (Muharrem İnce ve Gürsel Tekin) kendisini arayıp aramadıklarını sordum.
İmamoğlu; 'Gürsel bey sabah erken ilk arayanlardandı. Muharrem bey henüz aramadı ama arar tabi neden aramasın. Kendisi kıymetli bir parti büyüğümüzdür.' dedi.
Evet adaylık resmiyet kazandığına göre artık gelelim İmamoğlu'nun seçimlerde ne yapıp ne yapamayacağını yorumlamaya.

En büyük avantajı klasik CHP'li olmaması!
Bakın bir kez daha 7 Nisan 2014 tarihinde yazdığım yazının linkini paylaşıyorum.
Aslında bu yazıda İmamoğlu'nun 2014 yerel seçimlerde Beylikdüzü'nde nasıl başarılı olarak AK Parti'nin elinden - hem de büyük fark atarak, yaklaşık 15 puan ve 17 bin oy farkıyla - bir ilçeyi CHP'ye kazandırdığını anlatmaya çalışmış ve böyle giderse İmamoğlu'nun ileride CHP'nin İstanbul adayı olabileceğini öngörmüştük.

http://www.haberdar.com.tr/ekrem-imamoglu-istanbul-adayi-olur-makale,4056.html



Ekrem İmamoğlu, 2009 yerel seçimleri sonrası sancılı bir ilçe kongresiyle birlikte ilçe başkanlığı görevini devralıyor.
İlk işi söz verdiği gibi CHP Beylikdüzü'ne yakışır bir ilçe binasını partiye kazandırıyor.
2010 yılında, Kanal 9 televizyonunda canlı yayın konuğum olarak yaklaşık iki saat boyunca, elinde bir tek not olmadan, karalama kağıdı kullanmadan, o yıllarda da kendisini fazla tanımasam dahi işin - hani tabiri caizse tuzak sorular dahil- ne sorduysam, her soruya gayet içten, samimi ve net cevap veriyordu.
Ekrem bey bölgemize adeta Trabzonlular hükümdarlığı var. Belediye başkanı, AKP, CHP, ilçe başkanı, Kaymakam (o zaman kaymakam da Trabzonlu'ydu), tapu müdürü, ilçe milli eğitim müdürü Trabzonlu bu durum size handikap oluşturmuyor mu? diye sorduğumda;
'Onlar Trabzonlu ama ben Beylikdüzülüyüm' cevabını vermişti!
Beylikdüzü'nde aşı tutmuştu.
Ekrem İmamoğlu ismi bir süre sadece bölgemizin değil, İstanbul hatta Türkiye genelinde CHP denince akla gelen isimlerden birisi olmuştu.
İmamoğlu belki CHP gençlik kollarında bulunmadı, genç yaşlarda CHP terbiyesi almadı, CHP saflarına geç katıldı ancak; tam anlamıyla kendi tırnakları ile çalışarak, didinerek, maddi-manevi fedakarlıklarda bulunarak, bu başarıya erişmişti.
CHP'li olup da; Atatürk'e mevlit okutan, Cuma namazlarına giden, muhafazakar hayat yaşayan Ekrem İmamoğlu'nun belki de en büyük avantajı; alışılmış, klasik, bilindik CHP'li siyasilerden olmamasıydı.
Nedir bu CHP'li siyasilik derseniz; Cumhuriyet Halk Partisi ve Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde olduğunu sanmasına rağmen, Atatürk'ün bazı ilkelerini ve bazı söylemlerini ya tam olarak kavrayamamaktır, veya kavramasına rağmen uygulayamamaktadır.
Çalışkanlık ve bilim!
Örneğin...
Mustafa Kemal Atatürk; ''Denebilir ki tek bir şeye ihtiyacımız var: Çalışmak.'' ve “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin” sözlerinde çalışkanlık ve bilimi ne kadar önemsediğini göstermektedir.
Oysa bilindik CHP'li siyasi denince -ne yazık ki- çoğunlukla akla şunlar geliyor;
Sabahları geç kalkan...
Haftasonu ve yaz aylarında tatile çıkan...
Akşam eğlenceli mekanlarda takılan...
İçkili sofralarda alem yapan...
Hatta bazıları abartarak kumar masalarında eğlenen...
Lütfen şimdi bu örneklemelerde CHP'li bazı arkadaşlar başıma üşüşmesin.
Lafımız adresine gider merak etmeyin.
Bu listelemeye uymayanlara zaten  sözümüz yok.
Biz yine isterseniz Mustafa Kemal Atatürk'ün öğüdünden bahsedelim.
İlk işimiz milleti çalışkan yapmaktır. Çalışmak demek boşuna yorulmak terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur. Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanlarındır... Gibi net ifadeler kullanan Atatürk bugün yaşasa emin olun kurucusu olduğu o partide ve ülkesinde, birçok koltuğu işgal edenleri en büyük cezalara çarptırırdı.
***
Tabi ki İmamoğlu sadece çalışkanlığı ve bilimi doğru kullanması ile farklı bir politikacı değil.
Bütün siyasi parti seçmenlerine eşit mesafede davranması ile, kendisini en acımasızca eleştirenlere yaklaşımı ile, kendisine benzemeyenler ile kurduğu iletişim ile, muhafazakar yaşam tarzı ve ılımlı yurttaş tavırları ile, sürekli okuyan, araştıran, işinin ehli kişileri yönetime getirmesi ile çok farklı bir siyasetçi, farklı bir lider profili çiziyor.
Bu özelliklerini İstanbul seçmenine ne kadar fazla anlatırsa veya anlattırırsa o kadar başarılı olacağını düşünüyorum.

Hesap Kılıçdaroğlu'na kesilir!
Peki gelelim yazımızın başlığının sorusuna vereceğimiz cevaba.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu açıklanmasaydı muhtemelen Muharrem İnce veya Gürsel Tekin isminden birisi açıklanacaktı.
Daha önceki bir yazımızda; Sütten ağzı yanan Kılıçdaroğlu yoğurdu üfleyerek yiyor diyerek aslında İnce'nin cumhurbaşkanı adaylığından dolayı pişmanlık duyduğunu ifade etmiştik.
Gürsel Tekin ile de 2009 seçimlerinde ortak adaylık çalışması yaptıkları için onu en iyi tanıyanın Kılıçdaroğlu olduğunu ve madem     seçimlerde başarı ve başarısızlık CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun hanesine yazılacak, o halde CHP PM'den İstanbul adaylığı için yetki alan Kılıçdaroğlu'na bütün CHP'lilerin güvenmekten ve seçimlerde destek vermekten başka çaresi yok diyebiliriz...
Biraz zaman geçtikçe ve kamuoyu İmamoğlu'nu tanıdıkça daha net yorumlar ortaya çıkacaktır...