Demokrasi ve kamuoyu ilişkisi üzerine

Kamu kavramı üzerine yaşanan belirsizlikler kamuoyu kavramını anlamayı zorlaştıran bir etkendir. Kamu halktır. Kamu yararı da halkın yararıdır. Toplum içinde farklı kamular oluşabilir. İçinde yer aldığımız kamunun özellikleri ve kamuoyunun sınırları önemlidir. Kamu kolektif bir kelimedir. Kişiler birden fazla kamunun üyesi olabilirler çünkü kişilerin birden fazla fikirleri ve etrafında toplandıkları sorunları vardır. Kişi sayısı kamunun önemini arttırır ama aynı şey kamuoyu için geçerli değildir. Çünkü kamuoyunda nitelik kamuda ise nicelik önem arz eder. Özellikle de farklı kişilerin bir araya gelip dayanışma göstermesi çok önemlidir. Bu sağlıklı bir tartışma ortamının oluştuğunu bize gösterir. Toplumlar ideal ortak geleceğe doğru birlik olmalıdır ve fikirleri sağlıklı demokratik ortamlarda tartışmalıdır. Yani fikirler tartışmalıdır. Eğer sağlıklı bir kamuoyu oluşum süreci yoksa demokrasiden bahsedemeyiz. Sağlıklı bir kamuoyu sadece demokrasi topraklarında yeşerebilen bir tohumdur. . Ortada bir mesele varsa fikirlerin farklı olması çözüm yoluna gitmekte engel olmamalıdır. Farklı fikirlerin tartışması en önemli fikri doğurabilir. Aynı zamanda farklı fikirlerin tartışması toplumun bilinç düzeyini sağlıklı etkiler. Bu bakış açısından yola çıktığımızda görüyoruz ki kamuoyu hükümetten bağımsız olarak halkın ya da vatandaşın kanaatleri olarak anlaşılır. Yani insanlar hiçbir baskı altında kalmaksızın, otosansür uygulamaksızın fikirlerini ifade etmelidir.

Dördüncü güç olan medya beşinci güç olan yurttaş örgütlenmesine hizmet sağlar. Bu iki güç birbirini etkiler ve geliştirebilir. Halk kamusal sorunlara ilgi duydukça ve fikirlerini belirttikçe medya asıl amacına ulaşmış olur. Çünkü günümüz toplumlarında halk konulara karşı ilgisiz davranmaktadır. Bu nedenle medya düzenli olarak halkı bilgilendirmekle sorumludur. Tabi bu medyanın tarafsız ve objektif hareket etmesi önemlidir. Objektif medyadan bahsedemiyorsak sağlıklı bir kamuoyundan da bahsedemeyiz. Bence medya halkı dürtmelidir. Sorunların altını kırmızı çizgilerle çizmelidir. Sonuçlar ve sorumluluklar algılandıkça halk yöneticileri denetleme gücünü pekiştirir. Hiçbir ilgisi olmayan kronik çekirdek grup araştırması yapılmıştır. Elde edilen verilere göre yurttaş sorumluluğunu zedeleyen bu davranış hem halka, hem kamuoyuna hem de demokratik ortama zarar verir. İnsanın temel bakış açısının yönlendirmelerle ne sıklıkla değişebileceği konusu önemlidir. Koşullar aynı şekilde devam ettiği takdirde kanaatler aynı kalabilmektedir. Bu yüzden kamuoyu araştırmacılarının sadece ne düşünüldüğünü araştırması hatalı bir eylem olacaktır. Kanaat olgusunu her yönüyle efektif bir şekilde ele almamız gereklidir.

Kamuoyunu doğru okuyamazsak ne olur?

Oyunun kuralını belirleyen güçlü ve gelişmiş ülkeler bile kamuoyunu okumak, anlamak ve ona bir geri dönüt sunmak zorundadır. Bu incelemede insanlığın son 200 yıllık süreci değerlendirilir. Kamuoyu sivil topluk örgütlerinde ortaya çıkıyor. Özel sektör de kamuoyuna göre şekilleniyor. Kamu ve özel sektör kamuoyu ile varlığını sürdürebilir. Çünkü aldattığınız, manipüle ettiğiniz belli bir fikri empoze ettiğiniz bireyin gerçek bakış açısını ve duygularını asla bilemezsiniz. Kamuoyunda dediğimiz gibi çoğunluk değil nitelik önemlidir ama sayı arttıkça görünürlüğünüzü de arttırabilirsiniz. Toplumun yani bizim bir arada olmamızın bir sebebi vardır bu nedenle farklı olanı ötekileştirmemeliyiz. İş bölümünü ve iş birliğini aynı anda başarıyla gerçekleştiren ve buna efor sarf eden toplumlar ideal geleceğe kavuşma hakkına sahip olabilir. Ayrıca ve bence Atatürk’ün inkılapçılık ilkesi tam bu noktada çok önemlidir. En iyiye kavuşulsa bile toplum onun ilerisini kendisi için istemek zorundadır. Çünkü değişimi reddeden ve durağan bir sürece giren her zaman diliminde bir problem doğacaktır.

Tüm toplumlar barbarlığa 20 yıl uzaklıktadır lafı beni çok etkilemiştir. Halk belli aralıklarla uyarılmazsa kamusal ortamlardan da kamusal sorunlardan da uzaklaşıyor. Günümüzde düşünce iklimi hızlı bir şekilde değişmektedir. Bu yüzden insanların olaylara ilgisi de azalmaktadır. Hatta kamu kamusal alanlardan arındırılıp sosyal medyaya hapsedilmiştir. Sosyal medya insanların sesini duyurabildikleri bir alan olması ile beraber benim geçtiğimiz seçim döneminde çok büyük bir şeyi fark etmeme sebep oldu. İnsanlar çok kolay manipüle edilebilir hatta duyguları ve düşünceleri üzerinde oynanabilir. Artık halk yeni medya okur yazarlığı konusunda ve bilgi kirliliği gibi konularda daha dikkatli ve bilgili olmak zorundadır. Suskunluk sarmalıyla beraber düşününce oy merkezli değil ses merkezli düşünmek ve yöneticilerin de buna kulak vermesi önem arz edecektir. Kamuoyunu anlamadan desteğini almak mümkün değildir. Kamuoyunu anlamayı başaran insanın toplumsal doğasını da anlamış demektir. Kamuoyu anlayışı kör bir önyargı ya da üzerine düşünülmemiş tutumların bir araya toplanması demek değildir. Bilinç düzeyi yüksek insan topluluğu gerektirir. Bu şekilde anlaşılan bir kamuoyu siyasetin denetim merkezi olur. 1984 kitabı örneği benim için çok önemlidir. Kitap bir distopyanın kurgusudur. Felaket bir gelecek tasarlanmıştır. Bu gelecekte insan zihni bir lider tarafından tamamen ele geçiriliyor ve makineleştiriliyor.

Zekâ ölçülebilen bir gerçekliktir fakat akıl zekayı eğitimler ile geliştirebileceğimizi algılamamızdır. Kitap da tam olarak insan zihninin algısını bir partinin ele geçirmesine dayanıyor. Her yerde herkesi izleyen görüntü sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemlerden kaçarak elde ettiği bir not defteri vardır. Yakalanmadan kısıtlı bir alan için günlük tutmaya başlar. Günlükte inovasyon sürecine gider. Yani var olan sözcüklere eklemeler ve değerlendirmeler yaparak ortaya fikirler koyar. Bu fikirler ortaya yeni atılmıştır. Fakat içinde bulunduğu düzende düşünmek suçtur ve bu düzene nefretini yazmaya başlar. Çok üzücü ki kitabın sonunda o da fikirler yıkanarak yönetici tarafından imha edilir. Yani insanlar hafızasızlaştırılmıştır. Güncel uygulamalara göre kanaatler de özellikle medya aracılığıyla düzenli olarak değiştirilebilir ve yönlendirilebilir. Biz gazeteciler aslında nasıl düşündüğünüzü değil neyi düşüneceğinizi seçeriz ve bu konuda ahlaklı davranmak zorundayız. Kamuoyunun sağlıklı biçimde etkili olan müşterek noktalar vardır. Sadece demokratik ortamları olanak sağlayacağı şekilde fikirler özgürce tartışılmalı ve ifade edilmelidir. Bu özelliklere sahip sosyopolitik ortam oluşmalıdır. Bir takım asgari müşterek noktalarda buluşulmalıdır. Hayat ve toplumun ideal geleceği sonuçta müşterektir. İnsanlar belli bir sosyal, kültürel ve ekonomik seviyeye ulaşmış bilinç düzeyi yüksek toplumlardan oluşmalıdır. Taban tabana zıt fikirler bir araya gelemez. Ayrıca insanların yaşam koşulları ağırsa manipülasyona açık olacaklardır. Medyaya erişim kolay olmalıdır. Dışarıdan gelen etkilere de duyarlı olmakla beraber daha rasyonel fikirlere açık olunmalıdır. İnsanların yaşama şekli serbest etkileşime açık olmalıdır. Ben herkesi bu asgari müşterek noktalarda birleşerek aydın geleceğe beraber yürümeye davet ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barış Önal Arşivi