Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü.. Aslında Atamızdan gelecek nesile kalan en kıymetli ve değerli miraslardan biri..

Bu özel ve önemli günde hem kadın haklarının önemini hem de geçmişten bugüne tüm dünyaya nasıl öncülük edildiğini gösteren adımları aktaracağım.

Öncelikle Kadın Hakları Günü’nün oluşum hikayesiyle başlayalım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinden biri olan kadınlara seçme ve seçilme hakkı ile başlayan bu süreç, dünyada Kadın Hakları Günü’ne dönüşmüş ve her yıl 5 Aralık tarihinde kutlanmaktadır.

İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti’nde başlayan kadınlara seçme ve seçilme hakkı, yıllar içerisinde birçok ülkeye öncü olmuştur.

1930’lu yıllarda Türkiye’de kadınların siyasi alanlarda hak tanınması ve toplumsal birçok statüde bulunması amacıyla kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Sadece bununla da yetinilmeyerek kadın / erkek arasında eşitlik ilkesinin oluşması ve mücadele verilmesine dikkat çekilerek ekonomi, siyasi, hukuk ve toplumun her noktasında aktif rol oynaması amaçlanmıştır.

Kadın; savaşta zamanı cephede, tarlada, hayvancılıkta, fabrikada ya da evinde her nerede olursa olsun her daim dik duruşuyla, gücüyle ve bereketiyle yoktan var etmesini bilen bir varlıktır.

Bu sebeple ulu önderimiz Atatürk’ün eğitimden yargıya, sağlıktan siyasete, sanattan ekonomiye her dalda kadınların çoğunlukta olması ve üretime destek vermesi, bulunduğu ortamda başarılara imza atabilmesi için bu özel kararı yani kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımıştır.

Aslında kadınlara seçme ve seçilme halkının verilmesi demokratikleşmenin de önemli bir adımı olmuştur. Bu sayede daha güçlü, refah sahibi, özgür ve özgüvenli milyonlarca kadın yetişmiş ve yetişmeye devam edecektir. Sadece ülkemizde değil dünyada bulunan her kadın için oldukça anlamlı ve tarih yazan yegane atılımlardan biri olmuştur.

Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı süreci

1924 Anayasası hazırlandığı sırada kadınlara seçme ve seçilme hakkı gündeme gelmiş fakat TBMM Genel Kurulu’nda bu kararın erkeklere tanınması ağır basıldığından siyasal haklar 1934 yılına kadar uzatıldı. Daha sonra yapılan düzenlemeyle 1934 yılında 258 milletvekilinin oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi. Böylece Milletvekili Seçilme Hakkı ile birlikte kadınların seçme ve seçilme hakkı tamamen sağlanmış oldu.

Yasanın kabul edilmesiyle Beyazıt Meydanı’nda Türk Kadınlar Birliği tarafından büyük bir kutlama yapılmış ve Taksim’e kadar yürüyüş düzenlenmiştir.

Kabul edilen kadınlara seçme ve seçilme hakkı ilk kez 1930 yılında belediye seçimlerinde kullanılmaya başlanmıştır.

Bu seçimde Artvin Yusufeli ilçesinde Sadiye Hanım “Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı” olmuştur. Türkiye’nin ilk köy muhtarı Aydın’ın Çine ilçesi Demirdere köyünde Gül Esin seçilmiştir. 1935’de yapılan genel seçimde 17 kadın milletvekili TBMM’ye girmiştir.

Dünyadaki hiçbir ülkede eşi benzeri yapılmamış bu hak, sadece bizim ülkemizde ve ilk kez Avrupa’ya emsal teşkil ederek kadınlara geniş haklar sağlanmıştır. Sonraki yıllarda seçme ve seçilme hakkı Fransa’da 1944’de, İtalya’da 1945, Yunanistan’da 1952, Belçika’da 1960, İsviçre’de 1971, Çin’de 1971, Kuveyt’te 2005 ve Suudi Arabistan’da 2015 yılında bu hak tanınmıştır.

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!" sözüyle gönlümüzde taht kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e dünyadaki tüm kadınların minnet borcu aşikar.. Kadını hor gören ya da aşağı çekmeye çalışan toplum yerine ayakları üzerinde sağlam duran, her alanda çalışan ve istihdam sağlayan kadınların birbirine destek olması ve kadının dostunun kadın olması dileğiyle..