Kış saati uygulamasına yeniden geçilmeli mi?

Son günlerde en çok gündeme gelen konulardan biri kış saati uygulaması.. Aslında yıllardır konuşulan bir konudur fakat son zamanlarda özellikle vatandaşların talebi ve sosyal medyada sıkça yer alması, yasalaşan yaz saati uygulamasından memnun olmayan milyonlarca kişiyi olumsuz yönde etkilediğini açıkça ifade ediyor.

Kış aylarında sabah işe ya da okula gitmek için evden çıkan vatandaşlar havanın karanlık olmasından oldukça şikayetçi.. İnsanlar doğal olarak karanlıkta uyanmaktan ve karanlık olan saatlerde dışarı çıkmaktan tedirgin oluyorlar.

Özellikle kadın ve çocuklar için karanlık vakitlerde dışarı çıkmak son derece tehlikeli ve korkutucu olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden bir anne, çocuğunu okula bırakmak için sokağa çıktığında, yolların ıssız ve korkutucu olduğunu, çocukların karanlıkta korktuğunu ve sadece çocukların değil kadınların da bu durumdan tedirginlik duyduğunu ifade ederek yetkililere çağrıda bulunmuştu.

Yine yaz saati uygulamasına tepki olarak bir babanın çektiği videoda, kız çocuğunu sabahın köründe okula yollarken aldığı önlemler gündeme gelmişti. Baba, kızını okula gönderirken düdük, sopa ve el feneriyle uğurlandığı anları kaydetmiş ve ironi yaparak yaz saati uygulamasının çocukları nasıl olumsuz yönde etkilediğini göstermeye çalışmıştı.

Aslına bakacak olursak yaz saati uygulamasının hükümet tarafından temel hedefi gün ışığından faydalanmak ve enerji tasarrufu elde etmekti. Fakat tasarruf etmek yerine daha da fazla enerji harcıyoruz. Küçük bir örnekle durumu özetleyecek olursam; Sabah işe ya da okula gitmek için erken uyanan bir birey etrafını görmek için lambayı yakmak zorunda. Her hanede en az bir ampul yandığını düşünün. Evleri de bir kenara bırakın iş yerleri, fabrikalar, sokakları aydınlatmak için kullanılan ışıklandırma sistemi de haliyle enerji harcıyor. Bunların hepsi bir araya gelince enerji tasarrufu diye birşey kalmadığını düşünüyorum. Benim vermiş olduğum örnek sadece yüzeysel bir hesaplamadan ibarettir. Aslında işin özeti bu kadar basit! Tasarruf elde etmek yerine her geçen gün daha fazla enerji harcıyoruz.

Enerji tasarrufunu da bir kenara bırakın insanların psikolojik açıdan hayat enerjisi ve güne güzel bir başlangıç yapması da engellenmiş oluyor. Hayat zaten yorucu. Sabah uyanıyorsun hava karanlık, akşam evine gidiyorsun hava yine karanlık! Kısaca gün yüzü görmüyoruz ve hayatın anlamını da sorgular hale geliyorsun bir süre sonra..

Yetişkinler bir nebze durumu idare edebilir belki ama çocuklar için bu durum daha da zorlaştırıcı hale dönüşüyor. Uykusunu alamayan ya da karanlıkta korkan, okula gitmek istemeyen binlerce çocuk var. Okulu daha da eğlenceli ya da istekli hale dönüştürmek varken karanlıkta okula gitmek daha da zorlaştırıcı hale getirebiliyor.

Yaz saati uygulamasının olumsuz yanlarından çok sayıda örneklendirme yapmak mümkün. Fakat işin özüne odaklanmak ve vatandaşın alınan bu karardan memnun olmadığı açıkça aşikar.. Şikayetler yıllardır devam etse de neden ciddiye alınmıyor? Sorun belli, insanlar karanlıkta dışarı çıkmayı tehlikeli buluyor ve istemiyor. Önemli olan çözüm bulunması ya da alternatif seçenekler üretilmesi..

Okullar için sabah saatlerinde değişikliğe gidilerek günün aydınlandığı vakitlerde eğitime başlanabilir. İşe giden vatandaşlar içinde işe başlama saatleri makul saatlerde gün aydınlandığı zaman diliminde çalışma saatleri belirlenebilir.

Kısaca yaz saati uygulamasından muzdarip olan milyonlarca vatandaş varken, sessiz kalmak ve görmezden gelmek mümkün olmamalı. Özellikle “kış saati sistemine geri dönülmesi” çağrısında bulunan insanlar varken 2016 yılında alınan kararla zorunlu hale getirilen yaz saati uygulaması için acil bir çözüm ya da alternatif bulunulmalı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihan Konyalı Arşivi