Sevgili okuyucularımız, konu biraz sıkıcı gelebilir ama bu konuyu hepimiz bilmeliyiz. Azalan kaynaklara karşı hızla artan insan nüfusu yüzünden torunlarımız beklide kimyasal haplarla beslenecek. Hadi okuyun ülkemizin çevre sorunlarını bilelim ve doğayı koruyalım. Bu hafta bu kon uyu bitireceğiz.

Ülkemizin arazi yapısının eğimli olması, erozyona karşı zamanında önlemler alınmaması sonucu, ülke topraklarımızın yüzde 90’ında erozyon yaşanmaktadır. Bu da yılda 450 milyon ton toprağı derelerle taşınmaktadır. Bunun bir kötü yanında bu toprağın büyük paralarla yapılan barajları doldurmasıdır.

*Ormanlarımızın miktarı ve kalitesi her geçen yıl azalmaktadır. Meralarımızın betona yenilmesi yüzünden hyvanlar ormanlarda otlatılmakta bu da ormanların tahribine sebep olmaktadır.

*Üç tarafı denizlerle kaplı olan ülkemizin denizleri de hızla kirletilmektedir. Plansız, sağlıksız kentleşme, kıyıların tahribi, kanalizasyonların denize akıtılması denizlerimizi hızla kirletmektedir. Kapalı bir deniz olan ve deniz ürünleri bakımından, bir zamanlar dünyanın en zengin denizi olan Marmara Denizi de can çekişmektedir. Karadeniz'e Avrupa, Rusya ve Türkiye’nin nehirlerine giden kirlilik Marmara’ya, Ege’ye ve Akdeniz'e taşınmaktadır.

Çoğu illerimizde hava kirliliği özellikle kışın sağlığımızı tehdit eder boyutlara ulaşmaktadır. Doğal gaz bunu biraz frenlese de hemen her doğası güzel, havası güzel yere termik santrallar kondurma planları ve eksoz dumanları ile yarınımız yine tehlike altında olacaktır.

Son yıllarda, sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen bir kirlilikte gürültü kirliliği. Ulaşım araçları, motosikletler eksozlarını ne yapıyorlarsa kıyamet kopararak geçiyorlar. Bu yıllarda da inşaat faaliyetleri, hafriyat artıklarını taşıyan araçların gürültüsü de buna eklendi. Gürültü kirliliği insan sağlığını bozmakta, ruhsal bozukluklara neden olmaktadır.

Ülkemiz doğal zenginlikleri yanında, tarihi ve kültürel zenginlikler açısından da bir açık hava müzesi gibidir. Çevre sorunları, plansız kentleşme kentlerin tarihi dokusunu bozup mimarisini tahrip etmiştir.

Ayrıca ülkemiz önemli bir deprem kuşağında olması nedeniyle, meydana gelen yer sarsıntıları, yine ülkenin topografik yapısı nedeni ile sık sık toprak kayması gibi çevre sorunları yaşamaktadır.

Evet sevgili okuyucular, yukarıda kısaca sayılan ve ülke çapında yaşadığımız çevre sorunlarına değindik. 21. Asırdayız ama hala bugün bile şahit oldum az daha dayak yiyecektim mısır yiyip koçanını yere atana müdahale ettim. Sana ne be ihtiyar cevabı aldım. Başı bağlı bir genç kız su şişesini yere attı halbuki 3 adım ötesinde çöp sepeti vardı. Onu da ikaz ettim. Allahtan bir şey demedi baktı geçti. Halkımıza ikaz etmemiz gerekli. Doğamızı korumamız gerekli. Bir söz vardır “Bu dünya bize dedelerimizden miras kalmadı. Çocuklarımızdan, torunlarımızdan emanet bize.” Sağlıklı kalmanız dileklerimle.