Hasan Akgün Büyükçekmece’nin tapusuna talip!

2019 yerel seçimlerine adım adım yaklaşıyoruz. Şimdilerde aday adaylığı süreci.
Sonrasında her siyasi partinin ortaya koyacağı adaylar.
Listeler.
Kontenjanlar.
Projeler.
Vaadler.
Söylemler.
Artılar, eksiler ve sandık.
Aslında her defasında son sözü sandık söyleyecek dediğimizde de bu sözü pek samimi bulmadığımı söylemeliyim.
Zira sandıkta oyladığımız adaylar çoğu zaman bizim oy vermemiz gereken kişiler olmamasına rağmen; bazen ‘mecburiyetten’, bazen ‘alternatifsizlikten’, bazen ‘çaresizlikten’ ve çoğu zamanda adam yokluğundan oy vermek zorunda kaldığımız isimler oluyor…
***
Neyse şimdilerde aday adaylık süreci dedik ya.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin muhtemel aday olacak isimler dosyalarını parti merkezlerine ulaştırdılar.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin muhtemel aday olacak isimler ise bugün itibariyle dosyalarını parti merkezlerine vermiş olacaklar.
Diğer  siyasi partilerimiz de ilerleyen günlerde aday adayları dosyalarını teslim almaya başlayacaklardır.
Farkındaysanız ben doğal olarak İstanbul’u ve İstanbul’un gazetemizin hakim olduğu ilçeleri yorumlamaya çalışıyorum.
Hak verirsiniz ki, bu ilçelerde yiyip içip geziyoruz, yaşıyoruz, çalışıyoruz, dolaşıyoruz.
Bu ilçe insanları ile daha çok bir arada oluyoruz, konuşuyoruz, zaman geçiriyoruz.
Bu ilçelerin sorunlarına daha çok vakıfız.
Bu ilçe halkının ne isteyip ne istemediklerini çok daha yakından biliyoruz.
Dolayısıyla önce bu ilçeleri ve İstanbul’u yorumlamalı, sonra -sırası gelirse veya gerek görülürse- başka başka kentlerimizi de yorumlamaya çalışırız.

***
Bu ilçelerimizden ve ilçe aday adaylarımızdan bazılarının isimlerini köşemizde fazla okumanızın da altında yatan etken az önce bahsettiğimiz özellikten başka şey değil.
Örneğin; Büyükçekmece’de yaşayan, Büyükçekmece’de evi olan, Beylikdüzü’nde iş yeri olan, Silivri, Çatalca, Esenyurt, Avcılar, Küçükçekmece’ye en fazla 10-15 km mesafede olan, haftanın hemen hemen her günü bu ilçelerin birisinde mutlaka yemek yiyen, kahvaltı yapan, toplantıya katılan, sohbet eden, spor müsabakası izleyen, sinemaya giden v.s. birisi olarak bu ilçeleri değil de, Kartal, Beykoz, Üsküdar, Tuzla gibi senede en fazla üç beş defa uğradığım ilçelerden birisini sık sık yorumlarsam veya -tabiri caizse ahkam kesersem- kusura bakmayın ama o yorum pek tutarlı olmayabilir.
Beni de yanıltabilir.
Sizleri de aldatabilir.


'BENDEN SONRA BENİM ADAMIM 
BAYRAĞI DEVRALACAK'


Lafı uzatmadan bölgemiz ilçesini daha sık yazmaya ve bölgemiz ilçe belediye başkan aday adaylarını daha fazla yorumlamaya çalışacağız.
İşte onlardan birisi.
Büyükçekmece’nin beş dönemi bitirip altıncı döneme aday olmaya hazırlanan Hasan Akgün bir dergiye (Tarafsız Bakış Dergisi) verdiği röportajda kendisine sorulan; ‘Büyükçekmece’ye yeniden aday adaylığınızı açıkladınız. Sizden başka aday adayı yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hasan Akgün yeni bir siyasetçi yetiştirilmesine izin vermiyor mu?’ şeklindeki soruya şu cevabı vermiş:
Büyükçekmece ailem beni tanıdığı için, ben burada olduğum sürece Büyükçekmece içerisinden aday çıkmaz. Bunun iki sebebi var. Ben abi veya baba gözüküyorum. Tabi benimle beraber olan arkadaşlarım bayrağı benden sonra devralacak. Belediye başkanlığının okulu yoktur. Buraların bana ihtiyacı var…

Bu cevabı okuduğumda hem bu ilçenin bir seçmeni, yurttaşı, olduğum için, hem Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren bir ferdi olarak iki defa utandım dersem yeridir.
Hem utandım, hem üzüldüm, hem ayıpladım.
Utandım çünkü; demek ki ‘Ben 42 yıllık belediyeci, 25 yıllık belediye başkanıyım’ diyen Hasan Akgün’ün karşısına 350 bin nüfuslu bu ilçe başka bir aday/aday adayı veya belediye başkanı çıkartamıyor.
Utandım çünkü; Cumhuriyet Halk Partisi gibi ülkeyi kuran yüz yıllık siyasi bir parti, 350 bin nüfuslu bir ilçede başka bir belediye başkanı adayı çıkartamıyor.
Utandım çünkü, bu ilçeyi beş dönemdir yönetim altıncı belki de yedinci dönemine talip olan bir belediye başkanı bu ilçenin geleceğini ancak ve ancak kendisi veya kendisinin yanında yetişecek kişilere bağlı olduğunu görüyor.
Utandım çünkü; Cumhuriyet ülkesinde, cumhuriyet sevdalısı, adı cumhuriyet olan, ülkeyi kuran Atatürk’ün kurduğu bir siyasi partinin bir belediye başkanı adeta padişahlık anlayışı ile bir düzen kurmuş ve kendisinden sonraki yönetimi de dizayn etme güdümüne girmiş.
Utandım, üzüldüm, ayıpladım çünkü; kendisi dışında 350 bin nüfuslu bir ilçede yaşayanları yok sayan, hiç sayan, bir anlayış ne yazık ki o ilçenin belediye başkanlığını yirmibeş yıldır yönetiyor.
Utandım, üzüldüm, ayıpladım çünkü; ’… Benimle beraber olan arkadaşlarım bayrağı benden sonra devralacak…’ sözü ile bir belediye başkanı o belediyenin yönetimine talip değil, o belediyenin, o ilçenin tapusuna talip olduğu zihniyetini gözler önüne sermiş oluyor…


Ekipten kopmalar var!
Bu arada hazır Hasan Akgün’ü yazmışken mevcut belediye meclis üyelerinden bazılarının (Fahrettin Altuntaş gibi) henüz belediye meclis üyeliği aday adaylık müracatı yapmadıklarını da belirtelim.
Bu müracatların yapılmaması akıllara ya Akgün’ün bu isimlere olur vermediği veya Ak Parti’nin adayına bağlı olarak karşı listede yer alacakları ihtimallerini getirmiş oldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi