Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Kamu-halk-toplum

“Kamu” insanların bir arada yaşadığı, üretip tükettiği, sosyal ve kültürel etkileşim içinde olduğu topluluk yani bireylerin toplamı halk demektir. Yunus Emre'nin, “… Kamu alem birdir bize”, dizelerinde belirttiği gibi toplumun tümüne halka kamu denilmekte.

Bireylerin temel hak ve özgürlükleri yanında toplumun yaşamsal haklarını da gözeten ve uygulayan kuruma kamu kurumu; Kamu kurumlarında üretim, dağıtım, sağlık, eğitim, güvenlik, yargı ve benzer hizmetleri görene kamu çalışanı; toplumun tüm bireylerinin yaşamsal çıkarlarını da ilgilendiren sisteme kamu düzeni denilir. Devlet kurumsal yapısı ve yasal gücüyle her bireyin bu hakları kullanmasını sağlamakla görevli. Burada ister istemez iktidar erkini elinde bulunduran güçler çıkarları temelinde uygulamaları yönetir.

Sorun içinde yaşadığımız kurulu sistemin yasa ve kararnameyi uygulayıp uygulamadıkları önemli. Koca koca adamlar toplantılar yapıyor yasalar veya kararnameler çıkarıyor ama birçoğu uygulanıyor mu diye sormak gerekir.

Kamu hizmetleri merkezi ve yerel hükümetler belediyeler tarafından yerine getiriliyor. Birde üyeleri ve sakinlerinin oluşturduğu kooperatifler aracılığı ile görev yapmakta. Kamuya ait görev ve hizmetler kâr amacı gütmez. Bunlar temel kamu görevi ve hizmeti sağladıklarından devlet tekelindedir. Çünkü maliyeti yüksek ama her bir bireyin bunlara erişimi kolay ve ucuz olması temel kuraldır.

Sistem içerisinde kamu hizmeti gören özel kuruluşlarda vardır. Ya da iktidar erkinin geçen yüzyılın son çeyreğinde kamu kurumlarını özelleştirdi. Bunlar içinden teknolojik gelişmelerden dolayı kamu kuruluşlarının yeniden yapılanmasını zorlarken birçoklarını özelleştirmiş. Devleti yönetenler hantallaşmış olan kurumları yenilemek yerine kapatır ve üç kuruşa satarken, kar getiren kurumları da yandaşlarına satmış. Satmakla kalmamış onlardan ücret mukabilinde hizmet alımına gitmiş.

Özelleştirilen kamu hizmetleri devlet tekelinin denetiminde olsa da kâr amaçlı bir kurum olduğu bir gerçektir. Kamu kurumlarının yatırım ve zararlarını devlet karşılarken özel ve özelleştirilen kurumlar hizmetlerinin maliyetini arttırır. Maliyet yurttaşa yansır. Yurttaş kamu hizmeti olan bu temel üretim ve hizmetleri pahalı alır.

Yasalarıyla kurallarıyla bir devlet ve kamu görevleri vardır. Devlet, asker polisiyle iç ve dış güvenliği sağlarken adliye ile yasal kuralları belirleyip uygular. Dünden bugüne devlet kurumu sadece güvenliği sağlamaz hizmet üretir ve yapar. Yurttaşın kamunun çıkarı gözetilerek temel hizmetleri yerine getirilir, bunlar onun asli görevleri arasındadır. Yani ortada toplumsal yaşam için gerekli bir faaliyet vardır.

‘Kamu hizmeti, “hukukçular” tarafından yalnız idare hukuku değil bütün kamu hukuku için önem arz etmekte olduğunu belirtir. Kamu hukuku yasal olarak net konulmadığından bulanık durumdadır, uzlaşmaya varılmış bir tanımı bulunmadığı belirtilir. Kamu hizmetinin kavram olarak belirsizliğinin ileri sürülmesi aynı zamanda hukuken belirsizliği ifade etmektedir. Bu nedenle kamu hizmetinin içeriğine yönelik tartışmalar konunun hukuki boyutuyla sınırlı kalmamakta, siyasi boyut işin içine girmektedir.’

Toplumun genel kuralları ve yasaların önünde bireylerin kamusal çıkarı ile özel çıkarı kesin hatlarıyla bellidir. Toplumun çıkar ve menfaatleri kişinin önündedir. Hele ki kamusal üretim ve hizmetlerde hiçbir kişi ayırılıp kayırılmaz denir. Madem ki bu kural ve yasalar var, o zaman geçerli olan bunlar ise kamusal üretim ve hizmeti günümüz koşullarında değerlendirelim.

Devleti yönetenler dün  ya da bugün birçok kamu hizmetlerini özelleştirip sattı. Özelleştirilen bu kurumlar toplumun yaşamsal ihtiyacı olan üretim ve hizmet faaliyeti yürütmekte. Fakat gelinen bu ortamda özel sektör tarafından yürütülen kamusal hizmetler düzenli ve sürekli bir şekilde yürütülemiyor veya yürütülmüyorsa ve maliyeti yurttaşa faturalandırılıyorsa burada bir sorun vardır. Bu nedenle, hizmet veya üretim doğası gereği kamusaldır, gerektiğinde kamu adına devlet tarafından üstlenilmesi gerekir.

Geçenlerde kar yağışının etkili olması nedeniyle ücretli yol, tünel ve köprüler felç oldu. Buraları kullanan yurttaşlar mağdur olup maddi ve manevi zararlara uğradı. Ayrıca son günlerde kamusal hizmet olan su, gaz, elektrik, iletişim, ulaşım ve diğer temel maddeler ülke parasının değerinin yitirmesi ve ekonomik belirsizlik nedeniyle faturaları yüksel değerlere çıktı. Mevcut Anayasanın 5. Maddesine göre yurttaşın kamusal hakları korunmalı. Bu temelde yasanın 46. ve 47. Maddeleri uygulanmalı yani özel ve özelleştirilen kurumlar “kamulaştırılmalıdır”.

Devlet tek tek bireylerin ortak çıkarlarını temsil eden bir kurum olduğu belirtiliyorsa, kamusal çıkar gözetilmelidir. Devlet ayrıcalıklı bireylerin at koşturduğu bir yer olmayıp kamunun çıkarı düşünülmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi