Özlem T. Akarken

Özlem T. Akarken

Karanlığa meydan okumak

Zaman su gibi akıp gidiyor çoğu evde tencere zor kaynıyor. Komşuda pişenin mutlaka bir tabak gönderildiği , çatkapı misafirliklerin ayıp sayılmadığı ,dışarıda akşama kadar oynayan çocukların sokak aralarında cıvıl cıvıl seslerinin olduğu ,akşam çayı eşliğinde saatlerce sohbet edilen dost meclislerini ,dantel örgü modellerinin paylaşıldığı o çocukluk gençlik günlerimi çok ama çok özlüyorum.

Günümüze gelirsek kilo ile aldığımız sebze meyveyi tane ile artık almayı öğrendik. Daha çok hesap yapar olduk mesela. Eskiden içilen kahveyi severek içerdik kırk yıl hatırı vardı enerjimizi de artırıyordu ,şimdi yudumlarken kilosu bu hafta kaç lira olur diye düşünmeden geçemiyoruz. Ramazan geldi, iftar sahur sofraları zor şartlarda bile olsa kuruluyor örf adetler yerine getirilmeye çalışılıyor. Ramazan davulcusu daha fazla hüzünlendiriyor mesela bir yandan da umutları körüklüyor.

Yaklaşan Mayıs ayıyla beraber sendika sayımları içinde artık gün sayılıyor. Mübarek ay Ramazan da olduğumuz halde bile hala yalanlarla türlü Ali Cengiz oyunlarıyla üye kapma derdindeler. Haksız hukuksuz şekilde toplu sözleşme de imza altına aldıkları yüzde birin Danıştayın kararıyla yürütmeyi durdurma almasını bile kabul etmiş değiller. ‘’Bağımsız küçük sendikalar kapanacak dava açtık kazanacağız ‘’diyorlarmış temsilcileri sahada. Soruyoruz sorguluyoruz böyle bir dava yok ….. Sağlık ve sosyal hizmet kolunda ise hekim sendikalarının kurulması hekimlerin mevcut sendikalarından istifa edip hekim sendikalarına yönlenmesini bile sorgulamayıp diğer meslek gruplarına ve özellikle bağımsız sendikaların üyelerine ‘’Mayıs’a kadar bize geçin sonra tekrar sendikanıza dönersiniz’’ diyebilmekteler. Aslında Türkiye ‘de sendikacılığı rezil rüsva etmiş durumlara getirenlere artık diyecek bir şey bulamıyoruz. ’’Mutluluğu sende bulan senindir, gerisi misafir’’ diyor Mevlana.... Mutluluğu hakkını arayan değerini bilen sendikalardan yana tercihini kullanmak doğru adresi bulabilmek ne güzel bir duygu aslında.

Kelimeler dönüp dolaşıp sendikaya gelince Türkiye’nin en büyük bağımsız sendikası ,hatta tarih yazmış mücadelesiyle 51 cesur yüreğin çabalarıyla kurulmuş birçok tez konusunda yer almış ilk gözağrım Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN ) den bahsetmemek olmaz. 3. Olağan Genel Kurulu ile yeni bir yönetim kurulu belirleyerek yoluna devam ediyor şu an , ilerleyen zaman da ise başından beri dile getirdiği savunma sanayi hizmet kolu gelmesi için mi, yoksa konfederasyon olma yolunda tercihini kullanacağını görmüş olacağız. Bağımsız sendika olmak kolay değil hele ki Türkiye ‘nin en büyük bağımsız sendikası olmak daha da zor. Bu yolda her türlü çabayı sarf eden başta rahmetli Akif Tutkaç Başkanım olmak üzere tarih yazan Serdar Dursun , Mustafa Yalçınkaya, Hatay Komat, Ali Balcı, Kemal Arslan Başkanlarıma , Ankara İstanbul İzmir Kocaeli Balıkesir Emniyet Batı Akdeniz Doğu Akdeniz Doğu ve Güneydoğu Karadeniz teşkilatlarına teşekkür ederken . 3. Olağan Genel Kurulda Genel Başkan seçilen Kenan Haluk Baytemir’e ve başkan yardımcısı olarak görevi devir alan Oğuz Durkut Murat Öztürk Sevindik Saral Ercan Büyükkaya Yaşar Cömert İbrahim Becer’e başarılar diliyorum. Buraya not olarakta Oğuz Durkut Başkanım /kardeşimin ‘’ Sime-Sen öncüdür güçlüdür ve büyüktür gayrısı Sivil Memurlara büyük bir yüktür ‘’ sözünü not düşüyorum.

Bir hekim kolay yetişmiyor

Türkiye ekonomisi ,geçmişe özlem, sendikalar derken o kadar çok konu biriktirdik ki …..Mesela bir gencin tıp fakültesini kazanmak için nasıl çabaladığını tıp fakültesini kazandıktan sonra da gençliğini verdiği unutuldu ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan ‘’giderlerse giderler’’ çıkışını duyduk. Buna hekimlerin STK ların cevabı ise ‘’git dediler diye gitmeyeceğiz ‘’ oldu. Hatta Isparta Milletvekili Sayın Aylin Önder Cesur meclis kürsüsünden’’ Biz doktorlar gençliğimizi verdik; git dediler diye bir yere gitmeyeceğiz ! Doktorları kum torbası yapmanıza da izin vermeyeceğiz.; haklarını da yedirmeyeceğiz! ‘’ diye haykırdı. Bir hekim kolay yetişmiyor Tıp Fakültesine girmek için Türkiye sıralamasında ilk on beşbin de diş hekimliğinde ise ilk otuz binde olman gerekiyor. Kazanmakla da bitmiyor uzmanlık yan dal uzmanlığı var ömürleri hep okumak kendilerini geliştirmekle geçiyor. Yetişmiş ehil kişilerin beyin göçüyle gitmesiyle beraber sağlık sistemi kırmızı alarm vereceğini defalarca söyledik bir kez daha bu köşeden yazıyoruz. Çöküşe sürüklenen sağlık sistemine acil çözüm gerekiyor. Sağlık kurum çalışanları hekiminden hemşiresine teknisyeninden teknikerine hasta kabul personelinden genel idari teknik hizmetler güvenlik personeli yardımcı hizmetler temizlik personeli bir bütün bizler dedikçe ayrıştırıcı polemik yaratacak açıklamalar maalesef var olmaya devam ediyor. Bu pandemi döneminde hekim ve hemşireler başta olmak üzere sağlık kurumu çalışanlarının hakkı ödenmez deyip ödemeyenlerin ise vicdanlarıyla artık başbaşa kaldığı dönemdeyiz.

Sağlık sistemi alarm verirken kamuda görev yapan kamu personeli içinde herhangi bir düzenleme yok ,kanayan yara yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılıp eğitim öğretime göre kadro unvanlarının belirlenmesi için bir çalışma bile yapılmıyor. Yetkili ve etkisiz sendika toplu sözleşmede pas geçtiği bu durumu ele almaktan bile kaçınıyor. Adeta gözler kör kulaklar sağır olmuş vaziyette. Hazirandan önce maaş iyileştirmesi yapılmazsa sonrasında yapılacak olan tüm iyileştirmeler enflasyon içinde eriyip gidecek ve hiçbir anlamı kalmayacak. Bu sene yapılacak lise üniversite sınavları sonrası ailelerin çoğu evlatlarını şehir dışına yollayamayacak yurt , yeme içme, konaklama, ulaşım derken bir gencin tercih sıralamasını bile sınırlı tutmasına neden olacak.

Geleceğe umutla bakalım

Dertler çığ gibi büyüyor. Karanlıktan aydınlığa çıkmak geleceğe umutla bakmak istiyoruz. Yaşanan iktisadi ve bölgesel güvenlik sorunları da var bu da dikkate alınması gereken bir konu .Düzensiz göçe dur denilecek politikalarla çözüm üretmeliyiz bir yandan da. Öncelikle kendi insanımızın refahını ve güvenliğini gözetmek zorundayız. Bir yandan da gerekli tedbirleri alırken tasarrufu da gözardı etmemeliyiz. Anayasamızın emrettiği gibi Türk Milleti’nin hak ve hürriyetleri önceliğimiz olmalıdır. Bir şeyleri değiştirmeye çabalayan hatasını görebilip en kısa yoldan doğruya yönünü çevirebilen, kendine yakışanı yapmaya gayret eden insanlara selam olsun. Unutmayalım ki; karakteri hatasız olmak belirlemez, yapılan hatadan sonra ki duruş belirler. Işığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerekir, meydan okuyanları ve yarınları umut ettiğimiz gibi görmek dileğiyle kalın sağlıcakla…..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özlem T. Akarken Arşivi