Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Koruma altında

Okulda iş yaşamın da ve çok çocuklu ailelerde mutlak birileri koruma altına alınır. Zayıf, çelimsiz, bakıma muhtaç ya da ikinci bir kişinin desteğiyle yaşamını idame ettiren toplumsal açıdan korunur kollanır. Bazen de hakikaten zeki ve becerikli olan da korunur.

Devletin en küçük biriminden en büyük birimine kadar yönetici olanlar debdebeli bir şekilde korunur koruma ordusuyla gezer. Bunların korumalar ile dolaşması günümüzde doğal hale geldi. Hangi parti ve inançtan olması önemli değil önemli olan o koltuğun azametine ve gururuna sahip olmak ve bu şatafatlı yaşamı son gününe kadar kullanmasıdır.

Hemen hepimiz okul sıralarından geçtik, sınıfın en önünde öğretmenin masasının karşısında ki sırada oturan korunan ve hep söz hakkı öncelikli verilen onlardı. Mahalle arasında ki arsada ya da sahada top koştururken birileri hakem tarafından kollanır. Askerliğini yapanlar bilir bir üst rütbeli tanıdığın varsa nöbete çıkmaz, mıntıka temizliği yapmaz gündüzleri ranzada geceleri dışarıda vatani görevlerini bitirir. İş yaşamında özellikle kamu kurumlarında birilerine arkasını dayayan ya da yakını veya bir topluluğa biat eden daima korunur kollanır rahat ettirilir. Bu da yetmez sıradan bir çalışan memur olur, memurdan amir, sonra müdür daire başkanı genel müdür hatta bakan bile olursunuz belki de baş danışman baş genel sekreter bile olursunuz.

Bugünlerde televizyon kanallarında birçok yarışmalar düzenlenmekte. Bunların içinden öyle biri var ki düzenlediği yarışma içinde birilerini “koruma altına” almak sözünü duymaktayız. Oysa bunu yıllardır devlet kurumunun en hassas kuruluşlarında, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok kuruma eleman alınmakta. Alınan bu elemanların birçoğu yapmış olduğu görev gereği işini ciddiye alması gerekir. Görev ciddidir, neden mi?

Yurt dışından ithal edilen başta gıda maddeleri olmak üzere doğru denetlemez ve tahlil ettirmez ise; sağlık ve çevre ile ilgili gerekli denetimi ve incelemeyi yerinde yapmaz ise; amirinin talimatıyla inceleme ve denetim yapar ve raporlarını masa başından kalkmadan yaparsa; çalışma yaşamında bir denetleme yapmamış, geliştirmemiş ve sadece okuldaki kuru bilgilerle iş yaşamını devam ettirene “iş güvenliği uzmanı” belgesi verilirse; yapması gereken asli görevini savsaklayan hatta bunu başkalarını üzerine atıp onların daha da ağır sorumluluk altında çalışmalarına neden oluyorsa bunun vebali daha da ağır olmakta.

Madende ve inşaatta iş kazaları, ithal edilen genetiği ile oynanmış gıda maddeleri, giyim ve kullandığımız maddelerin sağlığımıza zararlı kaplama ve boyası, içme sularımıza karışan atık sular, içimize çektiğimiz kirli hava, tedavi etmeyen etkisiz ilaçlar ve dersini anlatamayan eğitimciler, ekonomiyi anlayamayan “sayın görenler” ve sonuç bugün apaçık ortada. Birileri korunur ve kollanırsa onun sorumluluğu ilkin yakın çalışma arkadaşlarına sonra topluma ağır yük verdirerek etkilese de bir domino etkisiyle toplumu etkilemesi acı ve kahreden süreci zamanla ağır bedeller vererek görmekteyiz.

Tüm bu yaşananlara rağmen yine birileri iş yaşamında “koruma altına” alınır ve şirketlerine ihaleler verilmeye devlet kurumlarında hızla yükselmeye devam etmekte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi