Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

14 Mayıs‘a dönüp bakınca…

14 Mayıs gelip geçti… 14 Mayıs’ı geride bırakan Türkiye, 28 Mayıs’ta yeni bir seçime hazırlanıyor. Türkiye 28 Mayıs’ta, ilk kez büyük bir seçimde ikinci tur deneyimi yaşayacak. İlk turun sonuçları rakamsal ve siyasal boyutuyla her yerde yazılıyor, tartışılıyor. Soğukkanlı değerlendirenler olduğu gibi, ‘şöyle yapılmalıydı, böyle olmalıydı, şimdi benim dediğim gibi yapılmalı‘ gibi bir sürü fikirler öne sürenler de var. Mutlaka takip ediyor, okuyor veya izliyorsunuzdur. Burada tekrar etmenin gereği de yok.

* * * *

Bir kenara not etmişim. 14 Mayıs seçimini etki ve sonuç açısından dünyanın en önemli seçimi olarak görenler, ‘Türkiye, sadece Türkiye değildir‘ ya da ‘Türkiye’den konuşmak, sadece Türkiye değil, bölgesel ve küresel ölçekte dünya siyasetinin bugününden ve yarından konuşmaktır‘ diyorlardı. Haklılardı.

* * * *

Ukrayna Savaşı’nın başlayışı 450 günü geçti. Bu süre zarfında dünya sadece savaşı yaşamıyor. Aynı zamanda uluslararası sistem ve küreselleşmede değişim veya dönüşüm ciddi anlamda tetiklendi. Bilimsel ifadeyle savaş ve sistemsel değişim eş zamanlı yaşanıyor. Savaş, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan düzeni ve Soğuk Savaş sonrası dönemi son noktasına kadar getirip bıraktı adeta.

* * * *

Dünyanın jeopolitik, siyasal açıdan nereye gittiğine dair yoğun tartışmalar yaşanıyor her yerde. Eski düzenin sürdürülemez olduğuna dair kanaat yerleşti. Çin’in önlenemeyen yükselişi, Tayvan sorunu, Pasifik NATO’su, küresel güney, gıda, temiz su, iklim krizi, yeşil enerji, sanayi ve ham madde tedarik zinciri gibi konuları takip edemeyenler tartışmalara ne dahil olabiliyor, ne de olan biteni anlayabiliyor.

* * * *

Yaşadığım Almanya’dan örnek verirsem. Alman Şansölye, elinde kimseye vermediği meşhur deri dosya çantası, yanında dev firmaların CEO’ları bir ülkeden diğerine koşuyor. Üç dört kez Güney Amerika’yı turladı, Afrika’yı dolaşıyor, Hindistan, Vietnam, Japonya’yı komşu kapısı yaptı. Günleri uçakta geçiyor. Her açıdan stratejik yeni ortaklar arıyor oluşacak yeni dünya düzeninde.

* * * *

Aslında yeni düzenin işaretleri Ukrayna savaşından çok önce başlamıştı. 2008‘deki ekonomik kriz, 2010‘daki Arap Baharı, 2020‘deki Salgından sonra Ukrayna Savaşı belki de tetikleyen son halka. 1945 sonrası kurulan sisteme, Amerikan hegemonyası, Amerikan kültürü hakimdi. Bugün, bu dönemin sonuna geldik sanki. Gerçi şu anda hem yeninin içeriği hem de yönüne dair bir tam bir berraklık olmadığını da unutmayalım.

* * * *

Türkiye bölgesel güç/kilit ülke. Batı ile birlikte olan, tam Batı içinde olmayan ama AB adayı olan Türkiye, değişen dünyada kendini nasıl konumlandıracak. Bu konum Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını topyekün etkileyecek. Bu konum Suriye’de, Ege‘de, Doğu Akdeniz‘de, Mavi Vatan’daki sorunların gidişatına yol gösterici olacak.

* * * *

Bir meslektaşım geçen gün şöyle yazıyordu. ‘CHP lideri ABD-İngiltere-Almanya arasında denge kurarak 300 Milyar Dolar toplayıp iktidarı ele geçirmek istedi. Türkiye’nin yönünü belirlemek için direksiyona geçmek istedi.‘ Ama ilk turda olmadı. 14 Mayıs’ta TBMM’de çoğunluğu sağlayan, cumhurbaşkanlığı seçiminde de 4.5 puan (kabaca 2.5 milyon oy) önünde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci tura avantajlı giriyor.

* * * *

Şimdi 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı yani direksiyona geçecek olan seçilecek. Yani Türkiye otobüsünün yolcuları hazır, şoför bekleniyor. Bekleyip göreceğiz. Ama bu bekleyiş sırasında şoför adaylarından biri ile yolcuların bir kısmı ‘biz‘ ve ‘Suriyeli sığınmacılar‘ ile ‘biz‘ ve ‘depremzedeler‘ veya ‘biz‘ ve ‘ithal oylar‘ şeklinde ötekileştirici-dışlayıcı bir söylemlerle seslerini yükseltiyor. Bu tarihte örneği görülen ırkçı, aşırı sağcı siyasi tezahürlerin bir yansıması gibi. 28 Mayıs’ta beklenen şoför gelse bile huzurlu bir yolculuğa engel olacak vahim bir gelişme.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi