Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Sevmek üretmektir

Geçen gün yılın son günü kadim dostum Sezai Sami ile çok az konuştuk ama yaşama dair söylediklerini unutmadan kaleme aldım.

“Seven kişi, ülkeyi, insanları sever ve yaşama tutkuyla bağlı olur. Sevmek, gönül vermek, haz almak, bunun için her şeyi göze almaktır.

Üretmek kişinin ihtiyaçlarını karşılaması ülkenin gelişmesi ve kalkınması, yaşamı yaşanır hale getirmek için var etmektir.

İnsan olarak maddeyi ve doğa olaylarını kendi yararına düzenleyip değiştirmek bunları yaparken de kendisini de değiştirmesidir. Üretim faaliyetinde bulunurken belli düşünceler edinir, töreler, kurallar, dinler ve ideolojiler yaratır.

Tarihsel süreçte insanlığa geçiş üretimle başlamıştır. Doğanın bütün varlıkları arasında bilinçli olarak üretebilen tek varlık insandır. Demek ki üretim her şeyden önce insanca bir iştir. İnsanın varlık koşulu bundan ötürü de temel niteliği üretici olmak ve sevmektir.

Üretim çalışması yararlı şeyleri ortaya çıkarır. Tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe üretebilen şeyin yararlılığını arttırır. Bunların bir de üretken özelliği vardır. Üretici fayda yaratışından bir avantaj çıkardığı zaman üretkenliğe verimlilik özelliği de katar.

Ekonomik temel de üretim, kişi, topluluk, ulus veya tüm insanlık bakımından teknik üretim sonuçlarına oranla değerlendirilir. Bu nedenle üretimin ilk etkeni doğa kuvveti ve araçların tümüdür. Doğaya ikinci bir etkende eklenir, bu emektir.

Üretkenlik terimi gerek yüksek verim gerekse de yüksek üretim kavramlarını belirtir. Üretimin artması her şeyden önce akılcı hesaplı bir düzen kurmaya bağlıdır. Bağlıdır çünkü bağlanmak sevmek âşık olmak, tutkulu olmak, irade ve yargıları aşan güçlü bir coşku güçlü bir istek amaçlar.

Sevmek ama tutkuyla, içten, sevmek her şeyi bilerek göze almak doğa da sadece insanlara özgüdür. Doğa da sevdiği için üreten tek canlı sadece insandır. İnsan evladı yaşamı sevdikçe üretmiş, ürettikçe sevmiş ve yine sarmal biçimde sevdikçe üretirken kendini günümüzdeki koşula getirmiş. Onun bugünkü halini alması sevda ve üretme bileşkesinin gelişkinliğinde aramalı.

Sevgiliye verilmek için bir demet çiçeğim yetiştirilmesi, Ferhat'ın Şirin ’e olan aşkının dağı deldirmesi, Yusuf’un Züleyha’ya aşkından zindanlara atılması, İsa’nın çarmıha gerdirecek kadar tanrı sevgisi, Trakyalı Spartaküs’ün özgürlüğü sevdiğinden Romalı köle efendilerine karşı isyanı, Şeyh Bedrettin’in insan sevgisi ve yârin yanağı dışında her şeyini paylaşması, ülkenin en iyi okullarında okuyup en iyi eğitimi alan, kurulu sömürü düzeninin bir parçası olmamak için insanları sevdiği için yoksul halkına ışık, işçi sınıfına önder olan ama düzen sahipleri tarafından işkence yapılan, cezaevlerinde tutulan, hain tuzaklarda kuytu köşelerde yok edilen katledilen insanlar bir örnektir.

Sevmek bir duygu, üretim ise emektir. İnsanın yaşama bakışı, olaylara duyarlılığı müdahale edişi, sürü karakterindeki bir canlı gibi olamaz. O “beni sevmeyen başkasına yar olmaz”, “benim ürettiğim benim, senin ürettiğinde benim” demeyecek kadar, güzel insan değerine sahiptir. Şairin dediği gibi “yârin yanağından gayri her şeyi paylaşacağını” bilendir. Oysa üretmeyen, sevmeyen insan, sahte gülücük atar, onun kalbi duvarlarla örülmüş beyni örümcek ağlarıyla sarılmış, nefret tohumları saçan ruhsuz birisidir. Ama güzel insan onurlu yaşamı sevdiğinden her koşulda yaşamın devam etmesi için imkânsızı başarır.

Üretmeden tüketme, seviyormuş gibi görünme aslında sorumsuzluğu, aç gözlülüğü, toplumsal kurallara saygısızlığı getirir. Sevgiyi ayaklar altına alıp yasaları delmenin bir sorun yaratmayacağını belirtir.

Kuşkusuz sevmek sevilmekle, üretimde tüketim amacıyla yapılır.

Toplum ve birey olarak “ne olacağız” sorusuna yanıtından önce NE YAPACAĞIZ NE KATACAĞIZ, sorularına yanıt aramalı.

Bu nedenle, GEÇMİŞ, BUGÜN VE GELECEK KAYGISI VE SORUMLULUK DUYGUSU TAŞIYAN SADECE VE SADECE ÜRETEN VE SEVEN insandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi