Tarihteki salgın hastalıklara bakınca koronavirüs hafif kalıyor...

2020 Ocak ayında ilk olarak Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve 4 binin üzerinde kişinin hayatını kaybetmesine neden olan corona virüs salgını bir anda tüm dünyanın bir numaralı sorunu oldu.

Bir anda para unutuldu.

Siyaset unutuldu.

Sanat unutuldu.

Spor unutuldu.

Alışveriş kenara çekildi.

Gezi, seyahat, etkinlikler kenara çekildi.

Varsa yoksa virüsten korunma ve kurtulma yöntemleri hepimizin en önemli sorunu oldu.

Demek ki neymiş, sağlık herşeyden önemliymiş.

*

Yaklaşık iki aydır virüse karşı mücadele veriliyor.

Şimdiye kadar olumsuz olan durumlar teknoloji ve iletişim çağı avantajıyla daha hafif şekilde atlatılmaya çalışılıyor.

Dünyanın bir ucunda olan durum anında, saniyeler içerisinde dünyanın diyer ucunda takip edildiğinde virüs çok fazla dünyaya yayılmadan tölere edilmeye çalışılıyor.

Yazımızın sonunda paylaşıyorum.

Bir okuyun da görün.

1346 - 1353 yılları arasında meydana gelen Kara Veba salgınının 75 ila 200 milyon arasında insanı öldürdüğü düşünülüyor.

15. yüzyılda Amerika kıtasını keşfeden Avrupalı kaşifler beraberlerinde getirdikleri virüs ve bakteriler ile bağışıklık sistemleri Avrupalılar gibi gelişmemiş olan ve ilaçları da yetersiz kalan Amerikan yerlilerinin yüzde 90'ının ölümüne neden oldular.

Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Tifüs salgınını zaten biliyorsunuzdur.

*

İçinde bulunduğumuz çağın kıymetini bilerek, bugün coronaya karşı yarın başka başka virüs ve salgınlara karşı yetkililerin uyarılarına uyarak.

Gerekli tedbirleri alarak.

Sadece salgın anında değil, aslında hayatın her döneminde, temizliği, hijyeni, sağlıklı beslenmeyi, sağlıklı ortamda sağlıklı canlılar ile temas kurarak.

Daha daha farkındalıklı bir yaşam sürerek.

Daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmemiz mümkün.

*

Bakın vürüs var diye çoğumuz elimizi yıkamayı hatırladık.

Çoğumuz evimizi, iş yerimizi, eşyalarımızı temizlemeyi hatırladık.

Çoğumuz yiyeceklerimize, temas kurduğumuz insanlara, canlılara dikkat etmeye başladık.

Aslında yaşamın her anında böyle yapmamız gerekmiyor muydu?

İşte bakarsınız corona virüsü belki bu özelliklerimize daha çok dikkat etmemize vesile olur.

*

Amerikalı ünlü oyuncu Tom Hanks ve eşi Rita Wilson'ı örnek almak gerek.

ABD'de virüsün görüldüğü ilk ünlüler olan Hanks ve eşi, corona testi yaptırdıkları ve sonucun pozitif çıktığı bilgisini Instagram hesabından paylaştılar.

Gördüğünüz gibi aslında virüse yakalanılsa da korkmamak gerek.

Zira şimdiye kadar corona virüsüne yakalananların şayet zamanında ve doğru teşhis konularak doğru tedavi uygulandığı sürece yüzde 90'ından fazlası virüsü yeniyor.

Bu örnek kapı gibi ortadayken, evlerine makarna stoklayanları, kolonya stoklayanları, maske stoklayanları anlamak mümkün değil.

*

Bakın aslında her zaman benzer virüsler ile yaşadığımızı söyleyebilirim.

Gün olur kuş giribi gibi bir virüs dolaşır ve hayat devam eder.

Gün olur aıds virüsü.

Gün olur grp virüsü hafif gibi zannedersin ama Allah korusun o virüs çok insanın hayatına mal olmuştur.

Kısaca söylemek istediğim şudur.

Gerek Sağlık Bakanlığımızın açıklamasına, gerek Çinli ünlü uzmanın açıklamasına bakılırsa bu hastalık daha çok bir kış enfeksiyonu olduğundan sıcaklar başlayınca virüs yokolacak.

Bu kadar kaosa gerek yok, bilinçli olalım yeter.

Evimize ve iş yerlerimizde hijyene ve dezenfekte olaylarına ağırlık verelim.

Bir süre el sıkışmayalım, öpüşmeyelim.

Tedbirlerimizi alalım ama fazla da abartmayalım.

Bir iki ay sonra corona virüsü gidecek başka virüsler gelecek.

Hayat devam ettikçe her zaman her türlü virüslere karşı mücadele vereceğiz.

Yapacak bir şey yok...

Gelin şimdi gelmiş geçmiş, insanlık tarihini şekillendiren en ölümcül salgın hastalıklara bir göz atalım.

Peki tarihteki en ölümcül salgın hastalıklar hangileriydi?

Neden oluştular ve nasıl sona erdiler?

Diye soruların cevabını biliyor muyuz?

Sadece gezegen tanımı yeterli mi bilmiyorum, zira son günlerde aramızda uzaylılar da olduğu yönünde ciddi tesbitleri de var sayarsak galaksi diyerek de söze başlayabiliriz.

Galaksimizin her köşesini diğer canlılarla paylaşıyoruz.

Bunların arasında mikroskobik ölçekte olan bakteriler, mikroplar ve virüsler de var.

Vücudunuzun her yerinde, her zaman kötü huylu bakteriler ve mikroplar bulunur.

Ateş düştüğü yeri yakar misali zaman zaman ortalıkta pek salgın olmadığı halde çok hafif denecek hastalıklarla ciddi bir şekilde hastalananlarımız veya yaşamını yitirenlerimiz de olsada.

Arada bir de bir bakıyorsunuz Dünya Sağlık Örgütü diye bir kurumun anonsu ile hoppala diyerek bir anda gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor.

Genelde anonsda 'Yeni bir salgın ile karşı karşıyayız, dikkatli olalım' diye kelimeler dökülüyor.

Gelin şimdi gelmiş geçmiş, insanlık tarihini şekillendiren en ölümcül salgın hastalıklara bir göz atalım.

1) Antoninus (Galen) salgını

MS 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu'nda yaşanmış olan ve doğu seferlerinden dönen askerler tarafından getirilmiş salgın bir hastalık olan Antoninus vebasında, Roma İmparatorları Lucius Verus ve Marcus Aurelius Antoninus'un da hayatını kaybetmesine sebep olurken imparatorluk toplam nüfusunun yüzde 30'unu yitirmişti.

2) Jüstinyen Vebası

541 yılında Konstantinopol'de İmparator Jüstinyen tahtta otururken Avrupa'da başlayan bir salgın önce Mısır'a oradan Filistin'e, Suriyeye ve oradan da Anadolu'ya ulaşan salgın hastalık askeri birliklerin şehre getirdiği malzemeler arasında yer alan fareler yoluyla girdi. Hastalık normal seyrini sürdürdü ve zamanla kendiliğinden yok oldu ancak o zamana kadar dönemin en kalabalık şehirlerinden olan Konstantinopol nüfusunun yüzde 40'ını kaybetti. Salgın iş gücü ve asker sayısını kaybeden Bizans'ın zayıflamasına ve saldırılara açık hale gelmesine neden oldu ki bu durum Avrupa tarihini kökten değiştiren gelişmelerin yaşanmasına vesile oldu.

3) Kara Veba

1346 - 1353 yılları arasında meydana gelen Kara Veba salgınının 75 ila 200 milyon arasında insanı öldürdüğü düşünülüyor. Tam sayıları bilmek mümkün olmasa da özellikle Avrupa nüfusunun bu yıllarda yüzde 30 ila yüzde 60 oranda azaldığı belirtiliyor. Yaşanan kıyım sonrası toplumda tanrının ve kilisenin sorgulanmasına sebep olan Kara Veba salgınının dinde reformun ve hayatın pek çok alanında rönesansın başlamasının başlıca nedenlerinden biri olduğu biliniyor.

4) Amerikan yerlilerinin suçiçeği ile karşılaşması

15. yüzyılda Avrupalılar yeni dünyayı keşfetti. Amerika kıtasındaki yerliler ile temas eden Avrupalı kaşifler beraberlerinde getirdikleri virüs ve bakterileri buradaki insanlara bulaştırdılar. Suçiçeği hali hazırda Avrupa'nın üçte birini öldürmüştü ancak bağışıklık sistemleri Avrupalılar gibi gelişmemiş olan ve ilaçları da yetersiz kalan Amerikan yerlilerinin hiçbir şansı yoktu. Milyonlarca insan öldü ve o dönem yerli nüfusun yüzde 90'ı yok oldu. Bu durum Amerika kıtasının Avrupalılarca kolonileştirilmesini son derece kolaylaştırdı. 19. yüzyılın başına kadar toplamda her iki Amerikan yerlisinden biri Avrupa'dan gelen hastalıklar nedeniyle öldü.

5) Cocoliztli salgınları

16. Yüzyılda 'Yeni İspanya' adı verilen bugünkü adıyla Meksika olan bölgede görülen birkaç farklı hastalığın aynı dönemde oluşmasıyla yaşanmış salgın felaketi 'cocoliztli salgınları' olarak anılıyor.

Bugün yapılan incelemeler sonucunda balıklarda bulunan salmonella bakterisi kaynaklı olduğu düşünülen salgınların 1520 - 1576 yılları arasında toplamda 15 milyona yakın insanı öldürdüğü, Maya uygarlığı için sonun başlangıcı olduğu ve yıllar içerisinde günümüz Venezuela'sından Kanada'ya kadar yayıldığı sanılıyor.

6) Yedi farklı Kolera salgını

Uygarlık tarihimizde yedi büyük kolera salgını yaşandı ancak bunlardan en ölümcül olanı üçüncüsü olan ve 1852 - 1860 tarihleri arasında meydana gelen salgındı. Koleranın başlıca sebebi içme sularının kirlenmesi ancak sebebin bu olduğu üçüncü salgına kadar anlaşılamadı. 19.yy'da yaşanan büyük salgın ile kolera tüm Hindistan'a oradan Afganistan'a ve Rusya'ya yayıldı. Resmi kayıtlara göre sadece Rusya'da bile 1 milyon insanın ölümüne neden olan salgın oradan Avrupa'ya ve Afrika'ya son olarak da Amerika'ya ulaştı.

7) Üçüncü Veba salgını

1855 - 1859 yılları arasında Çin'de başlayarak dünyaya yayılan ve sadece Çin'de ve Hindistan'da bile 12 milyon insanın ölümüne neden olan bu salgına Jüstinyen Vebası ve Avrupa'nın Kara Vebası ardından 'Üçüncü Veba' denildi.

8) Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Tifüs salgını

1914 - 1918 yılları arasında Tifüs bakterisini taşıyan bitlerin neden olduğu salgın savaşın beraberinde getirdiği bir olguydu. Avrupa ve Asya'da 25 milyon kişi hastalandı ve özellikle Sovyetler Birliği ülkelerinde 3 milyona yakın insan hayatını kaybetti.

9) 1918 İspanyol Gribi salgını

Birinci Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda 500 milyon insana bulaşan H1N1 influenza virüsü neden olduğu yüksek ateş ile dünya genelinde 50 ila 100 milyon arasında sağlıklı insanın ölümüne neden oldu. Bu sayı birinci ve ikinci dünya savaşlarında ölen insan sayısının toplamından kat kat daha fazladır.

10) 1957 Asya Gribi salgını

Çin'de başlayan Influenza-A virüsünün ördeklerde mutasyona uğrayarak insana geçen bir hastalık olduğu düünülüyor. Asya Gribi olarak adlandırılan hastalık 4 milyona yakın insanın canına mal oldu. Aynı yıl bulunan bir aşı ile salgının önüne geçildi. Bir yıl içerisinde 40 milyon kişi aşılandı.

11) HIV (AIDS) virüsü

20. yüzyılın ortalarında maymunlardan insana geçtiği anlaşılan HIV virüsünün saptanabilen ilk örneği 1959'da Kongo'da görüldü. Ne var ki, teşhisi ve adı ancak 1980'lerde konuldu. Son 30 yılda 36 milyon insanın hayatına mal olan virüsü kesin tedavi edebilecek bir çözüm hala bulunmuyor. Sadece önlem almak ve hastalığa yakalandıktan sonra ömür boyu ilaç tedavisi kullanmak gerekiyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi