Türkiye solunun en zor sınavı

Cumhur ittifakı; Yeniden Refah Partisi ve Hüda Par’ı da ittifaka kattıktan sonra kendi içerisinde bir dolu tartışmaları da başlatmış oldu.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi içeren tüm yasaların kaldırılmasını talep eden Yeniden Refah Partisi ve anayasanın değiştirilemez diye kabul edilen maddelerinden rahatsızlığını açıkça beyan eden Hüda Par’ın varlığı MHP’yi rahatsız etmiş olmalı ki, seçimlere kendi logolarıyla bağımsız olarak gireceklerini duyurdular.
İktidardan gitmemek için her yolu deneyeceği anlaşılan Cumhur ittifakı ve saray çevresi daha bir şiddet ve de hiddetle siyasileri tehdit etme, muhaliflere parmak sallama ve kendinden olmayan her kesime ayar verme çabalarını sürdürüyor.
Millet İttifakı yoğun milletvekili adaylık başvurularını değerlendirmede hayli zorlanacağa benziyor.
Şimdilik en önemli sorun Muharrem İnce’nin inadının kırılmamış olması.
Bence Memleket Partisi sosyal medyayı çok iyi kullanarak bir süre gündemde kalmayı başardı. Ama bu sürdürülebilir bir durum değil.
Kampanya sürecinde ilginin azalacağını ve sandıkta vicdanıyla baş başa kalan seçmenin tercihini kazanacak adaydan yana kullanacağını düşünüyorum.
Yine de riski en aza indirebilme adına Muharrem İnce’nin ve özellikle de çevresindeki seçmenlerin kazanılması için çabaların sürdürülmesinde yarar var.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şimdilik Millet İttifakında görünür önemli bir sorun yok.
Ancak TBMM de çoğunluğun sağlanabilmesi için aday belirlemede çok titiz ve dengeli bir çalışma yürütülmesi gerekiyor.
Gelelim tarihinde belki de ilk kez kitlesel olarak temsil fırsatı yakalamış olan Türkiye Solu bu yarışta neler yapacak?
Türkiye’nin üçüncü büyük partisi HDP seçimlere Yeşiller ve Sol Parti altında katılma kararı vererek çok önemli bir stratejik hamle yaptı. 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek olan Emek ve Özgürlük İttifakı bu kararıyla Türkiye Solu’na siyaseten önemli bir hareket alanı açtı.
Türkiye Solunun tüm renklerinin mecliste temsil edilebilmesi için çok değerli bir fırsat doğmuş oldu.
Şimdi asıl sorun geçmişte çok yaşadığımız kısır çekişmeler, bireysel egolar ve grupsal çıkarlar adına böylesine önemli bir fırsatı değerlendirememe endişesi.
Son yapılan açıklamalarda Türkiye İşçi Partisinin (TİP) kendisini kanıtlama ve gücünü test etme gibi anlamsız gerekçelerle Milletvekili seçimlerine ortak listeyle değil kendi logosuyla gireceği konuşuluyor.
Mecliste yaptıkları başarılı çalışmalar, son deprem felaketinde gösterdikleri özverili çabalar ve kişisel olarak gösterdikleri yüksek performans ve sempatik tavırlarıyla ilgi odağı haline gelen TİP, Genel başkan Erkan Baş’ın kamuoyundan destek gören çıkışlarıyla da Türkiye de tanınmış bir dolu sanatçının tercihi haline geldi.
Ancak şu unutulmamalıdır ki, henüz tam anlamıyla bir kitle partisi haline gelmemiş TİP, olası bir seçim yenilgisiyle tüm umutları söndürebilir ve şu ana kadar oluşmuş olumlu havayı bir anda yok edebilir.
O nedenle kişisel önerim her türlü siyasi hesap, kişisel kapris ve kompleksi bir yana bırakıp, Türkiye Solunun mecliste en etkili şekilde temsil edileceği ortak listelerde yer almakta yarar vardır.
Erkan Baş her ne kadar TİP’e verilecek oyların boşa gitmeyeceğini iddia etse de artık en küçük bir riski bile taşıyacak gücümüz kalmadı.
Bir önceki yazımda da anlatmaya çalıştığım gibi, varsayalım ki TİP yüzde 3 barajını aşarak hazine desteği aldı. Mecliste yeterli sayıda ya da hiç temsil edilemeyen bir TİP, halkın desteğini yitirmiş olmaz mı?
Normal koşullarda “Sandık her şey değildir.” Diyebilirsiniz ama gün o gün değil.
Örneğin Muğla, Aydın, Hatay gibi kimi illerde güçlü adaylarla girilecek bir seçimde Emek ve Özgürlük İttifakının alabileceği bir milletvekilliği Yeşil  Sol Parti ve TİP’in ayrı adaylarla seçime girmeleri halinde Cumhur ittifakına gidebilir.
Ülkemiz için böylesine yaşamsal öneme sahip bir seçimde hiç kimse ya da partinin böyle bir hata yapma hakkı ve lüksü yoktur.
Henüz vakit var iken bu konunun yeniden değerlendirilmesi, bu yanlıştan dönülmesi gerekir diye düşünüyorum.
Aksi halde yaşanacak olumsuzlukların vebali çok büyük olacaktır.
Henüz yeni yeşeren bir fidanı sonu belirsiz bir yarış, anlamsız bir hırs uğruna soldurmayın.
İnanıyorum ki HDP yetkilileri de ortak liste konusunda gerekli duyarlılığı ve gereken fedakarlığı yapacaklardır.
Gelin ülkemizin aydınlık geleceği, barış içinde yaşanacak bir Türkiye hayalini birlikte gerçekleştirelim. Bu ülkede yaşayan her yurttaş bu umutla beklemekte ama en çok da biz solcular, sosyalistler, devrimciler öyle hasret kaldık ki gerçek bir demokrasiye, bunu bizlere çok görmeyin.
Emeğin ve insanın önde tutulduğu bir Türkiye umuduyla.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi