Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Türkiye'nin biyocoğrafyası

Sevgili Okuyucularımız, daha önce de değindiğimiz ülkemizin doğal zenginliklerini bilip te hala dış borçlarla tüm ülke boyunda ezilmemizi anlayamıyorum. Halbuki hangi konuya el atsanız göğsünüz kabarır, gurur ve mutluluktan uçarsınız. Yer üstü zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır, yer altı zenginliklerimiz de tüm dünyayı kıskandırır. Bir de bu ülkeyi yönetenler için böyle söyleyebilsem Türkiye Dünya Lideri olur. Önce Bor madenimiz, sonra toryum madenimiz, daha sonra feomidyum, şimdi de Osmiyum. Hepsinin en zengini Türkiye.

Osmiyum dünyada en çok nerede bulunuyor?

Bildiniz, Türkiye’de.

Tahmin edilen rezerv ne kadar?

127.000 ton.

Sonra hangi ülke geliyor?

Bulgaristan.

Onun rezervi ne kadar?

2.500 ton.

Pekiiii! Sahip olduğumuz Osmiyum’un maddi değeri ne?

Çok şaşıracaksınız 9 trilyon US Dolar.

Türkiye’nin iç borcu; 85 milyar US Dolar, Dış borcu; 125 milyar US Dolar. Toplam borcu 220 milyar US Dolar. Elimizdeki Osmiyum’un değeri ne idi? 9 trilyon US Dolar. Yani toplam borcumuzun 40 katı. Bütün dünya madenlerimizi satın almak için sırada, biz de satmak için pazardayız. Esasen bu yazımdan başlayarak ülkemizin yer üstü “Biyolojik zenginliği”ni anlatacaktım.

Gelin ülkemizi daha derinden tanıyalım sevgimiz artsın. Türkiye, orta enlem kuşağında yer alır. Deniz seviyesinden iki bin metre ve üzeri ne uzanan pek çok dağları, platoları ve ovalarıyla farklı iklim koşulları isteyen binlerce canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. Tüm Avrupa kıtasında 12 bin canlı türü varken Türkiye’de 9 bin canlı türü yaşar bunun da 3 bin kadarı endemiktir yani sadece Türkiye’de vardır. Vadiler ve çöküntü alanlarının yarattığı mikroklima etkisi, tür zenginliğini daha da arttırmaktadır. Eski dünya kıtaları arasında köprü görevi gören Türkiye, son iki milyon yılda yaşanan buzul çağlarında pek çok canlı türü tarafından sığınak olarak kullanılmış ve günümüzdeki biyolojik çeşitliliğe kavuşmuştur. Ancak öncelikle sığınak koşullarını sağlayan yer şekillerinin gelişimini özetlemek gerekir.

Türkiye, jeolojik açıdan genç bir ülkedir ve halen devam etmekte olan bir dağ oluşum kuşağında yer almaktadır. 65 milyon yıl önce başlayan bu dağ oluşumu hareketleriyle Afrika, Arabistan ve Hindistan kuzeye, Avrupa ve Asya’ya doğru ilerlemekte ve bu ilerlemenin sonucunda temas sağlanan kesimlerde yüksek dağ kıvrımları oluşmaktadır. Bu durum bir dünya haritasında rahatlıkla gözlenebilir. Çevresindeki büyük kıtalarla kıyaslandığında çok geç deniz yüzeyine çıkan Anadolu, Afrika’nın eski Akdeniz’in tabanındaki tortulları itekleyip yükseltmesiyle Toros Dağları’na kavuşmuştur.

Anadolu, yaklaşık 12 milyon yıl önce Arap levhasının yılda 2-3 santimetre kadar hızla itelemesiyle doğu kısmından yükselmeye başlamış, batı kesimi ise gevşeme sonucu kırılmalarla bloklar halinde çökerek Gediz ve Menderes Nehirleri için hazır vadiler oluşturmuştur. İç Anadolu Kapalı Havzası da aynı dönemin eseridir. Yine aynı dönemde Karaman’ın kuzeyindeki Karacadağ’dan Ağrı Dağı’na dek uzanan hat boyunca volkan dağları yükselmiş ve günümüzdeki şeklini almıştır. Türkiye bu nedenle dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir ve bu hareketler halen devam etmekte olduğundan deprem yönünden de aktif durumdadır. Bugün, Avrupalı canlılara daha çok Karadeniz ve Batı Anadolu’da, Afrikalı türlere ise Akdeniz’in sahil şeridi ve Güneydoğuda, Asya kökenlilere ise Doğu ve Orta Anadolu’da rastlanmaktadır. İşte dünyanın oluşumundan bu güne Türkiye. Sağlıklı, mutlu kalmanız dileğimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi