Umut masası

6 Muhalefet partisinin Pazar günü yaptığı toplantı, toplumda oldukça merak ve heyecan uyandırdı.

Cumhur ittifakının beklediği ve hayli çaba sarf ettiği olumsuz herhangi bir sonucun çıkmadığı toplantıda liderlerin oturduğu masa bir anlamda ülkenin geleceği açısından bir umut masası oldu.

Ne vardı bu masanın üzerinde?

Kuşkusuz yemekli bir toplantı, daha doğrusu çalışma yemeği olduğu için menüde nelerin olduğu da merak ediliyordu.

Mütevazi bir menü olmasının ötesinde liderler dışında tüm katılımcılara ve basın mensuplarına da ayrımsız aynı menü sunulmuştu.

Manda yoğurdu, Medine Hurması, Kestane Balı, Yulaf Ezmesi olmasa da geleneksel, doyurucu bir menünün olduğu masada asıl siyasi menüde ne vardı?

Toplantı sonrası yapılan açıklamadan dikkat çeken başlıkları şöyle özetleyebiliriz.

En başta tüm liderler “kırmızı çizgilerimiz, ön şartlarımız yok “ diyerek toplantıya bir genişlik, geleceğe yönelik bir umut kattılar.

Türkiye’de alışık olmadığımız ölçüde nezaket kurallarına uyulduğu, önyargıların olmadığı, uzlaşma ve diyalog zemininin korunduğu bir iş birliği çabası hakimdi.

Ayrıntılara takılmayan, görüş farklılıklarına saygılı, çözüm odaklı bu çalışma kuşkusuz iktidarı ve yandaşları oldukça rahatsız ediyor.

Diğer yandan iktidar mensuplarının ittifakı bozmaya, liderler arasına nifak sokmaya, iş birliğini itibarsızlaştırmaya yönelik her türlü girişimlerini boşa çıkaracak düzeyde bir iyi niyet ve hoşgörü vardı masada.

Lüks, şatafatlı malzemeler yoktu masada ama samimiyet vardı, ülkeye ve halkın dertlerine sahiplenme, geleceğe yönelik umut ve sorumluluk vardı.

En baş gündem, parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasının çizilmesiydi.

Bu konuda bir mutabakat ve çalışma komisyonunun oluşturulması atılan en önemli adımlardan biriydi.

İktidardan gelen “Eskiye dönüş” eleştirilerine karşı “Yarının Türkiye’si” vaadiyle duyurulan mutabakat metninde, güçlendirilmiş parlamenter sistemin temel esaslarından bağımsız ve tarafsız yargıya, demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesinden temel hak ve özgürlüklere kadar birçok konu başlığına yer verildi. 

En çok merak edilen konulardan biri de HDP ile olan ilişkiler, Kürt sorunu ve Alevilerin durumuydu.

Cumhur ittifakının ve özellikle de Bahçeli’nin en fazla üzerinde durduğu, HDP’yi şeytanlaştırmak ve onun üzerinden ittifak partilerine yüklenmesine karşı ittifakın alacağı tutum önem kazanmıştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 6 muhalefet partisi liderinin buluşmasında HDP’nin temsil edilmemesine yönelik eleştiriler için, "Biz zaten onları yok sayamamayız" ifadelerini kullandı.

Her ne kadar şu aşamada önemli ve anlamlı bir açıklama olsa da yeterli olduğu söylenemez.

CHP dışında diğer tüm ittifak partilerinin özünde sağ kökenli, milliyetçi, muhafazakar tabana dayalı partiler olduğunu düşünürsek ilerde bu konunun daha çok tartışılacağı ve süreç içerisinde kimi sorunlar yaratacağı gerçeğiniz göz ardı edemeyiz.

Ancak bu samimi ilişkiler zaman içerisinde partiler ve liderler arasındaki kimi uzlaşmaz gibi görünen konularda en azından diyalog ortamı sağlayacak gibi görünüyor.

Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağı konusu üzerinden yapılmaya çalışılan polemiklere prim vermeyen, bu tür konularda kurulmuş tuzaklara düşmeyen ittifak liderlerinin bu sağduyulu yaklaşımı gerçekten takdir edilecek bir duruş.

Umarız bu taktik duruşu ve stratejik yaklaşımı ısrarla ve samimi biçimde sürdürme başarısını gösterirler.

Çünkü toplumun artık bu tür kısır tartışmalara, anlamsız ego yarışlarına, partisel çıkar kavgalarına tahammülü yok.

Bir diğer önemli konu, ittifak dışında kalan, yeni güç birliği arayışı içerisinde olan,” güçlenmeye çalışan” siyasi parti ve oluşumların alacağı tavır.

HDP’nin üçüncü yol arayışı, Türkiye İşçi Partisinin demokrasi ittifakı talebi aslında değerlendirilmesi gereken öneriler.

6'lı ittifakın kırılgan yapısını dikkate aldığımızda bu kesimlerle bir ittifakın pek mümkün olamayacağı görünüyor.

Ama tek adam yönetiminden kurtulmak, parlamenter sisteme dönüş, demokratik hukuk sistemine geçiş aşamasında uygun formüllerle iş birliği ve destek arayışlarının mutlaka yapılması zorunluğu vardır.

Her türlü siyasi kompleksleri bir kenara bırakıp bu ülkeye karşı sorumluluk duyan tüm yurttaşların desteğini alacak bir demokrasi ittifakının temelleri ancak böyle atılır.

Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar böyle bir ittifakın oluşmasına uygun siyasi iklim ve toplumsal koşullar var iken bu ortamın yok edilmesine hiç kimsenin ya da siyasi oluşumun hakkı yoktur.

Şimdi zaman, barış içinde bir arada, ülkenin aydınlık geleceğini kurma zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi