Virüs bahane, dijital dünya şahane…

Koronavirüs salgını bir anda tüm dünyanın en ortak en büyük sorunu oldu.

Neden oldu nasıl oldu diye soru sormayın sakın.

Bu soruyu soruyorsanız üzülerek söylüyorum ki bu dünyanın insanı değilsiniz.

Düşünsenize;

Adı ister corona olsun ister korona olsun COVIT-19 ile bulaşan kişi sayısı tüm dünyada 150 bin civarında.

Virüs nedeniyle ölen kişi sayısı 5 bin, iyileşen sayısı 75 bin, ağır ve kritik vaka sayısı  6 bin civarında.

Vakalar en çok vaka Çin 80 754, İtalya 9172, Güney Kore 7513, İran’da 7161 görüldü.

Ölümler de buna paralel; Çin 3 136, İtalya 463, İran 237, Güney Kore 54  kişi.

Bu üç yere baktığınızda İtalya Vatikan’ın merkezi. 

İran’ın “dini başkenti” Kum kenti.

Şii dünyasının kalbinin attığı "Ayetullahlar şehri" Kum şehri konumu itibariyle İran’ın neredeyse tam orta noktasında yer alıyor.

Kaynaklarda Makedonyalı Büyük İskender tarafından tahrip edildiği yazılan şehrin, tarihinin M.Ö. 400’lü yıllara kadar gittiği tahmin ediliyor.

Şiiler büyük önem verdikleri şehrin, Ehl-i Beyt ve 12 İmam tarafından kutsanıp korunduğuna inanıyor. Bu yönüyle de Kum Şii dünyasının büyük bir kısmında kutsal şehir olarak kabul ediliyor.

Daha sonra İslam dünyasının merkezi Kabe’nin de listeye eklendiğini sayarsak birazdan yazacaklarımı daha iyi anlayacaksınızdır.

*

Hadi COVIT-19 bize bulaştı, yine korkmak gerekmiyor çünkü, %81 hafif formda, %14 orta, sadece %5 kritik formda seyrediyor.

Zatürede ölüm oranı %10, COVIT-19 da %3.4; elli yaş altı ise %0,2.

10 Şubat 2020’de Çin’de COVIT-19’dan 108 kişi öldü.

Aynı gün:

26 283 kişi kanserden.

24 641 kişi kalp hastalıklarından.

4300 kişi diabetten öldü.

Her gün:

Sivrisinekler 2740

İnsanlar 1300

Yılanlar 137 kişinin ölümüne sebebiyet veriyor.

*

Peki bu rakamlara rağmen neden dünyada bir panik havası estirildi?

Neden insanlar evlere kapatıldı?

Neden insanlar, nakit para yerine kripto paraya elektronik paraya.

Mağazalar yerine internetten alışverişe.

Dini ibadethaneler yerine dijital ortamda ibadetini, alışverişini, eğitimini yapmaya yönlendirildi.

Buradan da uyanmadınız mı?

Anlasanıza artık.

Ortada net olarak bir dijital salgın var.

Dijital hayata geçiş planları var.

İnsanları dijital hayata alıştırma evresi var.

*

Bakın başka zaman olsaydı inançlı insanları Mekke’ye gitmemeye kim ikna ederdi?

Vatikan’ı ziyaret etmemeye.

Cuma namazını kılmamaya.

Seyircisiz spor müsabakası yapmaya.

Kim veya kimler ikna ederdi?

Neler ikna ederdi.

Ancak ortaya öyle bir şey atıldı ki bir anda duyan insanların yüzde 99’u sağlık daha önemli diyerek söylenen her şeye itibar etmeye başladı.

*

Yine virüsün ortaya yayıldığı platformlara bakalım.

Amazon gibi dijital dünyanın devi firmadan.

Facebook gibi twitter gibi dünya insanlarının yüzde 90’ının kullandığı sosyal medya mecralarından.

Amaç daha fazla insana daha hızlı ulaşarak virüs korkusunu salmak.

Diğer eski dünyanın eskimiş medya organları ne yaptı.

Hiçbirşey yapmadı, yapamadı.

Onlarda gücün karşısında yenilgiyi kabullendiler.

*

Artık kabullenelim.

Yeni bir dünya geliyor.

21.Yüz Yılın dijital çağı dünyası.

Dördüncü sanayi devrimi toplumu, dijital toplum geliyor.

Bu toplumda insanın en güçlü değeri para ve paraya götürecek olan yapay zeka yöntemi.

Bir şekilde bu toplumu bir akıl dizayn ediyor.

Daha doğrusu bu çağı yaratan ve besleyen akıllar topluluğu dizayn ediyor.

Bu duruma aynı zamanda teknolojik ile sosyolojik hayatın da savaşı diyebiliriz.

Kültür, din, dil, yaşam şekli, hayata bakış şekli yeniden dizayn ediliyor.

Bu yaşamın ritmi online hayat üzerine kurgulanıyor.

Robotların hakim olduğu ortamlar.

Yapay din ve inanç biçimi.

Nakit para yerine kripto para ve elektro para.

Salonlarda spor yerine dijital spor ortamları.

Birebir ve okul eğitimi yerine yapay zeka eğitim kurgulanıyor.

Aşağıda gelen genç nesile yer açmak ve daha kolay ilerlemek için altmış yaş üstü insanlara bu yeni dünya düzeninde yer biçilmiyor.

İnsanlar evlere kapatılarak dijital hayat test ediliyor.

*

Eve kapanan insan ne yapar?

Dijital ortamlara takılır.

Dijital iş bulurlar.

Dijital alışverişe yönelirler.

Dijital arkadaşlıklara yönelirler.

İşte korona virüsü sayesinde tam da o yapılıyor.

Bu çağa tam olarak 2045’de geçilmesi planlanıyor.

O tarihe kadar sık sık Corona benzeri testler görebileceğiz.

Suanda 5 G teknolojisindeyiz.

7 G’ye geçildiğinde tamamen bu yaşam biçimine geçilmesi planlanıyor.

*

Bir önceki yazımızda da söylediğimiz gibi.

Dijital yaşama ayak uydurup uydurmamak daha çok iş insanlarının bileceği şey.

Bize düşen gereksiz panik yapmadan, ucuz medya provokasyonlarına kanmadan, aklımızı açık tutarak yaşamaya devam etmek.

Sadece virüs var diye değil, her zaman hijyenik olarak, sağlığımıza, yediklerimize, temas kurduğumuz canlılara, ortamlara dikkat ederek yaşamak...

Kalan ömrümüzün süresini değil, kalitesini önemseyerek yaşamımızı sürdürmek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi