Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Yaptıklarıyla kalıyor

“İyi niyet, dürüstlük, samimiyet, karşındakine güvenme ve inanma, eldekini paylaşma, yardımdan çıkar gözetmeme, eli açıklık, arkadan konuşmama, ikiyüzlü olmama, sözünü verdiğinde yerine getirme, dostlarını satmama, borcuna sadık, arkadan hançerlememek, inançlarını, dost ve arkadaşlarını iktidar basamağı olarak kullanmamak yani hainlik ve kötülük etmemek toplumsal varlık olan insanın evladının sorumluluklarından.”

Dünden bugüne tarihin neresinden bakarsak bakalım toplumsal yaşamda belli bir kesim ya da birileri çıkarları için hainlik ve kötülük yapmaya devam etmekte.

Kime?

Dostlarına, arkadaşlarına, ailesine, sorumlusu olduğu topluma, kısaca insanlığa karşı hainlik ve kötülük yapmakta.

Kimse bilerek ve şahsi çıkarları için hainlik ve kötülük yapmaz.

Oysa birileri sözde inanç temelinde iktidarda kalmak ve onun nimetlerinden yararlanmak için hainlik edip vahşilik yapmakta.

Her insanın yaşama hakkı vardır.

Herhangi biri ya da toplumu yaşama hakkını elinden alıp mahrum ettiğin ya da yok ettiğinde kötülük yapmış olursun.

İktidar sahibi olmak ya da iktidarını devam ettirmek isteyenler belirli bir kesime taviz verirken geri kalana baskıcı ceberut olmakta.

Hatta kendisinden güçlülere sırf çıkarları için birlik olurken yollarına çıkanları engel olarak görüp yok etmeye çalışmakta.

“Roma” devletinde partici (üst sınıf) ile plepler (orta sınıf) arasında devamlı çekişmeler vardı. Spartaküs’ün, başlattığı “köle isyanında” çıkarları birleşti ve isyan eden köleler öldürüldü.

Atilla’nın ordularıyla Avrupa’nın içlerine kadar gelmesi, Avrupalıları birbirleriyle çekişmeyi bırakarak Papanın öncülüğünde ortak duruş sergiledi.

Müslümanların genişlemesine dur demek için Papanın önderliğinde Hristiyanlar “Haçlı Ordusu” kurdu.

Kendi inancını ve yaşam tarzını yaymak görüntüsü altında yeni pazar ve köle bulmak için “haçlı ve cihat” savaşları yapıldı. Sayısı belli olmayacak kadar insan öldürüldü, sakat bırakıldı ve sürgün edildi.

Roma merkezli Papalık eğitim/öğretim ve aydınlanma kendi tekelinden gitmemesi için ayak direyip “engizisyon mahkemeleri” kurdu.

Şeyh Bedreddin ve Nadajlı Sarı Abdullah birer ulemaydılar zamanın aydını açık sözlülerdi. Çıkarları örtüşenler bir fetvayla ölüm fermanı çıkardı. Bunlar ulema oldukları için kanları toprağa akmaması gerekiyordu kementle boğulup asıldı.

Debdebeli yaşantısını sürdürmek isteyen saray ve şürekası sözde imtiyaz adıyla Avrupalı devletlere yetki verdi. Bu yetmedi çünkü borçlar ödenmedi vergi toplama ve para basma yetkisi de Avrupalılara verildi.

Avrupalı devletlerin Pazar paylaşımında pasta kendisi olduğu halde yine bir Avrupalı devletin yanında yer aldı, devlet kötü yönetildi ve hainlik yaptı

Savaş sonunda ülke galipler tarafından bölüşülüp işgal edildi vatandaşlarına şeyhülislam aracılığıyla sükûnet telkin edildi.

Ülkenin sanayisine destek verilmesi gerekirken ABD’nin hibe ve yardımlarına kucak açıldı.

Baş Jandarmanın çıkarları için ülkenin evlatları Kore’ye ölüme gönderildi.

Günümüze kadar, halende ülke içinde kargaşa çıkarmak, güvensizlik yaratmak için ABD tarafından yetiştirilen “özel harp dairesi” çeşitli adlarla “kontra gerilla” faaliyetlerine devam etmekte.

Yurttaşların vergileriyle kurulan kamu kurumları satılmaya devam edilmekte.

Alınan vergiler yurttaşlara yaşamı kolaylaştırıcı hizmet olarak dönmemekte.

Yıllardır adı konmamış savaş nedeniyle silaha, asker ve polise harcama yapılmakta.

Anayasadaki 10. madde “eşitlik ilkesi” yazıda kalıp yaşama geçmemekte.

Ülkenin bilimcileri, yazarları gerçekleri söylemekten çekinmeyenler işkencelerde ve hain pusularda öldürülmekte.

***

Aynı safta yürüyüp aynı sırada ders dinleyip, ekmeği bölüşüp namert de karşı sırt sırta olduğumuz kişiler bugün nerede? Para, çıkar ve bireysel menfaat için dostlarına sırtını dönüp satanlar, hainlik edenler, akşam söz verip sabah unutanlar sizler unutulmadınız. Parlak görüntüler içinde iyi laflar etseniz de bu toplum aptal değil, yaptıklarınız hala anlatılmakta.

Ölenlerin bedeni toprağa karışırken, sakat kalan ve çamur atılanlar omuzlarındaki ağır yükle onurlu bir biçimde ama hain ve kötülere methiyeler dizen bu toplumla yaşamaya devam etmekte.

İntikam, öç ve kin “güzel insan” değerine sahip olanlar içi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi