Hüsamettin Aslan

Hüsamettin Aslan

Sudan’da elit içi savaş!

Kuzey Afrika ülkesi Sudan’da iki gündür devam eden çatışmalarda 185 kişi öldü. 1800’den fazla kişi yaralandı. Ülke içinde çatışmalar hız kesmeden devam ediyor. Sudan'ın başkenti Hartum'da ve çeşitli şehirlerde, 15 Nisan sabahı Sudan ordusu(SAF) ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında silahlı çatışmalar başlamıştı.

Ordu ile RSF arasında "RSF'nin tamamen orduya katılmasını" öngören askeri güvenlik reformu ve “Sudan askeri yönetimini sivillere teslim edilmesi” konusundaki siyasi gerilim son birkaç aydır yaşanan anlaşmazlık, sıcak çatışmaya dönüştü.

Sudan Ordusunun ve ülkenin fiili başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalo (Hımidti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasındaki çatışmalar devam ediyor. Ülkede yaşanan silahlı çatışmayı, her iki tarafta “darbe “olarak nitelendiriyor.

Orgeneral Burhan ve Korgeneral Hımidti, iktidarın sivillere devredilmesini ve ordunun kışlalarına dönmesini öngören bir anlaşmayı imzaladılar. Ancak ordu(SAF) ile RSF arasında, çerçeve anlaşmanın askeri reforma ilişkin hükümlerinden birinin uygulanması ve RSF’nın orduya entegrasyonu adı altında tasfiye edilmek istenmesiyle yeni ve daha güçlü bir anlaşmazlık ortaya çıktı.

İktidardaki Egemen Konsey'in başkan yardımcısı olan savaş ağası Hamdan Dagalo(Hımidti)  liderliğindeki ve 100.000 savaşçıya sahip olduklarına inanılan Hızlı Destek Gücü'nden (RSF) paramiliter güçler, cumhurbaşkanlığı sarayının, devlet televizyon kanalının ve iki kişinin bulunduğu Hartum havaalanının kontrolünü ele geçirdiklerini açıkladı. Buna karşın Genelkurmay başkanı, Egemen Konsey lideri ve fiili başkan General Abdelfattah el-Burhan liderliğindeki ordu bu iddiaları yalanladı.

Özellikle Kızıldeniz'deki Sudan Limanı, Batı Darfur, Meroe ve güney eyaletleri de dahil ülke çapında silahlı çatışmalar yaşanıyor.  Her iki taraf da kilit tesislerin ve şehirlerin kontrolünü talep ediyor ve birbirini darbe yapmakla suçluyor. Sudan ordusu, havaalanı ve diğer üslerin "tam kontrolü" altında kaldığını söylerken, Hartum'un ikiz şehri Omdurman'daki RSF üssüne hava saldırıları başlatıldı.

Artan uluslararası ve bölgesel baskı altında, silahlı kuvvetler ve RSF Aralık ayında demokrasi yanlısı ve sivil gruplar arasında bir ön anlaşma imzalandı. Nihai bir anlaşmaya varılacağı sırada Burhan ve Dagalo arasındaki gerilim tırmandı. Çünkü RSF'nin orduya nasıl entegre edileceği ve savaşçılar ve silahlar üzerinde nihai kontrolün kimin elinde olacağı konusunda fikir birliğine varılamadı.

RSF’nin kabile huzursuzluğu ve demokrasi yanlısı protestolar sırasında oluşan toplumsal baskılara maruz kalan Dagalo, kendisini demokratik geçişin bir destekçisi gibi görmeye çalıştı. Ayrıca Mart ayında, askeri yönetimin iktidardan vazgeçmek istemediğini söyleyerek Burhan’ı eleştirdi. Her iki lider de, 300.000 kişinin öldüğü ve 2.5 milyon kişinin yerinden edildiği Batı Sudan'daki Darfur'daki savaş sırasında öne çıktı.

Oysa SAF ile RSF arasında aylarca demokratik geçiş sürecinin yapılandırılma görüşmelerine katılmıştı. Üstelik RSF, eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’i deviren 2019 darbesine katıldı. 2019 darbesinden sonra Dagalo, Geçici Askeri Konsey'in yardımcısı oldu ve ardından yetkilerini Geçici Egemen Konsey'e devretti. RSF daha sonra, Geçiş Dönemi Egemen Konseyi'nin iktidarı ele geçirdiği Ekim 2021 askeri darbesine de katıldı. Yani “Sudan yönetimini sivillere bırakalım” iddiasını savunan RSF, son darbenin ana lokomotifiydi. Karşısındaki rakibi Genelkurmay Başkanı ise son darbenin lideriydi.

Dolayısıyla Burhan ile Dagalo arasındaki gerilim, siyasi geçiş konusunda  askeri anlaşmazlıklar nedeniyle çıktı. Hatta bu anlaşmazlıkları gidermek için Afrika Birliği (AU), Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi'nden (IGAD) oluşan Üçlü Mekanizma kuruldu ancak taraflar anlaşmadı sonrasında da imzaların atılacağı tarih sürekli tehir edildi.

Bu sırada RSF, başkentin kuzeyindeki küçük Merowe kasabası çevresine silahlı kuvvetler konuşlandırmaya başladı. Bu küçük kasabanın büyük bir havaalanına sahip olması, merkezi konumu ve Nil Nehri üzerindeki Mansap elektrik barajının bulunması nedeniyle stratejik bir özelliğe sahiptir. Ertesi gün RSF, ordu komuta kademesinin bilgisi dışında başkente ve ülkenin diğer bölgelerine silahlı kuvvetlerini gönderdi.

Ordu(SAF), Kuzey Eyaletindeki Hartum ve Merowe kasabasına asker göndermeye başladı. SAF Sözcüsü Nabil Abdallah “RSF güçlerinin konuşlandırılmasının silahlı kuvvetlerin onayı veya koordinasyonu olmadan yapıldığını ve ülkede güvenliğin çökmesine yol açabileceğini” söyledi. Nihayetinde Cumartesi sabahı, Hartum'un güneyindeki bir askeri üste çatışma çıktı ve her iki taraf da şiddeti başlatmakla diğerini suçladı. O zamandan beri ordu ve RSF, başkentin yoğun nüfuslu bölgelerinde ve bitişikteki Omdurman şehrinde zırhlı araçlar ve kamyonete monte edilmiş ağır silahlarla birbirleriyle çatıştı ve Ordu, RSF üslerini hava saldırılarıyla vurdu.

15 Nisan'da BM Güvenlik Konseyi üyeleri, SAF ile RSF arasında yaşanan çatışmalar ve ölümler ve yaralanmalarla ilgili derin endişelerini dile getiren bir basın açıklaması yayınladı. Tarafları, ülkede devam eden krizi çözmek için düşmanlıkları durdurmaya, sükuneti yeniden tesis etmeye ve diyalogu sürdürmeye çağırdılar. 15 Nisan'da Genel Sekreter António Guterres ve 16 Nisan'da Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi (AUPSC)Sudan'da SAF ile RSF arasında patlak veren çatışmayı şiddetle kınayan bir açıklama yaptı.

El-Burhan, Mısır başkanı Abdülfettah el-Sisi ve Sudan'ın askeri-iş dünyasını kontrol eden askeri elitler ve iş dünyası tarafından destekleniyor. Ayrıca Ukrayna'da Rusya'ya karşı ABD/NATO savaşında ABD ve Avrupa’yı destekliyor. Dagalo ise Ruslar tarafından açıkça destekleniyor. Ek olarak altın ticaretini desteklemesi ve Darfur'un altınları sayesinde muazzam bir zenginliğe ulaşan Dagalo, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından da destekleniyor. Dagalo ve RSF’nin Altın ihracatını kontrol ederek, Rus Wagner paralı askerlerinin Sudan ve komşu Orta Afrika Cumhuriyeti'nde de faaliyet gösterdiği Rusya ile yakın ilişkileri var.

WAGNER ETKİSİ

Sudan'ın mevcut askeri yönetimi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden uzak durdu. Ayrıca BM Genel Kurulu'nda, Rusya'nın “saldırganlığını” kınayan bir oylamada Sudan çekimser kaldı. Üstelik Sudan askeri yönetimi bir yandan da ABD ile ilişkileri geliştirmeye çalışıyor ve İsrail’le diplomatik, siyasi ve ticari ilişkiler kuruyordu.

Ancak bu zıt diplomatik refleks, Sudan elitlerin kimin yörüngesinde hareket ettiğini hemde kişisel pozisyonlarını da gösteriyordu. Sudan’ın fiili başkanı olan genelkurmay başkanı El Burhan, ABD ve İsrail’le ilişkileri önemserken; Dagalo ise Rusya ve Körfez’deki küçük ülkelerle altın ve silah temelinde bir ilişkiye sahipti.

Yine de ordunun kendisi Moskova'ya daha yakındı. Rusya Ukrayna'yı işgal ederken, Sudan'ın en üst düzey askeri yetkilisi ve tahtın arkasındaki gizli lider Hamdan Dagalo Moskova'yı ziyaret ediyordu. Dagalo, ülke işlerini yürüten organ Egemen Konsey'in başkan yardımcısıdır. Yani El Burhan’ın yardımcısı idi. Ayrıca RSF’nin lideriydi.  RSF’nin ayrıca Rus özel paramiliter şirketi Wagner ile bağları var.

Sudan'daki Wagner Grubu üyelerinin sayısı ve nerede olduğuna dair resmi bir istatistik yok, ancak eğitim programlarında Hızlı Destek Güçleri ile ortak faaliyetlerde bulunduğu ve sayılarının 300 kadar olduğu tahmin ediliyor. Bu bağlamda Sudan'da sivil hükümete dönüş için baskı yapan aktivistler ve demokrasi yanlıları yakın zamanda ortadan kayboldu. Bu durum ile alakalı Aktivistlerin Wagner paralı askerlerinin elinde kaybolduklarından şüpheleniliyor.

Wagner'in Sudan'a olan ilgisi, 2017 yılında “Meroi Gold” ve “M Invest” şirketleri aracılığıyla altın aramaktı. Bunun için Al-Junaid Bölüğü aracılığıyla Hızlı Destek Güçleri(RSF) ile el ele verdiler. Rus Wagner'in kendisini altın, uranyum ve diğer değerli metaller açısından zengin olan ve Sudan hükümetinin kontrolünden uzak ve silahlı grupların elinde bulunan Darfur ve Güney Kordofan'da  maden bulması şaşırtıcı değildi.

Hatta Rus Wagner’in devrik Cumhurbaşkanı El Beşir döneminde Sudan'a gelen ve bugün hala faaliyet gösteren Rusların bu özel ordusunun; Sudan’da askeri yönetim karşıtı protestoları bastırmada eski rejime destek olmak için çalıştığı aşikardır. Wagner'in grubunun, 19 Aralık 2019'da patlak veren gösteri ve protestoların bastırılmasında fiilen katıldığı hatta Rus araç-gereçlerinden, beyaz görünümlü askerlere kadar Beşir'in düşüşünden önce başkentin kalbi Qasr Caddesi'nde görünüyorlardı.

Su’dan ucuz Sudan altını ve Rusya’nın hedefi

Rusya, Ukrayna savaşından ötürü ABD ve AB’nin yaptırımlarına maruz kalması ve yeni ambargolara  karşı koruma amaçlı olarak; son birkaç yılda Sudan'dan yüzlerce ton altını yasadışı bir şekilde aldı/kaçırdı. Zira Ruslar Ukrayna'daki savaşı finanse etmek için Sudan’ın Su’dan ucuz altınını kullanıyor.

Kremlin, Rusya merkez bankasında tutulan altın miktarını dört kattan fazla artırdı. Ruslar dünyanın en büyük üçüncü değerli metal üreticisi olmasının yanı sıra aynı zamanda  önemli bir  yabancı ithalatçıdır.

Rusya, Haziran 2020'de ilk kez Amerikan dolarından daha fazla altına sahip oldu. Külçe altın, geçen ay itibariyle 630 milyar dolara yükselerek Rusların toplam altın rezervlerin yüzde 23'ünü oluşturdu.

Oysa Resmi istatistikler Sudan'ın Rusya'ya neredeyse hiç altın ihraç etmediğini gösterirken, Kremlin Sudan’ın dev madencilik sektöründeki en büyük yabancı oyuncu oldu. Ruslar en büyük altın ithalatçı ülkesidir. Nitekim Rusya, Sudan altının büyük bir kısmını küçük uçaklarla ülke genelinde toplayarak askeri havaalanlarından kargo uçaklarıyla Rusya'ya kaçırıyor. Altın Operasyonun gerçek ölçeğini bilmek imkansız olsa da, her yıl Sudan'dan Rusya'ya yaklaşık 30 ton altın uçakla gönderildiğine inanılıyor.

İşte bu nedenlerden ötürü Rusya; Sudan'da savaş ağası olan ve paramiliter lidere dönüşen ve geçen yıl askeri bir darbeden ülkenin fiili başkan yardımcısı olarak çıkan Hamdan Dagalo (Hımidti)’yi destekliyor. Hatta Dagalo, BM’de Rus karşıtı oylamada Sudan’ın çekimser oy kullanmasına etki etmiş ve Rusya’ya destek vermiştir. Dagalo’nun sayesinde Rus Wagner’in, askeri olarak Hızlı Destek Güçlerini (RSF) eğiterek bu silahlı grubunun savaşma mukavemetini ve yeteneğinin artmasını destekliyor.

Böylelikle Wagner, RSF’nin Sudan’da hem kamu otoritenin zayıf olduğu uzak bölgelerde; hem de güvenliğin eksik olduğu yerlerde Rus madencilik şirketleri korumasını sağlıyor. Dolayısıyla jeo-stratejik ve jeo-politik açıdan önemli altın madenlerini, havalimanlarını ve  limanları güvence altına almaya çalışıyor.  

Meroe Gold adında yerel bir iştiraki bulunan M-Invest gibi Rus şirketleri, Ömer El Beşir'in 2017'de Vladmir Putin ile görüşmesinin ardından Sudan'da faaliyete geçerek Ruslara madencilik imtiyazları teklif etti ve Kızıldeniz'de bir deniz üssü inşa etmesine izin verdi. Rusya bağlantılı bir diğer madencilik şirketi de 2013'ten beri Sudan'da faaliyet gösteren Kush for Exploration and Production Company’dir. Bu şirketler köklü kuruluşlar olmasına rağmen Rusya'ya ihraç edilen altın miktarı tamamen bilinmiyor.

El Beşir’in devrilmesinden sonra Batılı şirketlerin Sudan’a ilgisi arttı. ABD, Sudan’daki diplomatik temsilciklerini aktifleştirdi. CIA, bir istasyon şefliğini kurdu. Avrupalı ve Amerikalı şirketler Sudan’a ilgi göstermeye başladı.  Elbette Sudan’ın fiili başkanı General El-Burhan’da onlara yakın ilgi gösterdi ve destekledi.

Mesela Doğu Sudan'ın Kızıldeniz eyaletinde bulunan ve ülkenin en büyük altın madenciliği operasyonu olan Ariab madeni, Sudan hükümeti ile Kanada'daki La Mancha Rus M şirketine rağmen bir ortaklık tarafından yürütülmektedir. 

Dolayısıyla ABD ve Avrupa, Sudan’daki askeri, siyasi ve ticari Rus etkisini kırmak ve Batı gücünü tesis etmek için Dagalo ve RSF’yi tasfiye etmek istiyor. Bunun için RSF silahlı paramiliter unsurların Sudan Silahlı Kuvvetler (SAF) bünyesine katılmasını istiyorlar. Dagalo ve Ruslar ise mevcut kazanımlarını kaybetmek bir yanda artan batı etkisi ve El Burhan’ın askeri hakimiyetini iktidarı sivilleştirerek bertaraf etmek istiyor.

Mesela bu son olaylardan hemen iki ay önce, 9 Şubat'ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Sudan'ı ziyaret etti. Tartışılan konulardan biri Kızıldeniz'deki Rus Deniz Üssü ve Sudan limanı oldu. Çünkü ABD, bu limandaki Rus etkisinden ve Çin ve İran varlığından rahatsız oluyordu. Bu yüzden karşılıklı bir darbe veya silahlı bir anlaşmazlık meydana geldi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Sudan'daki gelişmeleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlarıyla görüştüğünü söyledi. Suudi Dışişleri Bakanı, Burhan ve Dagalo ile ayrı ayrı telefonda görüştüğünü belirterek, "her türlü askeri tırmanmayı" durdurmaları çağrısında bulundu.

Körfez Arap monarşileri, RSF'nin yanı sıra ordunun da yakın müttefikleridir. Burhan ve Dagalo’nun, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile de yakın ilişkileri de var. Hatta Sudan Ordusu’ndan ve RSF'den çekilen Sudanlı birlikler, Yemen'in uzun süredir devam eden iç savaşında Suudi liderliğindeki koalisyonun yanında savaştı. Bir diğer bölgesel güç olan Mısır'ın da Sudan ordusuyla derin bağları var. İki ordu kendi arasında düzenli savaş oyunları ve tatbikatlar düzenliyor. Cumartesi günü iç çatışmalar patlak verdiğinde Mısır askerleri tatbikat için bir Sudan askeri üssünde bulunuyordu. Bu askerler RSF tarafından yakalanarak Mısır'a iade edilecekleri açıklandı.

El Beşir'in devrilmesinin ardından ABD ve Avrupa ülkeleri, altın da dahil olmak üzere doğal kaynaklar açısından zengin; ancak iç çatışmalar ve askeri darbelere saplanmış Sudan'da nüfuz sahibi olmak için Rusya'yla rekabet etmeye başladı.

Sudan Ordusu(SAF), ülke ekonomisinin çoğunu kontrol ediyor. Ancak RSF, önemli bir gelir kaynağı olan büyük altın madenciliği alanlarını yönetiyor. SAF ise ülkenin silahlı kuvvetleri ve iş dünyası tarafından destekleniyor.

İki grup  arasında bir ateşkes olasılığı zayıf görünüyor. Ancak Ramazan Bayramı nedeniyle uzak bir ihtimalde değil. Burhan ve Dagalo, bir diğerinin teslim olmasını talep ediyor. Ancak bu inatlaşma çatışmanın yoğun doğası gereğince iki generalin müzakerelere dönmesini zorlaştırabilir.

Sudan’da 2019 yılında El Beşir'in devrilmesinin ardından Wagner, dikkatini el-Burhan'a ve madencilik de dahil olmak üzere Sudan ekonomisinin büyük bir kısmını kontrol eden ülkenin ordusuna çevirdi.

Ancak Wagner'in temel ilişkisi, Darfur bölgesinde ve başka yerlerde insan hakları ihlalleriyle suçlanan Burhan'ın yardımcısı ve rakibi Hamdan Dagalo ve onun Hızlı Destek Güçleri (RSF) ile olmuştur.

Bu bağlamda Sudan ordusunun, Kızıldeniz'deki Port Sudan'da üs kurmaya çalışan Rusya ile yakın ilişkileri var; ülkenin ihracatının yüzde 40'ını oluşturan altının çoğunu BAE üzerinden Rusya'ya sattı; BM'nin Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınayan ve Biden yönetimini çileden çıkaran kararında çekimser kaldı. Washington, Sudan'ın İran, Rusya ve Çin ile ilişkilerini kesmeye, Port Sudan'ı Rus donanmasına kapatmaya ve Sudan'ın bu yılın başlarında imzaladığı bölgesel İran karşıtı ittifakını güçlendirmeye kararlı.

İngilizlere yakın eski Başbakan Abdalla Hamdok'un, "teknokratik" hükümetini deviren El-Burhan’ın Sudan sivil siyaseti üzerinde birçok konuda tartışılıyor. Sudan'ın 46 milyonluk nüfusunun yaklaşık 15 milyonu, artan gıda ve yakıt fiyatları nedeniyle şiddetli bir gıda güvensizliği krizi ile karşı karşıya.

 Akaryakıt sübvansiyonlarının kaldırılması, yüzlerce devlet şirketinin özelleştirilmesi ve yolsuzluğun engellenmesi, El Beşir ve orduyla bağlantılı şirketler tarafından devlet gelirlerinin yağmalanması da dahil serbest piyasa ve siyasi reformlar, ordunun önemli ticari ve siyasi çıkarlarını tehdit etti. 

El-Burhan, Hamdok'u ve "teknokratik" hükümetini devirdiğinde Ekim 2021'de askeri yönetimi yeniden başlattı. Yönetim ve devlet organlarını generaller, İslamcılar ve El Beşir rejiminin diğer kanaat önderlerinden oluşan bir korporatist hükümet kurdu. Ana muhalefet partileri, orduyla, haftalar sonra dağılan ve el-Burhan'ı iktidarda bırakan Hamduk'u eski durumuna getiren başka bir anlaşma üzerinde anlaştılar. Muhalif Özgürlük ve Değişim Güçleri (FFC), İslamcılara karşı bir muhalif olarak gördüğü için Dagalo'yu destekledi ve sivil yönetime dönüş için bir çerçeve anlaşması imzaladı. 

Dagalo, Wagner'in el-Burhan'ı hedef alan dezenformasyon çabalarından yararlanmak ve ülkenin en güçlü aktörü olmak isterken; iktidarı paylaşmak istemiyor. Üstelik ABD ve AB, El Burhan’dan henüz vazgeçmedi.Bilakis onun iktidarını sağlamlaştırmak istiyor. Lakin El Burhan, Ruslara ekonomik ve jeo-stratejik kazanımlarını sürdürme garantisi verirse Rusların Dagalo’dan vazgeçmesi sürpriz olmaz. Çünkü Burhan ve Dagalo arasındaki bir diğer anlaşmazlık da ülkeyi kimin yöneteceği konusundaydı. Her iki isim de yönetimi sivillere devrine rıza göstermiş ama yine de kimin liderlik edeceği konusunda anlaşamamışlardı. Ortak isim konusunda Rusya ve ABD ile İngilizler bir mutabakata varırsa Burhan ve Dabala’nın tercihlerinin bir önemi kalmaz. Ancak dünya yüzlerce daha Sudanlının ölümünü izlemeye devam eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüsamettin Aslan Arşivi