Son günlerde başta kentsel dönüşüm ve konut kredi faizlerinin elverişli olması nedeniyle hemen hemen her alanda iş sahibi olanlar müteahhitliğe el attılar.

İstanbul'un her ilçesinde gözle görülür müteahhit enflasyonunun yaşanması en çok da Avcılar'da dikkat çekmeye başladı.

Avcılar'da konuştuğum çoğu arkadaşım bu durumdan ilçe olarak muzdarip olduklarını kaydederek özellikle müteahhitliğe soyunan kişilerin siyasi yönetici olmaları fazlasıyla rahatsızlık veren boyuta geldi diye eklediler.

*

Avcılar’da siyaset yapan, belediye meclis üyesi, belediye başkan yardımcısı, CHP ilçe gençlik kolları yöneticileri, eski ilçe başkan ve yöneticilerinin müteahhitlik işine soyunduğunun altını çizen iş insanları içlerini şöyle döktüler:

Tamam tabi ki herkes şartları uygun ve yasal olduğu sürece her işi yapmakla özgürdür.

Ancak, iş belediye yöneticisi olarak durumdan istifade etme noktasında ise, iktidar olmanın avantajlarını kendi lehine kullanma pozisyonundaysa bu ve benzeri durumlardan Avcılar çok çekmiştir.

Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli’nin bu durumlara müsade etmemesi gerekiyor.

Avcılar’ın tüm imkanları tüm Avcılar halkına eşit oranda sunulmalıdır.

Avcılar Belediyesi hiç kimsenin babasından miras kalmadı.

Hepimiz Avcılar’ı geleceğimiz olan çocuklarımızdan ödünç aldık.

Avcılar rantçı siyasilerden çok çekti, bir daha aynı hatalara düşmemek için hepimizin şeffaflık ilkelerine ve etik değerlere sahip çıkması gerekiyor.

Çünkü bu işler sadece Avcılar’ı ilgilendirmiyor, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de ilgilendiriyor, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da ilgilendiriyor, Avcılar’ın henüz doğmamış bebeklerini de ilgilendiriyor.

*

Ayrıca Avcılar’da tüm müteahhitler Avcılar Belediyesi'nin yüzde 3 oranında komisyon istediklerini, bu komisyonu her ne kadar resmi olarak kurulan şirkete ve resmi makbuzlarla tahsil edilse de tahsil edilen tutarların doğru yere kullanılıp kullanılmadığı konusunda şüphelerim bulunduğunu aktaran müteahhitler bu konuda bilgilendirici açıklama beklemekteler.

*

Bir biri ardına kurulan yapı denetim ve inşaat firmalarının çoğunun ya ortak olanlara ya da şirket yetkililerinin özelliklerine bakıldığında mutlaka siyasi bir bağlantı kurduğuna dikkat çeken Avcılar'lı bazı iş insanları Avcılar Belediyesinin bir an önce bu durumu masaya yatırarak şeffaflık ilkesi içerisinde değerlendirmesi gerektiğini kaydettiler.

*

Bu eleştiri ve bilgilerin dışında bizler ne gibi yorumda bulunabiliriz.?

Evet belki bu köşe yazımızda Avcılar ağırlıklı konu başlığı geçti ama bu rahatsızlıkları İstanbul'da hemen hemen her ilçede duymamız mümkün.

Belediyeden iş alan firmaların meclis üyeleri ile bağlantıları olduğunu duyuyoruz.

Belediye başkanlarının yakınlarının buldukları firmalara iş verildiğini duyuyoruz.

Belediyelerin yetkili müdür ve yöneticilerinin yakınlarına firma kurdurarak adrese teslim ihale verdiklerini duyuyoruz.

Tamam diyeceksiniz gördüğünüzün yarısına, duyduğunuzun hiçbirisine inanmayın.

Fakat.

Bazen öyle rastlantılar yaşıyorsunuz ki, inanmamak veya şüphelenmemek elde değil.

Mesela.

Adam sadece belediye maaşıyla geçiniyor ama harcamalarına ve yaşam standartına baktığınızda holding sahibi ayarında bir yaşam standartı var.

Adam sadece sıradan belediye meclis üyesi ama bakıyorsunuz milyonluk teknelerde tatil yapmakta.

Volkan Yılmazlar çoğalmalı...
Bir söz daha hatırlatmakta fayda var.

İnsanların söylediklerine değil yaptıklarına bakmak gerek.

Baktığınızda kötü niyetli yöneticilerin, belediyecilerin, iş insanlarının, müteahhitlerin kıblesi aynı.

Rant.

Bu insanlar bir şekilde o hedefte buluşuyor ve anlaşıyorlar.

Olan yine namuslu, dürüst, titiz, çalışkan, adil, şeffaf yöneticilere, belediyecilere, müteahhitlere oluyor.

Peki toplum olarak bu durumdan nasıl azat olacağız?

Tıpkı Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz gibi belediye yöneticilerini çoğaltarak.

Ne mi yapıyor Volkan Yılmaz.

Kapalı kapılar ardında görüşmeler yapmıyor.

Kesinlikle gayri resmi işbirliği içine giren belediyeci, siyasetçi, iş insanı kim varsa anında ifşa ederim diyor.

Belediyenin imkanları ile tahsil edilen her kuruş belediye resmi kasasına girecektir diyor.

Benim memurum işini bilir anlayışı yerine benim memurum işini namusuyla yapmak zorundadır anlayışını benimsiyor.

Belediyeye işi, düşen her bir bireyi ivedilikle ve işin uzmanı tarafından görüşmeye aldırıyor.

Şayet iş yasal ve yapılması gerekiyorsa tamam işiniz hallolacak deniyor.

Yok yasal değil ve olması mümkün değil ise kusura bakmayın deniliyor.

Günlerce vatandaş belediye kapısında bekletilmiyor.

Tabi bütün bunlar oldukça ne oluyor.

Dilden dile Volkan Yılmaz efsanesi konuşulmaya başlıyor.

Geride kalan bir buçuk senede Volkan Yılmaz bunları yaptı.

İlerideki üç buçuk senede de aynı şekilde devam ederse hem Volkan Yılmaz'ın elinden Silivri Belediye Başkanlığı koltuğu zor alınır.

Hem de Volkan Yılmazlar çoğalmalı dip dalgası yayılırsa çok daha farklı görevlere getirilir.

İzleyip görelim...