Oğuz Karamanlı

Oğuz Karamanlı

Bir büyük yalan ve 16-9 kuleleri

Zeytinburnu’nda yükselen 16-9 kulelerinin İstanbul’un tarihi yarımadasının siluetini bozduğu iddiası iktidarı ve muhalefeti nasıl bir araya getirdi? Yandaş basın ile muhalif basın nasıl ağız birliğinde buluşup yanlış bilginin peşine takılıp aynı başlıkları attı?

Bu yazımda sıklıkla gündeme getirilen 16/9 kuleleri hakkında yaşanan rezilliği anlatacağım.

İktidarın ve muhalefetin, yandaş basın ile muhalif basının beyin ölümünün birlikte gerçekleştiğini kanıtlarıyla huzurunuza getireceğim.

Sıklıkla dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen bu kuleler, ülkemizin geldiği noktayı anlatması bakımından da çok, ama çok öneme sahip.

Çünkü yanlış bir bilgi yıllardır sulandırıp sulandırılıp gündeme getirilmesini şaşkınlık ve öfkeyle takip ediyorum.

Diğer acı tarafı ise bu kulelerin tarihi silueti bozduğunu Erdoğan’ın gündeme taşıması. İBB Başkanlığı yapmış bir isimin Tarihi Yarımada Silueti hakkında bilgisinin olmayacağını düşünmek anlamsız. Yani, siluet nedir bilmemesi imkânsız bence.

Peki, buna neden ihtiyaç duyuyor?



Tüm izinler AKP’den

Zeytinburnu’nda yaklaşık 10 yıl önce inşaatına başlanan bu iki kule hakkında yaşananlar bir trajikomik tiyatrodan da öte. Kule tamamlanıyor, satışa geçiliyor ve biri aradan çıkıp “Durun siz kardeşsiniz. Bu evlilik olamaz” diyor. Bu arsayı bu iş adamına satan AKP, o arsanın 1/1000 planlarını tadil eden AKP’li Zeytinburnu Belediyesi. İlçeden gelen plan tadilatını kabul eden ve İBB Meclisinde onaylayan AKP. Bu planlar belediyelerden takır takır geçerken kimseden ses yok. Çünkü işin arkasındaki isim Erdoğan’ın yakın arkadaşı Mesut Toprak. Mesut Toprak’ı bilenler biliyor da bilmeyenler için bir de ben hatırlatayım. Toprak, Erdoğan’ın yakın dostu. Hatta ve hatta AKP İstanbul İl Başkanlığı binasını yapıp partiye hediye eden bir isim.

Bu siluet birdenbire neden gündeme geldi?

Evet ansızın güdeme düşen bu tartışmanın mantıkla bir izahı olmadığını az sonra sizler de öğreneceksiniz.


 

Habersiz kuş uçmaz

Zeytinburnu’nda yükselen ve yapımı tamamlanan, İstanbul’un tarihi yarımadasının siluetini bozduğu öne sürülen gökdelenlerin Recep Tayyip Erdoğan’ı da sinirlendirdiği biliniyor. Erdoğan, altı ayda bir mutlaka “gökdelenleri görünce ‘kahrolduğunu’, sahibinden tıraşlamasını rica ettiğini, bunu yapmadığı için de kendisiyle 5 yıldır konuşmadığını hatırlatıp duruyor. Medyada sık aralıklarla gündeme taşınan bu açıklama üzerine proje sahibi Mesut Toprak ise “Proje bittikten sonra tıraşlamamız mümkün değil” demekten artık sıkıldı.

Yine bir toplantı sırasında partisinin İstanbul milletvekilleriyle bir araya gelen Erdoğan, kentte yükselen gökdelenleri eleştirmişti. Milletvekillerini de eleştirdiği, bazı milletvekillerinin “Biz sizin haberiniz olduğunu sanıyorduk” karşılığını verdiği de basına yansımıştı. Milletvekillerinin bu çıkışına Erdoğan, “Hayır nereden olsun? Bunları görünce kahroluyorum. Yapılan her binadan benim haberimin olması mümkün değil” dediği biliniyor. Erdoğan, binaların sahibini tanıdığını, kendisi ile görüşüp “Binaları tıraşlayın” ricasında bulunduğunu belirterek “Yapacaklarını bekliyordum ama baktım ki hiçbir şey yapmadılar. O nedenle çok kırıldım. Şimdi o insanla konuşmuyorum” dediği medyada sıklıkla haber olmakta.


 

155 metrelik gökdelen

Medyada yer alan haberlere göre, Erdoğan'ın sözünü ettiği Zeytinburnu’nda yer alan Astay Gayrimenkul’e ait 36, 32 ve 27 katlı üç bloktan oluşan 16/9 projesi uzun süredir eleştiri konusu. Mensucat Santral’ın, Kazlıçeşme’de denize 200 metre mesafedeki 28 bin metrekarelik arazisi, 2007’de TMSF tarafından 45 milyon dolara satılmıştı. Satışın ardından önce imar planı değişikliği yapıldı ve gökdelen dikmek için yasal zemin hazırlandı. Biri 155 metre yükseklikte olmak üzere 3 gökdelenin inşaatı ilerledikçe İstanbul siluetini etkilemeye başladığına dikkat çekilmeye başlandı. Gazeteci kardeşlerim bina uzadıkça mı haberiniz oldu siluetten? Bu binanın mimari projesini bakkal Şevket amca mı onayladı?

Dönemin Radikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir de konuyu köşesine taşımıştı. Özdemir yazısında, “Demokrasi, uyanık bir müteahhidin kafasına göre (Başbakan’a rağmen) şehrin siluetini delip geçememesidir” demişti. Bakın, overlokçu bir muhabir şöyle bir haber yapmış. Aynı gazetede çıkan bir habere göre siluetin bozulduğu Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne yapılan vatandaş şikâyetiyle ortaya çıkmış! Bakın, bu olaya aynı pencereden bakan sadece dönemin Radikal Gazetesi değil… Evrensel’den tutun NTV, CNN, HaberTürk, Hürriyet ve diğerleri de konuyu aynı şekilde ele almış! O kadar gazete ve yayın kuruluşunda bir muhabir dahi yokmuş! Gazeteci dediğin soruşturur “nedir bu siluet” diye araştırır değil mi? Günümüzde gazeteci kalitesi bu düzeyde, acı!


 

Yapma yaa?

Yani, ihbarı yapan muhalefet değil! Mimarlar Odası değil! İnşaat Mühendisleri Odası değil! Şehir Plancıları Odası, hiç değil!

Bir vatandaş, evet bir İstanbul sakini 155 metre yüksekliğe ulaşan binayı fark etmiş ve yetkilileri bilgilendirmiş!

Sonra ne mi olmuş? Bir gazete 16-9 kulelerinin bir fotoğrafını yayınlanmış. Muhtemelen Üsküdar Bağlarbaşı Mahallesi'ndeki yüksek bir yapıdan Sultan Ahmet Camii minarelerini kadrajlayarak 16-9 kulelerinin fotoğrafını çekmiş. Yani, minimum 100 rakımdan görüntü alınmış. Evet! O fake fotoğraf bizim sakil basının tüm sayfalarında hala ve hala kullanılmakta.

Lütfen bu “rakım” olayını unutmayın. Çünkü burası çok önemli…

Hadi haber yaptınız, köşe yazısı yazdınız, kuleleri eleştirdiniz.

Yahu sizin bilgisine sığınacağınız kişi Tayyip Erdoğan mı, konunun uzmanları mı?

Siluet nedir yıllardır bilmekteydim ama bilgimi güncelleme gereği duydum. Geçmişte Koruma Kurulu’nda görev almış bir profesörümüzden telefonla bilgi aldım. Yani, bilgimi teyit etmiş oldum. Olur ya burası Türkiye’ydi ve Kamu İhale Kanunu’nu bilmem kaç kere değişti.


 

Kültürsüzlük Bakanlığı!


 

Bir vatandaş ihbarda bulunmuş ve kocca devletimiz öyle öğrenmiş. Bu üzerine yetkililerimiz birde de neyi görmüş? Kıyıdan bakıldığında Sultanahmet Camii’nin minarelerinin arasına üç gökdelen eklenmemiş mi!

Tabii doğal olarak inşaattaki bu durum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Nermin Beşbaş’a ulaştırılmış. Kurum, derhal inşaatlar için İstanbul 4 Numaralı Koruma Bölge Kurulu’ndan bilgi istemiş. Kurulun görevlendirdiği iki uzman yerinde inceleme yapmış. Hazırlanan raporda parsele ait tescil kaydının olmadığı, sit alanı içinde olmayan parsele ilişkin plan yapma, onama yetkisinin İBB ve Zeytinburnu Belediyesi’nde olduğu belirtilmiş.

Hadi yaa, öyle miymiş?

Raporda ayrıca yapılaşmanın İstanbul’un siluetini olumsuz etkilediği tespit edilmiş. Bilgiler Koruma Bölge Kurulu’na intikal ettirilip ardından Bölge Kurulu da bilgileri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göndermiş.

İstanbul silueti mi? O da ne?

Yahu kardeşim İstanbul dediğiniz mekân sur içi, sur içi!

Tarihi Türkümüzün dediği gibi: “İstanbul’dan Üsküdar’a yol gider!” Yani, Üsküdar İstanbul değildi! Kadıköy, Erenköy, Eyüp İstanbul değildi! İstanbul sur içi, yani bugünkü Fatih ilçesiyle sınırlıdır. Theodosius Surları ile başlar, Sarayburnu’nda biter... Yani, yani, tarihi yarımadadır İstanbul! Hele hele Zeytinburnu hiç değildir!

Durun, durun! Kültürsüzlük bununla sınırlı kalmamış.

Bakanlık, inşaatlarla ilgili olarak belediyelerden değerlendirme istemiş. İBB ve Zeytinburnu Belediyesi’ne gönderilen 11 Ağustos 2011 tarihli yazıda sit alanında olmasa da tarihi yarımadayı geri döndürülemez şekilde olumsuz yönde etkileyecek uygulamaların durdurulması istenmiş.

Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, projenin silueti olumsuz etkileyeceğine dair uyarı yazısı yazdığını, ancak inşaatlar devam ettiğini açıklamış.

Söz; size de siluet neymiş öğreteceğim büyüğüm. Az sabredin!

Tıraşlanması mümkün değil

Bu yasadışı, hukuka mugayir açıklamalar sürerken ‘Onaltı Dokuz’ kulelerini inşa eden Mesut Toprak, basının projede herhangi bir yasal sıkıntı olup olmadığı sorusu üzerine bilmem kaç kere açıklama yapmak zorunda kalmış.

"Bizim ne ruhsatımızda ne de imarımızda hiçbir sıkıntı yok. Yaptığımız proje tamamen aldığımız imar planına uygundur. Yasal olmayan hiçbir şeyimiz yok. 42 yıllık iş hayatımda yasal olmayan hiçbir işe imza atmadım."

Başbakanın söylediği gibi projenin tıraşlanmasının mümkün olup olmadığı konusunda Toprak, "Mümkün değil. Proje bittikten sonra tıraşlama yapılamaz. Böyle bir şey teknik olarak mümkün değil" demiş. Demiş, ama kültürel Recep Tayyip Erdoğan'ı ikna edememiş.

Ne tıraşlanması Allah aşkına?

Beyniniz mi yandı sizin? İBB meclisi tarafından yasallığı tescillenmiş kulelerden bahsediyoruz! Yahu bu kuleler yasal, yasal!

Etik mi?” diye sorarsanız, değil tabii.


16/9 PROJESİ NEDİR?

İstanbul Zeytinburnu’nda toplam 3 blokun yer aldığı projede 496 konut bulunuyor. Projedeki bloklar 27-32-36 katlı şekilde yükseliyor. Astay Gayrimenkul ’ün 2007 yılında 45 milyon dolara aldığı arazi üzerinde yükselen 16/9’da 154 bin metrekarelik inşaat alanı içinde 1+1 daireler 6 ile 7 milyon TL, 2+1 daireler 8 ile 13 milyon TL, 3+1 daireler 13 ile 19 milyon TL,  4+1 ve 4+2 ile dubleks daireler 19 ile 65 milyon liradan satılıyor. Yatırım bedeli 175 milyon dolar olan projedeki bazı daire fiyatları ise 4 milyon doları buluyor. Üç kulede toplam 496 daire. Rantın ne kadar büyük olduğunu gördünüz değil mi? Acaba birileri buradan beklediği indirimi dairelerden alamadı da ortalığı mı karıştırıyor!


DERSİMİZ:

SİLUET NEDİR?

Siluet, Fransızcadan dilimize geçen bir kelime. “Gölge” anlamına geliyor. Dilimizde “belli belirsiz görüntü” anlamında da kullanılmakta.

Mimaride kullanımı ise yapıların bütünlük içinde görünümü anlamında kullanılmakta. Sokak silueti, cadde silueti vs.

Peki, Tarihi Yarımada Silueti nedir?

Salacak’tan Sarayburnu’na baktığımızda içinde Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultan Ahmet Camii’nin olduğu gölge görüntüsüdür.

Peki, silueti nereden ve nasıl bakarsak görebiliriz?

Sıfır kot”tan bakarak.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları: 10 veya 50 rakımdan siluete bakılmaz.

Veya şöyle söyleyeyim: Çamlıca Kulesi’nden çıkıp siluete bakarsanız Büyükçekmece TV Kulesi de siluete girer!

Diğer Tarihi Yarımada Silueti de Karaköy’den Sirkeci’ye bakıştır. Bu siluette Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Yeni Cami, Beyazıt Kulesi, Fatih Camii ve Süleymaniye Camisi gölgesinden oluşur.

Evet beyler!

Siluet budur!

Sıfır kottan Tarihi Yarımada’ya bakmaktır.

Bu kadar basit be kardeşim, bu kadar.

Bunu mu öğrenemediniz bunca yıl?

Yazıklar olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuz Karamanlı Arşivi