Yakup Gülaçtı

Yakup Gülaçtı

Doğru tercih

2022 YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından 27 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında da üniversite tercihleri yapılacak. Gençlerin tercihlerini yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiği kadar anne babaların da dikkat etmesi gerekenlerin olduğunu unutmayalım.

Gençler, şunu asla unutmayın: Yapacağınız tercihler, aynı zamanda gelecekteki mesleğinizi belirleyecek. Yapacağınız tercihlerle, bir nevi geleceğinize yön vereceksiniz. Bu konuda ince eleyip sık dokumanız gerekir. Doğru tercih, aynı zamanda doğru meslek de demektir. Bunun için de kendinizi iyi tanımalı ve size en uygun mesleği seçmelisiniz. Size uygun meslek konusunda kendinizden emin değilseniz mutlaka bir profesyonelden destek almalısınız. Aklınızdan ve gönlünüzden geçen değil, ilgi duyduğunuz meslek olmalı birincil tercihiniz. Eğitimini alacağınız mesleği yapmayarak, sadece üniversite mezunu olmak ise derdiniz işiniz çok kolay. Puan ve sıralamanızın uygun olduğu bir bölümü yazarsınız olur biter. Dikkat ederseniz sokaklar eğitimini aldığı mesleği yapmayan milyonlarca üniversite mezunuyla dolu. Mesele onlardan biri olmak değil, mesele okuduğunuz ve bildiğiniz bir işi en üst düzeyde yapmak olmalı.

Meslek seçiminizi yaparken ülkemizin içinde bulunduğu şartlar gereği ekonomik getirisi en üst düzeydeki bir mesleğe yönelme eğiliminde olmanız gayet doğal gibi görünebilir. Bol kazançlı bir meslek sahibi olmanın elbette cazibesi vardır. Ama yaptığınız işten zevk almadığınız sürece kazanacağınız maddi gücün size keyif vermeyeceğini bilin. Yaptığınız işte “Bitse de gitsek.” der hale gelirsiniz.

Gençlerin doğru mesleği seçebilmelerinin birinci basamağı, lisedeyken doğru alanlara yönlenmeleridir. Alan seçiminde yapacakları bir hata, domino etkisiyle üniversite hayatlarını ve ondan sonra da tüm yaşamlarını olumsuz şekilde etkiler. Bazı gençler, lise son sınıfa geldiklerinde seçtikleri alanın yanlışlığını fark edip asıl ilgi duydukları alanlara yönelebiliyorlar ama önceki alanlarında kaybettikleri yılların farkını kapatmakta zorlanıyorlar.

Öyleyse öğrenciler için doğru alan nasıl belirlenmeli? Görev yaptığım yıllardan da bildiğim kadarıyla okullarımızın rehberlik servisleri bu konularda çeşitli çalışmalar ve seminerler yapıyorlar. Hatta gençleri çeşitli testlere de tabi tutuyorlar. Ancak, bu konudaki çalışmaların etkin olarak alan seçimlerinden önce yapılması çok daha yerinde olur. Yani lise ikinci sınıfa geçtiklerinde, öğrenciler alanlarını belirlemeden önce onlara, alanlar ve kapsadığı meslekler hakkında yeteri kadar bilgi verilmeli, kişisel yetenek ve eğilimleri bilimsel yöntemlerle belirlenmelidir. Alan seçimlerinde, öğrencilerin lise birinci sınıf derslerindeki başarıları da somut bir veri olarak kullanılmalıdır. Yani öğrencinin alan tercihi birilerinin isteğine veya inisiyatifine bırakılmamalıdır. Duygusal değil bilimsel gerçeklikle hareket edilmelidir.

Sevgili gençler, tercihlerinizi yaparken şunları aklınızdan çıkarmayın: Öncelikle okumayı düşündüğünüz bölümü belirlemişseniz işiniz çok kolay. Başarı sıralamanıza göre tercih ettiğiniz üniversiteleri sıralar, tercihinizi tamamlarsınız. Burada dikkat etmeniz gereken, girebileceğiniz üniversiteyi en doğru şekilde tahmin edebilmek. Bu da üniversitelerin geçen sene kaç puanla öğrenci aldığına değil başarı sıralamasında kaçıncı öğrenciyi aldığına bakmakla olur. Puanlar, sınavların zorluk derecesine göre değişiklik gösterse de başarı sıralaması pek değişmez. Yani başarı sıralamasındaki sapma, puandaki kadar olmaz. Şayet kararsızlıklarınız varsa daha dikkatli olmalısınız. Belirlediğiniz bölümler için listenize koymayı düşündüğünüz üniversitelere son üç senede giren öğrencilerin başarı sıralamasını çıkarın. Buradaki yükseliş veya düşüş size bu seneyle ilgili bir tahmin imkanı verecektir. Bu veriler doğrultusunda listenizi oluşturun. Sıralamayı yaparken kendi sıralamanızın 15-20 bin önünden başlayın. Yani sıralamanız 70 bindeyse siz 50 binlerden başlayın listenizi oluşturmaya ve 90 binlere kadar çıkın. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu sıralamanın doğru yapılması. Örneğin; Birinci sıraya 50 binlerdeki bir üniversiteyi yazıp altına 40 binlerden bir üniversite yazmamalısınız. Biz buna “ölü tercih” diyoruz. Sıralamada üste yazdığın üniversite senin önceliğin demektir. Sistem seni yerleştirmeye zaten 50 binlerden başlatacaktır. Aradaki 40 binlik tercihi boşuna yazmış olursun. Yani bir tercih hakkınızı ziyan edersiniz.

Bir nokta daha var ki bunu da atlamayalım. Sevgili gençler, okumayı düşünmediğiniz bir üniversiteyi ve bölümü sadece tercih haklarımı kullanayım diye kesinlikle yazmayınız. Başarı sıralaması iyi öğrencilerde, bu durum pek sorun yaratmasa da ki, onlar genellikle böyle tercih yapmazlar, sıralaması daha arkalardaki öğrencilerde çok rastlanan bir durum bu. Tercih listemi doldurayım, diye yerleştirildiğiniz üniversiteye gitmediğinizde sizin yerinize oraya yerleşebilecek arkadaşınızın da hakkını yemiş oluyorsunuz. Diğer yandan bir sonraki sene gireceğiniz sınavda “ortaöğretim başarı puanı”nız yarıya düşer ki, bu da sizin açınızdan büyük kayıp olur.

Başta da dediğim gibi doğru tercih yapmanız geleceğiniz için çok önemli. Tercihinizi yaparken ayaklarınız yere bassın. Duygularınızı değil kendi gerçeklerinizi referans alın. Başta anne babanız olmak üzere size yapılacak olan duygusal telkinlere değil konunun uzmanlarıyla listenizi oluşturun.

Yolunuz açık olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yakup Gülaçtı Arşivi