Aklımızla Alay Ediyorlar

Geçtiğimiz günlerde bir sabah namazı sonrası Filistin’e destek mitingi yapıldı.

Saray çevresinden destekli, Erdoğan’ın oğlu ve damadının özel çağrılarıyla gerçekleşen mitingde hilafet bayrakları ve hilafeti çağrıştıran sloganlar dikkat çekti.

Muhalefetten rol çalmak amacıyla yapıldığı düşünülen protestolarda en çok da boykot çağrıları yapıldı.

Kimi İsrail bağlantılı markalar ve restoranlara yönelik, İslami grupların kahve dökme eylemleri haydi neyse ama an itibariyle bile İsrail’le ticari ilişkilerini sürdüren Bilal Erdoğan’ın boykot çağrısı ne kadar inandırıcı olabilir.

Savaş malzemeleri dahil, en stratejik ürünleri gemilerinle bölgeye taşı sonra da vatandaştan İsrail ürünlerini boykot etmelerini iste!

Bu durum ya akıl tutulması ya da bizim aklımızla alay etmektir.

Son yapılan saldırılarla birlikte on binlerce Filistin yurttaşının alçakça öldürülmesine ses çıkarmayan Suudi yönetiminin ayağına bizim için çok değerli 100. yıl süper kupasını götüren iktidar neyin boykotunu yapacak?

Ülkemizde emekliyi açlığa, çalışanı ekmeğe muhtaç hale düşüren iktidar ekonomiye nefes aldırabilmek için ilk olarak körfez ülkelerine gitmişti.

Yakın zamanda kendi ülkemizde konsolosluk binasında muhalif bir gazeteciyi acımasızca öldürenlere katil diyen, 15 temmuzun finansörü ilan eden Erdoğan bugün Suudilerin ayağa düşmüş itibarının düzeltmesine yardımcı olmak için Riyad’da süper kupa finali oynatmaya çalışıyor.

Süreci yönetemeyen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve onu o göreve getirenler şimdi de iki güzide kulübümüzü ve başkanlarını günah keçisi yapmaya çalışıyorlar.

Cumhuriyetin kurucusu, laik yaşamın güvencesi Atatürk’ün ilkelerini, resmini pazarlık konusu yapmaya kadar götürenler şimdi bizden Filistin halkına sırt çeviren, ABD’ nin Ortadoğu temsilcisi Suudiler’le aynı safta yer almamızı istiyorlar.

İlginçtir, saray yanlısı medya ve kalemşörleri de koro halinde Fenerbahçe ve Galatasaray başkanlarına, yöneticilerine ve hatta futbolcularına saldırmaya başladılar.

Suudiler dahil bölge ülkeleriyle sıcak ilişkiler kurulmasına kimsenin bir diyeceği yok.

Ama dün kanka sayılacak kadar yakın olduklarınla bugün düşman, dün katil diyecek denli düşman saydıklarınla bugün diplomatik geleneklere uymayacak ölçüde yakın olabiliyorsan, kimseyi inandıramazsın.

Atatürk’ün ismine dahi tahammül edemeyenlerin dostluğu da ancak böyle olur.

Bu dostluğu da islami referanslara dayandırmaya çalışarak bütün dünyaya karşı gülünç duruma düştüğümüzü görmezden gelmeye çalışanlar, şimdilerde birdenbire Filistin davasına sahip çıkmaya çalışıyorlar.

Zaten uyguladığınız sosyal, ekonomik politikalarla bizde akıl bırakmadınız.

Kalan aklımızla da şimdi her fırsatta alay ediyorsunuz.

Uluslararası planda altına imza attığınız tüm sözleşmeleri bir çırpıda iptal eden siz değil misiniz?

Daha da ilginci, Anayasaya mahkemesini kapatmak isteyen, kesin hükmüne rağmen Kişiye özel yasalar çıkaran, gece yarısı kararnameleriyle ülkeyi yönetmeye kalkan, mafya liderlerini, uyuşturucu baronlarını cezaevlerinden çıkaran, attığı bir tweet, yazdığı bir makale ya da söylediği bir söz yüzünden gazetecileri, yazarları, siyasetçileri tutuklayan, sanatçıların konserlerini engelleyen iktidara tek söz söyleyemeyenlerin boykot çağrılarına halkın inanmasını bekliyorsunuz!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını yok sayan, uygulamayan bir iktidarın yeni anayasa yapma girişimine ne demeli?

Keza Suudi kralın ölümünde ulusal yas ilan eden bir iktidar iki günde 12 Mehmetçiğin şehit edilmesinde aynı duyarlılığı göstermediği gibi gencecik bir kuryenin ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanının oğlu’nun yurt dışına çıkışına sessiz kalabiliyor.

Bırakın ekonomistleri, bilim insanlarını, sıradan bir yurttaşın bile görebildiği;” hukukun uygulanmadığı bir ülkeye hiçbir ülke ya da girişimcinin yatırım yapmayacağı” gerçeğine rağmen enflasyon, işsizlik rakamlarıyla oynayarak ekonominin düzeleceğine inanmamızı bekliyorlar.

Yıllardır amacına uygun olmayan biçimde toplanan deprem vergilerinin hesabını veremeyen, kamu kurum ve kuruluşlarının kimlere, nasıl satıldığını kamuoyuna açıklayamayan,

Son süper kupa skandalında bile Suudilerle yapılan protokolün içeriğini halktan saklamaya çalışan iktidar şimdi bizden söylenenlere inanmamızı istiyor.

Yaklaşan yerel seçimlere yönelik başlatılan algı operasyonlarıyla günü kurtarmaya çalışıyorlar.

Ama artık güneş balçıkla sıvanmıyor.

Günümüzde hiçbir gerçek saklı kalamıyor.

Yoksulluğu ortadan kaldıracağım iddiasıyla kitleleri oyalayan iktidar; yoksulluğu, yolsuzlukları yönetmekten, yeni vergilerle halkı açlığa mahkum etmenin dışında bir şey yapamıyor.

Ancak onlar da biliyor ki yerel seçimlerde alacakları bir yenilgi iktidarlarının sonu olacak.

Bu halk artık aklıyla alay edilmesini istemiyor.

Umudunuzu yitirmeyin ama aklınıza da mukayyet olun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi