Bir destandır Çanakkale

Bugün 109. yılı olan Çanakkale Zaferi imkansızlıktan var olan, Türk milletinin azmi ile kurtuluşumuza açılan en önemli kapılardan biridir. 500.000’den fazla şehit verdiğimiz, dünya tarihindeki en büyük ve en derin acılara sahip olan savaşlardan biri Çanakkale Savaşı’dır.

Osmanlı Devleti’nin bir şekilde girmeye mecbur edildiği Şubat 1914’te başlayan çatışmalar, Avrupa ülkelerinin de dahil olmasıyla Dünya Savaşı haline dönüşmüştü. Jeopolitik önemi olan topraklarımız Osmanlı’nın gücünü yitirmesi ile can çekiştiği dönemde vatanı tek ve bağımsız olarak diri tutabilmek için adını hiç duymadığımız milyonlarca kahramanımız vatanı uğruna şehit oldu.

17 Mart’ta hem havadan hem de karadan planlanan saldırı ile Çanakkale’nin tamamen işgal edilmesi beklenirken, hava muhalefeti nedeniyle ertelendi ve 18 Mart 1914’e Çanakkale için zorlu süreç başlamış oldu.

Mühimmat eksikliği, asker yetersizliği, silah ve ekipmanların eski oluşu, açlık derken devam eden zorlu mücadelede kadın erkek herkes topyekün savaşa dahil olmuş, reşit olmayan çocuklar bile şehit düşmüştü.

Seyit Onbaşı 276 kilo ağırlığındaki top mermisini bin bir güçlükle taşımış, Mücahide Hatice Hatun Anafartalar cephesinde, Albay Cevat Paşa Nusret Mayın Gemisi’ne 26 mayını kıyıya paralel döşeyerek, Yüzbaşı Nazmi Bey ise son mayınları boğaza dökerek, 70. Alay Komutanı Hafız Halit Bey’in kızı Nezahat Onbaşı ise daha 12 yaşında cephelerde silah tutarak savaşın içinde büyümüştür.

canakkale-696x450.webp

I. Balkan Savaşları’ndan yeni çıkan Osmanlı ordusu yorgun ve güçsüz haldeyken üstüne bir de yurdumuzun dört bir yanını saran düşman askerleri günden güne artarak topraklarımızı işgal etmeye göz koyunca, İstanbul için büyük tehlike oluşmaya başladı. Zaten asıl hedef İstanbul’u ve Boğazları ele geçirip Osmanlı’yı bitirmek ile birlikte Müslüman halkı yok etmekti. Toprakları teker teker parçalanan Osmanlı iyice zayıf düşünce ele geçirilmesi kesin gözüyle bakılan yurdumuzu asıl ayakta tutan Milli Mücadele’deki inanç, kendine güven ve çaresizlik bilinci olmuştu.

Çanakkale Cephesi’ndeki yoktan var etme başarısının en önemli isimlerinden biri de Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’dir. O dönemde Sofya’da görev alıp Çanakkale Cephesi’ndeki 19’uncu Tümen Komutanlığına atanıp Tekirdağ’dan Eceabat’a geçmişti. Tümen Komutanı olmasına rağmen kolordudaki yakın birliklere komuta etmesi en büyük başarısının anahtarı olmuştur. Burada ileri görüşlülüğü devreye girerek düşmanın ilk çıkarma yapacağı noktayı tespit edip harekatı başlatmıştı. İlk çıkarma harekatı Mustafa Kemal’in dünya çapında tanınmasına vesile olmuştur.

Cephede ön safhalarda askerle omuz omuza savaşta çarpışan Mustafa Kemal Paşa, 256 günün sonunda Çanakkale’yi düşman işgalinden kurtarmıştır. Bu uğurda şehit olan binlerce kişi, kendi topraklarını meşru müdafaa amacıyla savunarak 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni destan olarak tarihe yazmıştır.

Kendi askerlerimiz kadar düşman askerleri de ağır kayıplar vermiş ve 09 Ocak 1916’da yapılan anlaşma ile Çanakkale Savaşı sona ermiştir. Mustafa Kemal Paşa, Çanakkale’de elde etmiş olduğu başarıyla Anafartalar Kahramanı olarak milli mücadelenin lideri olmasının yolunu açmıştır.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kelimelerle anlatması oldukça zor, yüzyıllar boyunca vatanı bir ve bölünmeden tutabilmek için onca şehit verilen bir savaştan çok daha fazlasıdır. Çanakkale Zaferi eldeki en kısıtlı imkanlarla galip gelebilmenin "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" diyerek kararlılık gösteren bir liderin askerlerine olan inancıdır. “Çanakkale Geçilmez” sözünün karşılık bulduğu, göğsümüzü kabartan ve yüzyıllar geçse de unutmamamız gereken, unutturmaya çalışanlara ise izin vermeden zaferimize sahip çıkmamız gereken milli bir konudur.

Şehitlerimizin ve ulu önderimizin ruhu şad olsun..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihan Konyalı Arşivi