“Mehmetçik Gazze’ye” diyenler, önden siz buyurun lütfen!

Günlerdir masum insanları, kadın, çocuk, sivil demeden alçakça katleden ABD destekli İsrail ordusu modern batı! değerlerini de yerle bir ediyor.

En ilkel toplumlardan bu yana günümüze kadar yaşanan tüm savaşlarda uygulanan kuralları yok sayan emperyalist güçler, özellikle korunması gereken okul, hastane ve ibadet yerlerini de acımasızca vuruyor.

Ne yazık kimilerinin hayran olduğu gelişmiş batı ülkelerini, emperyalist hedeflerinden, sömürgeci niyetlerinden bağımsız değerlendirmek fazla iyimserlik hatta saflık olur.

Gazze’de yaşanan bu insanlık dışı dramı tüm siyasi kalıpların, ideolojik önyargıların ötesinde barış yanlısı, demokrasi ve özgürlük sevdalısı bir sivil yurttaş olarak anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum.

Ancak yine algı operasyonlarından etkilenen, kolaycı çözümler ve kopyala-yapıştır yöntemleriyle vicdanlarını rahatlatmaya çalışanların bariyerlerine çarpıyoruz.

“ Filistinliler de topraklarını satmasalardı!” aymazlığı bir yana şu günlerde kimileri de önü arkası belli olmayan bir çığırtkanlıkla bu algı operasyonlarına farkında olmadan destek sağlıyorlar.

İşin ilginç yanı bu kampanyaların öncülüğünü yapanlara bakın; çoğu askerliğini bedelli olarak yapmış kişiler.

Kuşkusuz ABD emperyalizminin Ortadoğu üzerinde oynadığı oyunların bir parçası olarak Gazze’de sürdürdüğü korkunç saldırılara karşı duyarsız kalamayız.

Hamas’ın eylem biçimlerini bahane ederek Filistin halkının haklı ve onurlu özgürlük mücadelesini itibarsızlaştırmaya kalkanlara da sonuna kadar karşı olmalıyız.

Ama bunu yaparken barış kapılarını her koşulda açık tutmak, savaşı körükleyen tutum ve söylemlerden uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.

Kuşkusuz barış derken, İsrail ve destekçisi emperyalist güçlerin şimdiye kadar yaptığı zulmü unutmadan, olası tehlike ve saldırıları da dikkate alarak İsrail’e karşı tavır alınması gerekiyor.

Şu unutulmamalıdır ki, Filistin halkı kendi topraklarına dönene kadar bu mücadele bitmeyecektir.

Filistin halkı nasıl şimdiye kadar bu uğurda ölümüne direndiyse, milyonlarca Filistinli yaşamını yitirdiyse, bundan sonra da bu haklı mücadelesinden bir adım geri atmayacaktır.

Onlara yalnız olmadıklarını, mazlum halkların özgürlük mücadelesinde her zaman ve her koşulda yanlarında olduğunu göstermek de vicdan sahibi her insanın görevidir.

Ancak bunu yaparken hamasi nutuklar, anlamsız slogan ve söylemlerle sonuç almak mümkün olmadığı gibi çoğu zaman zalimlerin işine yarar.

Biliyorum ki, toplumsal duyarlılığı olan, sorumluluk sahibi herkesin yüreği sızlıyor, Filistin halkının uğradığı bu alçakça saldırılar ve haksızlıklar karşısında bir şeyler yapabilmenin yol ve yöntemlerini arıyor.

İnsanlık adına yapılması gereken ilk iş, kuşkusuz bir an önce ateşkes sağlayarak, diyalog ortamının sağlanmasıdır.

Bunun sağlanması en azından daha fazla masum ve savunmasız insanların öldürülmesinin önüne geçmek anlamında önemlidir ama İsrail’in

yaptığı insanlık suçu eylemleri meşrulaştırmaz.

Uluslararası kamuoyunda tüm bu yapılanlar ifşa edilmeli, İsrail’e karşı kapsamlı bir boykot örgütlenmelidir.

Birileri bunu yapsın bizde katılalım diye beklemek yerine emperyalist güçlere karşı mazlum halklardan yana olan herkes harekete geçmelidir.

Örneğin; kendi yaşadığım kent Bodrum’da bir barış ya da demokratik güç birliği platformu oluşturulması çağrısını bir kez daha yinelemek istiyorum.

Çünkü biliyorum ki, bugün Gazze’de Filistin halkına yapılanlar yalnızca bir Hamas-İsrail savaşı değildir.

Tüm dünyayı, ulus devletleri ve dolayısıyla ülkemizi de tehdit eden küresel savaşın ayak sesleridir bu yapılanlar.

Filistin halkının haklı direnişine destek vermek istiyorsak akılcı, ses getiren eylemler yapmak durumundayız.

“Mehmetçik Gazze’ye” türünden ya da “Kahrolsun ABD” “Siyonizme Ölüm” gibi kulağa hoş gelen ama sonuç almaktan çok vaziyeti kurtarmaya yönelik tavırlar bu mücadeleye yarardan çok zarar verir.

Gerek İsrail’de gerekse ABD’de Yahudilerin Netanyahu yönetimini kınayan protestolarını görmezden gelemeyiz.

Bu kirli savaşın muhatabı Faşist Netanyahu ve yönetimidir.

Ülkemizde de Yahudi yurttaşlar var ve bizim onlarla bir sorunumuz olmadığı gibi bugün Filistin’in yanında görünen kimi İslami grup ve devletlerin geçmişte İsrail’in yanında saf tuttuğunu da unutmamak gerekiyor.

Beni ilgilendiren yan, neredeyse yarısı çocuklardan oluşan binlerce Filistin yurttaşının BM’in gözü önünde alçakça öldürülmesi, hastanelerin, okulların, ibadet yerlerinin bombalanması ve Gazze’ye gönderilen insani yardımın engellenmesidir.

İnsanlık adına, mazlum halkların yanında olmak zorundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi