Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Osmanlı'dan günümüze ormanlar

Sevgili okuyucularımız 1924 yılında kurulan ve kısa bir zaman sonra Kamu Yararına Çalışan Dernek unvanını alan Türkiye Ormancılar Derneğinin 2014 yılında basılan İstanbul Ormanlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri isimli kitabı tekrar okudum. Çok güzel bilgiler veren bir kitap. Bu sıcak günler sokağa çıkma yasağı getirdi bana. Ben de parça parça Doğa Dostu arkadaşlarıma bu bilgilerden sunmak istedim. Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve doğu ile batının birleştiği noktada olması nedeniyle büyük bir coğrafi, kültürel ve ekonomik öneme sahip olan İstanbul’da ormanlar da bu bütünlüğün vazgeçilmez bir parçası olarak görülmüştür.

Roma İmparatorluğu Döneminden itibaren bir dünya başkenti özelliği kazanmış olan bu kentteki yaşam kalitesinin sürdürülebilmesinin, ancak ormanlarının korunması ve doğru şekilde işletilmesi ile gerçekleştirilebileceği daha o dönemlerde anlaşılmış ve yüzyıllar boyunca Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu politikalar uygulanmıştır. Nitekim bugün Kuzey Ormanları olarak tanımlanan ve İstanbul’un Kuzeyinde şehre adeta can veren bu ormanların önemli bir parçası olan Belgrad Ormanı’nı günümüzde her ne kadar 5524 hektarlık bir alanı kaplıyorsa da tarihsel süreç içerisinde ormanın kuzeyde Karadeniz kıyısına, güneyde Ayazağa’ya, batıda Göktürk’e ve doğuda Sarıyer üzerindeki Kabataş Tepesi’ne uzandığı ve yaklaşık 13000 hektar alan kapladığı bilinmektedir. Bu ormanın tarihsel önemi, yalnızca İstanbul’u kuzeyden kuşatan bir “ağaç deniz”ini andırmasından değil, İstanbul’un ana su kaynaklarından biri olmasından ileri gelmektedir.

Bu kapsamda Bizans İmparatorluğu döneminde su kemerleri ile Belgrad Ormanı’ndan Suriçi’ne ulaştırılan su, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde şehirdeki yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilmiş Mimar Sinan’ın en büyük eseri olarak kabul edilen Kırkçeşme Su Yolu inşa edilmiştir. Daha sonra her biri su mimarisinin birer başyapıtı olarak görülen bendlerin inşa edilmesi ve bu sisteme Taksim Su Yolu’nun da katılmasıyla Belgrad Ormanı, Osmanlı Sultanlarının üzerine titredikleri bir orman halini almıştır. 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında ormanın önceki dönemlerde olduğu gibi korunamaması nedeniyle, ulaşımın kolay olduğu yerleşimlere yakın olan bölgelerde kaçak kesimler, için inşa edilen Karadeniz kıyısında çıkartılan kömürün Kâğıthane’deki Silahtar Elektrik Fabrikasına nakli için yapan Sahra Hattı Ormanın batısından başlayarak ormanın tahribi başlamıştır. Sonra Taş ocakları, maden ocakları, yapı inşaatları ormanı talan etmiştir.

O talan 3. Köprü, Hava Alanı, Kanal İstanbul gibi projeler İstanbul’un Hayat Kaynağı’nı yok edebilir. Sevgili Doğa Dostları bu yazı birkaç hafta daha devam edecek bilgileri size ulaştırmaya çalışacağım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi