Ülkemizde Anayasa var mı yok mu? Varsa neden uygulanmıyor?

Bize Anayasanın her şeyin, her kanunun ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, her şeyin, herkesin üzerinde olduğunu öğrettiler. Bu öğreti beze ilkokul sıralarında başladı ve günümüze kadar devam etti.
Zaman zaman ona ve devletimizin uyguladığı hukukun üstünlüğüne karşı darbelerde yapıldı. Darbeler sonrasında beğenilse de beğenilmese de yine Anayasa yapıldı, yazıldı ve uygulamaya konuldu. Ona uymayanlara, yan bakanlara ağır cezalar verildi.

Türk Caza Kanunu’nun146. Maddesi "Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun (Anayasayı) tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs edenler, idam cezasına mahkum olur" diyor.

Bu maddeye dayanılarak toplumumuzda üç fidan olarak bilinen Deniz, Yusuf, Hüseyin, “Tam bağımsız Türkiye şiarıyla hareket ettikleri için yukarıdaki hükme dayanılarak idam edilmişlerdi.

Son zamanlarda bildiğimiz gördüğümüz gibi Anayasamıza saldırılar ve hiçe saymalar başladı.

Cumhurbaşkanımız Anayasa Mahkemesinin aldığı bir karar karşısında tepki göstermiş ve “Böyle bir karar nasıl alınır” demişti. Bunu destekleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir konuşmasında oldukça sinirli bir şekilde, “Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır” demişti.

Erbakan'ın devlet adamlığı

Yine Anayasa Mahkemesi tarafından partisi kapatılan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca, partisi kapatıldığı için kırmadan, kırılmadan ve kızmadan, “Anayasa Mahkemesinin aldığı karar beğenilir ya da beğenilmez tartışılabilir ama alınan karara uyulur. Biz uyacağız ve itidallı olup Anayasamıza olan saygımızı ve bağlılığımızı göstereceğiz” demişti.

Yargıtay mı Anayasa mı üstün?

Ülkemiz bir hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeleri ile yönetildiğine göre yargı sistemleri kurulmuştur. Yerel mahkemeler çeşitlendirilmiş, baktıkları davalara göre sınıflandırılmış ve Adliyelerimizde bunları yapacak Hâkim ve Savcılarımız mevcuttur. Bunların üzerinde üst mahkemeler, Ağır Ceza Mahkemeleri de haksızlık ve hukuksuzluğun kontrol edilmesi bakımından yerelde kurulmuş ve uygulanmaktadır.

Bunlarında üzerinde bölge İstinaf Mahkemeleri var. Bu mahkemeler Yerel Mahkemelerin verdiği kararların doğruluğunu veya eksikliğini görür alınan kararı onaylar veya iade eder.
Bu kararı beğenmeyenler İstinaf (Bölge Adliyesi) kararına karşı Yargıtay'a başvuru yapılır. Yargıtay kararı enine boyuna inceler kararı onaylar ya da iade eder.

Yargıtay'ın kararını beğenmeyenler, haksızlığına inananlar onun da üstünde olan Anayasa Mahkemesine başvurur. Anayasa Mahkemesinin aldığı karar Anayasamızın Yüksek Yargılar bölümünde yer alan, Yargıtay. Danıştay, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu bölümlerinde yer alan, 153. Maddesinde Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra herkesi bağlar hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm günümüze kadar birçok kere uygulanmıştır. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve yine HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Anayasa Mahkemesine hak ihlali gerekçesi ile müracaat etmişler ve mahkemenin hak ihlali vardır kararını vermesi sonucu karar, TBMM’de uygulanarak ilgili kişiler milletvekilliğine devam etmişlerdi.

Can Atalay konusu

Avukat Can Atalay bilindiği gibi birçok davada haksızlığa uğrayanların yanında yer almış ve onların savunucusu olmuş biridir. Bunlar arasında Çorlu Tren kazası, Soma Maden İşçilerinin, tarikat Yurtlarında yanan çocukların davaları ve Gezi Davaları belli başlıları dır.
Can Atalay daha sonra diğer arkadaşları ile Gezi Olaylarını destekleyen organize etmeleri sanığı olarak yargılanmış ve mahkûm edilmişlerdi. Gezi mahkûmları haksızlığa uğradıklarını beyanla yüksek mahkemelere başvurmuşlar ve bu arada 2023 Genel Seçimlerinde Can Atalay Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçildi.

Bunun üzerine Anayasa Mahkemesine hak ihlali gerekçesi ile başvuruldu. Yüksek mahkeme “İhlal vardır” kararını gerekçesi ile İstanbul’da mahkûmiyet kararını veren mahkemeye gönderdi. Yerel Mahkeme konuyu Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay Anayasa Mahkemesinin kararını yok Hükmünde saydı.
Bu kere tekrar Anayasa Mahkemesine Yargıtay Kararının haksız olduğu başvurusu yapıldı ve Anayasa Mahkemesi bu kez çoğunlukla yine “Hak İhlali karını” tekrarladı. Yargıtay'ın ilgili Dairesi bu kararı yine yok hükmünde sayarak TBMM Başkanlığına gönderdiği kararır okutulması için yazı yazdı.
Bu karar önceki gün TBMM’de okutuldu ve Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Geçmişte hak ihlali kararlarını uygulayıp ilgili kişilerin milletvekilliğine devam kararı veren parlamentoda tartışmalar sürdü ve Anayasaya darbe yapıldığı ön plana çıkarıldı.

Tepkiler

Geçmişte, Anayasanın ve hukukun ihlal edildiğini belirten siyasiler, daha önce yapılan seçimde mühürsüz oyların kabulü, 2019 seçimlerinde İstanbul’da 4 oydan üçünün geçerli Büyükşehir Oyunun geçersizliğinin kabulü hukuk ihlalidir. Yine Cumhurbaşkanımızın Anayasa Hükmüne rağmen 3. Kez seçilmesi Anayasa İhlalidir. Şimdi Can Atalay için yapılan uygulama Anayasa İhlali olduğunu belirten tüm muhalefet partileri liderleri. Türkiye Barolar Birliği tepkilerini belirttiler. Tepkiler sokaklarda sürdü. Bu durumda tüm bu kuruluşlar şu soruyu soruyorlar, “Ülkemizde Anayasa var mıdır, Yok mudur? Varsa neden uygulanmamaktadır? Anayasada yazılı olan hükme göre Yargıtay mı üstündür? Anayasa Mahkemesinin kararları mı üstündür? Anayasamızın 153. Maddesinde bunlar yazılı olduğu halde gereği neden yapılmamaktadır? Bu durumda Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmayıp, yok hükmünde sayıldığına göre, bir Anayasal darbe yapılmış mıdır?” diye soruyorlar. Takdir kamuoyunun ve yüce Türk Milletinindir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mustafa Dolu Arşivi