Hasan Akgün herkesi kendi gibi biliyor!

Dün 'Büyükçekmece’nin kaderi kimlerin elinde' başlıklı bir yazı kaleme aldık. Yazıda Büyükçekmece'nin geçmişinden bahsettikten sonra ilçenin, son 30 yıldır Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve ekibi tarafından yönetildiğinden söz ettik.
Büyükçekmece'nin son 30 yıldır aynı zihniyete ve aynı ekibe teslim olma kaderini yaşadığından söz ettik.
Kimbilir belki bu kader iyi bir kaderdir ve değişse ilçe çok daha olumsuz etkilenecektir.
Onu bilemeyiz dedik.
Akgün'ün belediyeyi yönetirken tek başına karar aldığından, eleştiriye tahammülü olmadığından, CHP'yi bir flama partisi gibi gördüğünden.
O'na göre; ben belediye başkan adayı oldum ve kazandım. Halk bana yetki verdi ne istersem yaparım, mantığını gütmesinden.
Oysa daha etik olanın; siz herhangi bir siyasi partinin adayı olabilirsiniz, seçimleri büyük bir farkla da kazanabilirsiniz, ancak; size oy vermeyen azınlığın da, Büyükçekmece’de yaşayan her bireyin de, her bir fertin de hakkını düşünmek ve korumak olduğundan.
Yazının bir bölümünde de ilçenin eski Belediye Başkanı Ali Çebi’ye evinde bayram ziyareti yapmasına rağmen hiçbir sosyal medya hesabından bunu paylaşmaya gerek görmediğinden bahsettik. 
Şu kısıma hemen bir düzeltme geçelim, paylaşım sosyal medya hesaplarından sadece facebook hesabında paylaşılırken, instagram ve twitter'dan paylaşılmamış. Dün bu durum sosyal medyada biraz fazla yer aldı ama aslında yazının içeriği ile çok fazla alakalı değildi.... 

Bu yazıları bize kimler yazdırmış olabilir!
Yazının tamamı orada duruyor.
Gazetemiz web sayfasından dileyen okuyabilir.
Önce Akgün'den bir mesaj: 'Kaleminde her zamanki gibi Hasan Akgün'e saldırmışsın. Zaten senden farklı yazı beklenmezdi. Derdin Akgün seçimi kaybetsin ben de deve keseyim'... Türünden daha da burada yazamayacağım türden mesajlar.
Sonra Akgün'e yakın olan isimlerden gelen türlü türlü mesajlar.
Ne satılık kalem olduğumuz kalmış.
Ne de kime hizmet ettiğimiz.
Onlara göre bana/bize birileri yazı yazdırıyor, birileri dolduruyor, birileri yalan yanlış bilgiler sızdırarak satırlarımızı ve kalemimizi kiraya veriyormuşuz.
İşte insanları karalamak onlar açısından bu kadar basit.
Yani bu satırların yazarı senede en az iki yüz yazı yazıyor.
Bu iki yüz yazıda Akgün gibiler en fazla üç beş yazıya konu oluyor.
Milletvekilleri keza öyle.
Meclis üyeleri, ilçe başkanları, bindebir konu oluyor.
Belediye başkan aday adayları seçimden seçime en fazla bir yazıya konu oluyor.
Falan.
Genellikle kişileri değil olayları yazıyoruz.
Toplumu ilgilendiren, ülkeyi ilgilendiren, daha geniş kitleleri ilgilendiren konulara     değiniyoruz.
Eeee.
O yazıları bize kim yazdırıyor.
***
Mesela “CHPKK” afişi hazırlayıp bunu sosyal medyadan paylaşanlar için kullandığımız; 'Bu afişi hazırlayanlar teröre hizmet etmekteler' başlığı altındaki yazıyı bize kim yazdırmış     olabilir?
Veya; SEKA kağıt fabrikasını satarak yazılı basını ithal kağıda teslim eden zihniyeti eleştirdiğimiz 'Dolar artışı yazılı basını vurdu' başlıklı yazıyı bize kim veya kimler yazdırmış olabilir?
İttifaklar yerel seçimlerde sökmez diyerek yerelde seçmenlerin partiye değil doğru adaya oy verdiğini yazdıran güç nedir acep?
24 Haziran seçimleri öncesi 'Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalır' başlıklı yazıyı bize kim yazdırdı?
Esenyurt Belediye Başkanı olduğu günlerde yaptığı yanlışlardan bahsettiğimizde; 'Necmi Kadıoğlu duvara toslayacak' başlıklı yazımızı kimler yazdırmış olabilir?
Sonrasında zaten malumunuz duvara şöyle böyle değil fena tosladığını söylememize gerek yok sanırım.
***
Anlayacağınız yıllardır yazıp söyleriz.
Ne zaman birisinin ayağına basmaya görün.
Eyvah eyvah.
Ne kiralık kalem olduğunuz kalır.
Ne satılıklığınız.
Ne kim olduğunuz.
Eyvah ki eyvah.
Dün de aynı şey oldu.
Üstelik bunu sadece Hasan Akgün veya Akgüncüler yapmaz.
Hangi siyasi partiden olursa olsun, kim olursa olsun, ne olursa olsun yüzde doksanı böyle yapar.
Yazınızda pohpohlayın, alkışlayın, yalayın, yanlışlarını görmezden gelin, abartarak doğrularından bahsedin.
Dünyanın en iyi ve en mükemmel gazeteci ve yazarı sizsiniz.
Ne zaman ki ucundan azıcık eleştirmeye başlayın.
Anında tu kaka...!
***
Neyse biz yazımızı anlayıp da bize teşekkür için dönenleri de unutmayalım.
Onlar için değil ama anlama kıtlığı çekenler için biraz daha açarak izah etmeye çalışalım.
Bakın 'Büyükçekmece'nin kaderi kimlerin elinde. Son 30 yıldır aynı ekip aynı zihniyet ilçeyi yönetiyor' derken şunu söylemek istedik.
Koca bir ilçe.
250 bin nüfuslu.
Koca siyasi partiler.
Koca koca insanlar.
İş adamları.
Siyasiler.
Yöneticiler.
Bu ilçeyi son 30 yıldır Hasan Akgün ve yanındaki üç beş kişi yönetiyor.
Koca ilçede veya koca Cumhuriyet Halk Partisi'nde başka yöneticiler, başka siyasiler, başka yüzler yok mu?
O kadar mı acizsiniz ki; Akgün her defasında 'Ben olmasam CHP seçimi alamaz. Denesinler de göreyim' diyerek adeta tehditkar bir üslup takılarak -Bana göre biraz da CHP'yi aşağılayarak – tavır sergiliyor.
Yok bizden bu kadar, elimizden başka şey gelmez, baksana CHP aday yapmazsa adam gider İYİ Parti adayı olur, o zaman da rakip parti seçimleri alır. Akgün de kaybeder CHP de kaybeder.
Falan diyorsanız onu da bilelim.
Yoksa koca bir siyasi parti bir kişinin her dediğine teslim olacak kadar gözardı ediliyorsa ortada ciddi bir vaka var.
Onu söylemeye çalışıyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi