Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

İktidar ve zengin

İktidarı yani mevcut sistemin devamını isteyen ve bundan sebeplenen kim?

Kurulu sistemden çıkarı olup yararlanan kim?

Kurulu sistemin yönetimine gelen, hâkim güçleri destekleyen ve onun gücüyle güçlenen ve beslenen kim?

İktidara gelen yurt içinde ve dışında kendine yakın kim varsa onunla işbirliği yapmakta bir sakınca görmemekte. Yani birilerinin söylediği gibi “ne istedilerse verdiler”, bu da yetmedi onlardan yeni zenginler yaratan kim?

Toplumu sindirmek “sesiz filmin sessiz seyircisi haline getirmek” için ne yaptılar?

Dün bildiklerini bugün hatırlamayan, dün kahramanlıklarını dağlara taşlara yazanlar bugün eziklik için neden dolaşmakta?

Sorularımız öyle çok değil önemli olan bizim anlayıp ve anlatabilmemiz önemli.

İktidara gelenler kim olursa olsun hatta merkezi ya da yerel iktidara gelenlerde hep zengini sevmekte, baş köşeye oturtmakta.

Çok aramaya gerek yok, meclisteki iktidar ve muhalefet partilerinin listelerinin sıralarına bakın. Sıra başları gerçek niyetlerini göstermiyor mu?

Muhalefet ve ana muhalefet partilerinin sıra başı da aynı.

Hele ki özgürlükten, emekten ve alın terinden söz eden partilerin aday listesi ve seçilenler evlere şenlik.

Olmayacak bir şeyi zaafı olan görevli para ya da makam karşılığı yapar.

Olmadığı meziyeti, bilgi ve becerisini birileri allayarak pullayarak yapar ama karşılığını alır.

Olmadığı sertifikası ve belgesini varmış gibi beyan eden yönetici karşılık olarak amir, müdür, “genel” müdür, rektör, vekil hatta bakan yapıldığı bile söylenmekte!

İktidara gelen zenginlerden bir önceki iktidara neler verdiğini bildiğinden daha fazlasını ister. Bir yandan da kendi zenginini yaratır. Kendi zengini dediğime bakılmasın aslında kendi emanetçisini bulur “deveyi havuduyla” götürür.

Çok değil daha dün Gülhane parkında, Florya koruluğunda ağaç altında komşularıyla birlikte evde yaptıkları sarma dolma, kırık peynirle yapılmış börek ve erik hoşafını yediklerini çoğu kişi unutmuşa benziyor.

Birden variyete sahip olmak, birden yetki ve makama sahip olmak için ne yaptı?

Bunlara sahip olmak için hangi bedel ve tavizler verdi?

Üç günlük ömürlerinde tarlaya ektikleri daha başak bile vermemişken, yaptıkları daha Marmara'ya gitmemişken birden variyete sahip olmaları geldikleri yeri beğenmemeleri ne olabilir?

Kendilerinden önce iktidara gelenlerde gitmeyecek gibi düşündü.

Bulundukları yeri sıkıca sahiplendiler, koruma orduları, yalan habercileri, soytarıları, maskaraları ve daha niceleri olan sabun köpükleri yanında bulundursa da gerçeklerin üzerini örtmekte, “mızrak çuvala sığmıyor”.

İktidara sahip olan hep zengini sevmekte.

Savaş, doğal afet, kışın yağmur ve karın yağması, yazın havanın ısınması olsa da kurulu sistemin korucularının vergi ve zammı topluma zulüm ve eziyetten başka bir şey olmadığını göstermekte.

Toplum vergi ve zamdan bıkarken, “birileri” yine de küplerini doldurmakta.

Zengin daha zengin olurken, olmayanlar daha da yoksullaşmakta.

Yöneticileri zengin olan iktidarın halkı yoksullaşmaya devam ederken, dün olduğu gibi bugünde kurulu düzenin hükümeti/iktidarı = zengin sevicidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi