Türk Böbrek Vakfı’na ait hastane ve diyaliz merkezi neden kapatıldı?

Böbrek sağlığı ve böbrek hastalıkları ile ilgili yıllardır hizmet veren Türk Böbrek Vakfı birkaç gündür kapanma haberleri ile gündemden düşmüyor. Özellikle aktif olarak Türkiye’de önemli ve etkin rol oynayan vakfın neden kapatıldığı ya da hizmet vermeyi neden sona erdirdiği başta tedavi gören hastalar ve hasta yakınları konuyla alakalı olan ya da olmayan herkes merak ediyor.

Öncelikle Türk Böbrek Vakfı değil, yıllardır İstanbul Bahçelievler’de hizmet veren Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi ve aynı binada bulunan Hizmet Hastanesi faaliyetlerini sona erdirdi. Türk Böbrek Vakfı çalışmalarına kaldığı yerden devam edecek.

İlk olarak 1989 yılında kamu tarafından vakfa tahsis edilen arazinin, bağışçılar ve vakıf gönüllülerinin bir araya gelerek yaptırdığı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi, sonrasında 2000 yılında yapılan Hizmet Hastanesi, yıllardır böbrek nakli ve böbrek ile ilgili tedavi gören hastaların ilk olarak uğradığı ve hizmet aldığı vakfa ait kuruluştur.

Yıllardır etkin rol oynayan ve milyonlarca kişinin hayatına dokunan Türk Böbrek Vakfı’nda yaşanan bu olay, yıllarca hastane koridorlarında oldukça konuşulan ve binanın taşınacağı söylentilerini daha öncede duymuştum. Geçmiş yıllarda bu söylentilerin neden çıktığı konusunda pek bir bilgim yoktu fakat son 1 haftada yaşananlar olayın gerçek yüzünü ortaya koydu.

Türk Böbrek Vakfı her yıl 100’den fazla hastanın böbrek nakli olduğu, hizmet verdiği çatı altında nakil için bekleyen vatandaşların diyalize girdiği, aslında umudun ve çaresizliğin bir arada yaşandığı hem hüzünlü hem de şanslı olanlar için hayatının yeniden başladığı bir nevi “ikinci şansı” olduğunu bir yerdir. Neden böyle söylüyorum çünkü bir vakıf olduğu kadar gerek doktorların gerek hastaların yıllar içinde aile gibi olduğu, güçlü bağlarla sıkça görüştüğü, aynı dertleri olan insanların bir araya gelerek acılarını paylaştığı bir binadan daha fazlasıdır.

Geçtiğimiz hafta Türk Böbrek Vakfı çatısı altında tedavi olan hastalara gelen SMS mesajında diyaliz merkezi ve hastanesinin 31 Ocak 2024 tarihinde kapatılacağı söylendi. Hatta hastaların hastanedeki kayıtlı dosyalarını teslim almaları rica edildi. Düne kadar hasta bakan ve diyaliz merkezinde tedavi gören vatandaşlar olmak üzere herkes şaşkın ve şuan ne yapacağını bilemez durumda.. Öyle ki hastane kapanırsa (kapandı) tedavilerinin ne olacağını düşünen milyonlarca hasta var. Öncelikle diyaliz merkezinde olan hastalar başta olmak üzere yıllardır bu kurum altında tedavi gören hastalar son 1 hafta kala Türk Böbrek Vakfı’na ait hastane ve diyaliz merkezinin kapatılacağını öğrendi ve son dakika bu kararın haber verilmesi yüzünden mağdur edildiklerini belirtiyorlar.

Vakıf tarafından yapılan açıklamada; diyalize giren hastaların mağdur olmamaları açısından çevredeki anlaşmalı diyaliz merkezlerine, tedavi gören hastalar ise işbirliği yapılan özel bir hastaneye sevk ediliyor.

Özellikle pandemiden sonra özel sağlık kuruluşlarındaki muayene ve tedavi fiyatlarındaki fahiş artış yüzünden, hem vatandaşlar bu kapanma yüzünden maddi olarak etkilendi ve diyaliz hastalarının başka bir yere gittiklerinde ödeyecekleri fiyatın yüksek olması sebebiyle durumdan şikayet ederek Türk Böbrek Vakfı’na ait kuruluşlardan birinde tedavi görmeyi sürdürmek istiyor. Çünkü Türk Böbrek Vakfı’ndaki ücretler nispeten dışarıdaki özel hastanelere göre daha uygun fiyatlı hizmet veriyordu. Maddi koşullar bir yana hem de doktorlarından memnun olan hastalar, Hizmet Hastanesi’nde gördükleri tedaviyi ve doktorlarının akıbetini merak ederken, yeni binanın nerede olacağını ya da Türk Böbrek Vakfı’nın nereye taşınacağı ile ilgili resmî bir açıklama yapılmamasından şikayet ediyor.

indir.png

Türk Böbrek Vakfı’na ait diyaliz merkezi ve hastane neden kapatıldı?

Günlerdir neden faaliyetlerine son verildiği konuşulan Türk Böbrek Vakfı’nda yıllar önce bağış yapılan arazinin mirasçıları tarafından açılan dava sebebiyle bina yıkımına karar verilmiş. Dava sonucunda mirasçılar haklı bulunmuş ve Türk Böbrek Vakfı’nın bulunduğu arazi, kuruluş yılındaki dönemin hükümeti tarafından vakfa tahsis edilmesine rağmen yıkım kararı çıkması, vakıfta apar topar binayı tahliye etmek zorunda kalmıştır.

Aslında Türk Böbrek Vakfı’nın kurucusu ve Genel Başkanı Timur Erk, yaptığı açıklamasında; 2 aydır bina arayışında olduklarını ve uygun bir yer bulamadıklarını söyledi. Hala da aslında milyonlarca hastanın en merak ettiği ve araştırdığı sorunun yanıtı ise henüz belli değil. Yani şuan İstanbul için Türk Böbrek Vakfı’nın yeni binasının neresi olacağı hala bilinmiyor.

Türk Böbrek Vakfı’nın bulunduğu arazinin yeşil alan görünmesi ve şuan tahliye edilen binanın yıkılmasının ardından ne olacağı bilinmezken kimi iddialara göre yeniden yeşil alan olarak bırakılacağı ya da mahkeme tarafından hakları bulunan mülk sahiplerinin ne yapacakları belli değil. Bu sebeple aslında durum bir binanın tahliye edilmesinden çok, milyonlarca hastayı ve hastanede çalışan temizlik personelinden doktoruna kadar herkesin mağdur olduğu bir konu haline geldi.

Türkiye’de organ nakli ve organ bağışı konusunda oldukça öncülük eden Türk Böbrek Vakfı’nın yaşadığı ve onlarca kişinin arazi anlaşmazlığı yüzünden mağduriyet gördüğü noktada, sağlığın öncelikli olması gerekirken organ bağışında önemli adımlar atan bir kuruluşun göz göre göre hiçe sayılması olacak iş değil. Arazi anlaşmazlığı sebebiyle bir anda tahliye edilen binada hastaların sağlık durumunun görmezden gelindiği ve en azından vatandaşların zarar görmemesi adına geçici bir süreliğine de olsa taşınmasının beklenmesi bu yaşanan talihsizliğin en az hasarla gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ortada kalan milyonlarca kişi var.

Özellikle sağlık sektöründe ciddi çalışmaları olan bir vakfın, yaşanan arazi anlaşmazlığı yüzünden en azından orta yol bulunana kadar devletin Türk Böbrek Vakfı’na geçici olarak desteğini göstermesi gerekirdi. Zira öncelikli olan insan sağlığı olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihan Konyalı Arşivi