Cumhuriyet Halk Partisi en son 2021 yılında gerçekleştirdiği Yerel Basın Çalıştayı’nı bu sene de düzenliyor.

O yıl da CHP PM üyesi ve İzmir Milletvekili Atila Sertel yetkili idi çalıştay düzenlenmesinde bu yıl da.

2021 çalıştay sonrası eleştirilerimizi gündeme getirdiğimizde; ‘pandemi ortamı, tam konsantre olamadık, istediğimiz gibi çalıştay olmadı’ cevabını almıştık.

Aradan iki yıl geçti, ortada pandemi ortamı yok.

Baktığımızda yine aynı düzen devam ederek çalıştay yapılmaya karar verilmiş.

Yer aynı; Marmaris Belediyesi’nin gösterdiği oteller.

Katılımcılar aynı; Atila Sertel’e yakın olan eş, dost, akraba, hemşeri.

Anlayacağın ‘Ahbap çavuş çalıştayı’

Düzen aynı; bir odada hiç tanımadığın birisi ile üç gece konaklama zorunluluğu.

Konuşmacılar aynı; işin emekçisi, mağduru, yıprananı, ezileni değil, patronaja yakın olan, parti yöneticilerine yalakalık yapan isimler.

Emekten, özgürlükten, mağduriyetten, basın mensubunun çektiği ızdıraptan bihaber, medya sorunlardan bihaber, hasbelkader bir basın örgütü başına geçerek uzun süre yöneticiliği başkalarına bırakmayan, zamanın ruhuna uygun mesleki güncelliği korumayan isimler yine konuşmacı olarak atanmış.

Şartlar aynı; üçüncü sınıf otellerde, 100 kişilik ortama 300-350 kişinin yerleştirildiği standartta bir çalıştay.

Marmaris Belediyesi olmasaydı ne yapacaktınız?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olduğu onlarca büyükşehir var, il var, ilçe var.

Yıllık bütçesi milyarlar olan belediyeler var.

Siz her çalıştayı 200 milyon bütçeli gariban Marmaris Belediyesi’ne yıkıyorsunuz.

Neden?

Çünkü amacınız kapsamlı bir basın çalıştayı yapmak değil.

Amacınız üç beş arkadaşınıza bedava tatil yaptırmak.

Şayet amacınız gerçekten kapsamlı bir çalıştay yapmak olsa, Eskişehir’de, İstanbul’da, İzmir’de, daha iyi imkanlarda daha elverişli çalıştaylar yaparsınız.

Bakın mesela tarihlerde çok ilginç.

Yaz aylarının son günlerine denk gelecek.

Bir iki otel ayarlanacak.

Bir iki konuşmacı belirlenecek.

Ama 250-300 ahbap orada bedava tatil yapacak!

Yapmayın etmeyin arkadaş.

Cumhuriyet Halk Partisi bunu hak etmiyor.

Türk basını bunu hak etmiyor.

Yerel basın bunu hak etmiyor.

İstanbul basını çalıştayda neden yok!

Dün bu çalıştay üzerine tweet attım.

Eleştirimi şöyle dile getirdim: “İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı ve Damga Gazetesi İmtiyaz Sahibi olarak ben böyle bir çalıştaya hiç davet edilmedim.

Sürekli basın kartı sahibi olarak, kırk basın mensubuna istihdam yaratan bir yönetici olarak, otuz yılı aşkındır basının her alanında çalışan, basının her türlü sorununu derinden yaşayan birisi olarak ne davet edildim ne de bana bir konuşma yaptırıldı.

Türk basınının ana kumandasının yer aldığı İstanbul’dan kimler davet edildi?

Kimlere konuşma imkanı verildi?

Mesela 2021 çalıştayından biliyorum; hiç kimse!

İzmir’den 35 kişi davetliyken koca İstanbul’dan neden 7-8 kişi davetli?”

Paylaşımım üzerine arayan bir yetkili; İstanbul basını adına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte çalıştay davetlilerinin belirlendiğini söyledi.

Bu durumu sorduğum TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş bunun doğru olmadığını, davetli listesine müdahil olmadıklarını ve TGC adına sadece bir kişinin katılımı olacağını belirtti.

Ey CHP yöneticileri iktidarın yaptığı yanlışları yapmayın…

Bakın fikir çok güzel.

Muhalefet partisi olarak yerel basın çalıştayı yapmanız olağanüstü.

Ancak ne olur bir şeyi yapmış olmak için değil de güzel yapsanız, konsantre olsanız, ülkedeki tüm basın organlarını tarasanız, bu çalıştayda olması gereken isimlere ulaşsanız, olur da adam çalıştaya katılamazsa, bari görüşlerini alsanız daha güzel olmaz mı?

Mesela bir çalıştay kitapçığı hazırlasanız.

Bu kitapçıkta geçen sorunları TBMM’de dile getirirseniz.

Onlarca milletvekiliniz var mesela.

Gazeteci vekilleriniz var.

Sorarım size ey Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri, ey Atila Sertel beyefendi.

2021 çalıştayı sonrası alınan kararların hangisini uyguladınız.

Çalıştayda yapılan konuşmaların, eleştirilerin, önerilerin hangisini TBMM’de dile getirdiniz?

Aradan geçen iki yılda yerel basın için neler yaptınız?

Son genel seçimde partinizin yarım milyar reklam bütçesinden yerel basına kaç kuruş aktardınız.

Her gün dövize endeksli fiyatları artan gazete kağıtları için, matbaalar için, gazetesini basamayan Anadolu basını için, yerel medya için ne gibi hizmetleriniz oldu.

Partinize bağlı belediyelere, kurumlara, kişilere bu yönde önerileriniz oldu mu?

Her yıl mezun olan on binlerce iletişim mezunu gençlerimiz için neler yaptınız?

Tamam ülke iktidarında değilsiniz fakat iktidar olduğunuz belediyelerde bu özeni gösteriyor musunuz?

Ak Partili belediyeler belediye meclis kararlarını resmi ilan vererek illerindeki yerel basına destek olurken, basılı kağıt gazetenin ölmemesi için – az da olsa – destek olmaya çalışırken CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bu kararı uygulamayan CHP’nin iktidar olduğu belediyelere karşı bir yaptırımınız, bir uyarınız oldu mu?

Her gün Anadolu’da, ülke genelinde bir bir kapanan basılı gazeteler için, yerel gazeteler için ne gibi çalışmalarınız oldu?

İktidarın baskısı ve yıldırması özgür basının sırtındayken CHP’li birçok belediyenin, kurumun, kişilerin uyguladıkları benzer zorbalık ve sansürlerden haberiniz var mı?

Varsa bu zorbalara karşı bir yaptırımınız oldu mu?

Türk basınına her gün giren kara ve kirli paradan haberiniz var mı?

Bu kirliliklerin yarın dönüp dolaşıp bu güzel ülkeye zarar vereceğini düşünmez misiniz?

Ey Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri.

Neden daha iyiyi daha güzeli daha doğruyu yapmak varken, iktidarın yaptığı yanlışlara benzer hataları yaparsınız?

Neden?