Çikolata kutusunda 500 bin liracık!

Cumhuriyet Gazetesi'nde son günlerde ortaya çıkan "Çikolata kutusunda" 500 bin lira iddiaları ortalığı karıştırdı. Toz duman içinde kalan Atatürk'ün gazetesinde taraflar birbirlerini suçlarken önce Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu görevinden alındı. Ardından gazete avukatları. Son olarak ise yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Barış Doster'in yazısı gazeteye konulmadı. Yöentim Barış Doster'in yazılarına son verildiğini duyurdu. ‘Para karşılığı haber yaptırıldığı’ iddialarının gündeme geldiği Cumhuriyet gazetesinde tartışma sürüyor. Bugün Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, iddialara yanıt amaçlı bir yazı yazarken gazetenin yazarı Barış Doster’in yazdığı yazı yayımlanmadı.

Seri aziller ve işten kovmalar

Cumhuriyet gazetesinde vakıf yöneticisi avukat Turan Karakaş, eski genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın, idari-mali işler müdürü Osman Selçuk Özer ve reklam müdürü Esra Bozok hakkında, bir e-ticaret firmasından Ocak 2023’te yürürlüğe giren e-ticaret yasası aleyhine haber yapma karşılığında çikolata kutusunda kayıt dışı 500 bin TL aldıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Daha sonra ise gazetenin genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu’nun yazdığı yazı gazetede yayımlanmamış, Mollaveisoğlu da görevden alınmıştı. Son olarak Cumhuriyet Vakfı’nın üç yönetim kurulu üyesi Turan Karakaş, Barış Doster ve Birol Başaran, Alev Coşkun, İbrahim Yıldız ve Işık Kansu’yı istifaya davet etmişti.

Doster'in yazısına ambargo

İstifa davetinde imzası bulunan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Doster’in bugünkü yazısı yayımlanmadı. Doster, yayımlanmayan yazısında doğrudan konuya değinmese de tartışmalara açık bir gönderme yaparak, “Kurumlarla birlikte kişilerin de hızla yozlaştığı günümüzde, gazeteci; bir konunun, bir sorunun, bir olayın, bir haberin, bir bilginin kamuoyuyla paylaşılması, kamuoyunda yayılması, bu sayede kamuoyu oluşturulması için herhangi maddi ya da manevi bir çıkar elde edemez. Meslek ilkelerinden ödün veremez. Çalıştığı kuruma reklam verenlere, ilan verenlere, haber yapma taahhüdünde bulunamaz. Bu kişi ve kurumlardan talimat, tavsiye, telkin alamaz” ifadelerini kullandı.

Fitil 6 ay önce ateşlendi

Medyada pekte alışık olmadığımız cinsten olaylar zincirinde fitil 6 ay kadar önce e-Ticaret firmasının talebiyle ateşlendi. Bir e-ticaret firmasından Ocak 2023’te yürürlüğe giren e-ticaret yasası aleyhine haber yapma karşılığında çikolata kutusunda kayıt dışı 500 bin TL aldıkları iddiası ortalığı karıştırdı. Bu gelişmenin ardından Cumhuriyet gazetesinden resmi açıklama yapıldı.

“Cumhuriyet'ten Barış Doster açıklaması” başlığı ile yapılan açıklamada, “Prof. Dr. Barış Doster’in Cumhuriyet’te yayımlanan yazılarına bugünden başlayarak son verilmiştir. Bu karar; Doster’in, gazetenin yayımlanmasından sorumlu Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu’nda alınan kimi kararlara da uymayarak, Yönetim Kurulu üyesi olduğu vakıf aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvurular üzerine verilmiştir. Okurlarımıza saygıyla duyurulur” dendi.

Tartışmaların odağındaki isim Alev Coşkun ise ilk kez iddialara yanıt verdi. “Cumhuriyet gazetesi son günlerde sürdürülen yoğun saldırıların odak noktası durumundadır” diyen Coşkun, “İşin temeli, gazetenin tüm birimlerine egemen olmak istemiyle başladı. Bunlara engel oldum” ifadelerini kullandı. Yazısının devamında Coşkun, şu ifadeleri kullandı: Üsküdar Üniversitesi’ne, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanan bir kişiyle yapılan söyleşinin yayımlanmasını engelledim. Said Nursi platformu ve Said Nursi kürsüsüne sahip olan bir üniversitenin rektörü kim olursa olsun onun söyleşisi Cumhuriyet gazetesinde yer alamazdı. ADD tarafından 2022 yılının Atatürkçüsü seçilen, Atatürk hakkında 20’ye yakın kitap yazan Alev Coşkun zaten buna izin veremezdi. Ancak bu hareket bana karşı yapılan girişimlerin bir anda üst düzeye taşınmasının nedeni oldu. Düğmeye basıldı.”

Yazısında söz konusu paranın alınıp alınmadığına dair bir ifade kullanmayan Alev Coşkun, “Cumhuriyet gazetesi, iddia edildiği gibi, bu konuda hiçbir özel haber yapmamıştır” dedi.

Hakkındaki istifa taleplerine olumlu yanıt vermeyeceğini ifade eden Coşkun, Tuncay Mollaveisoğlu’nun görevinden alınmasına neden olan yazıya dair de şu ifadeleri kullandı:

“Yazdığı son yazıda gazetenin saygınlığını yaralayıcı, vakıf yönetim kurulu üyelerinin onurlarını kırıcı cümleleri çıkarırsa yazının yayımlanacağını söyledim: Yoksa dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir gazetenin böylesi saldırılarla dolu bir yazıyı yayımlamasının mümkün olmadığını belirttim. Tuncay Mollaveisoğlu, istifa etme gerekçelerini raporlayan bu yazıda ısrar etti."

Alev Coşkun, yazısının son bölümünde, şunları yazdı: “Tüm veriler ve gelişmeler öyle gösteriyor ki karşımızdaki olay, birtakım gerekçeler yaratılarak Cumhuriyet gazetesini ele geçirme olayıdır. Cumhuriyet gazetesi bir Kuvayı Milliye kurumudur. İşgal edilemez, satılamaz, satın alınamaz.”

GAZETECİLİK NEDİR?

Barış Doster ise son Cumhuriyet'te ambargo konulan yazısında şunları söyledi;

"Gazetecilik nedir? Ne değildir? İster alaylı olsun ister mektepli, tüm gazeteciler bilirler mesleğin en temel kurallarından birinin haber kaynağıyla ilişkilerdeki temas-mesafe kuralı olduğunu. Çünkü bu temel ilke gözetilmeyince, bu kurala uyulmayınca, mesafe ortadan kalkınca, yapılan iş gazetecilik olmaktan çıkar. Tetikçiliğe kadar uzanır. Örnekleri çoktur maalesef.

Gazetecilik; siyasi veya iktisadi herhangi bir güç odağının, kurumun, kuruluşun, örgütün, şirketin halkla ilişkiler ve tanıtım danışmanlığı değildir. Metin yazarlığı değildir. Propaganda başkanlığı değildir. Sözcülüğü değildir. Kampanya yöneticiliği değildir. Basın danışmanlığı değildir. Eğer bu temel kural ihmal edilirse savrulma kaçınılmazdır.

Bunun da örnekleri yaygındır ne yazık ki. Gazetecilik; toplumun, kamunun, halkın, emekçilerin, kimsesizlerin, geniş kitlelerin, sesini duyurma olanağı bulamayanların yanında olmayı gerektirir öncelikle, hem mesleki hem ahlaki hem de siyasi olarak. Bu nedenle mesleki çerçevesi çok net, etik kodları çok kesindir. Gazeteci, kamu adına, halk adına, gerçeğe ulaşmak adına soru sorarken, araştırma yaparken, haber kovalarken, bir konunun izini sürerken, onu güçlü kılan da budur zaten.

Kurumlarla birlikte kişilerin de hızla yozlaştığı günümüzde, gazeteci; bir konunun, bir sorunun, bir olayın, bir haberin, bir bilginin kamuoyuyla paylaşılması, kamuoyunda yayılması, bu sayede kamuoyu oluşturulması için herhangi maddi ya da manevi bir çıkar elde edemez. Meslek ilkelerinden ödün veremez. Çalıştığı kuruma reklam verenlere, ilan verenlere, haber yapma taahhüdünde bulunamaz. Bu kişi ve kurumlardan talimat, tavsiye, telkin alamaz.Eğer bu temel kurallar yok sayılırsa hukuki, siyasi, ahlaki ve mesleki anlamda savrulma, çürüme, yozlaşma kaçınılmaz olur. Bunu da gizleyebilecek hiçbir gerekçe, saklayabilecek hiçbir ideoloji, örtebilecek hiçbir mazeret yoktur."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi