Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Politikacı ve politikada gündemi belirleme

Politika tek başına bir hiçtir yani soyuttur. Onun varlığı insan ile gerçekleşir. İnsansız bir toplum ya da onun temelinde yükselen değerler bütünlemesini yok sayamayız. Toplumsal yapı içinde grupların (azınlık ve çoğunluğun) çıkarları ve amaçlarını belirlediği etkinliklerde ve buna bağlı devlet organlarında veya devletin toplumsal ve ekonomik yapısının yansımasıdır politika. Bu nedenle politika yaşamımızı belirleyen etkenler manzumesidir. Bu temelde o bir erktir.
Politika devlet ve toplum içinde yönetmeyle yönetilmeyle görülür. Yönetenler yönetilenlerin yaşamsal çıkarlarını göz ardı etmeden uygulamalı ki güncel olarak doğruluğu kanıtlansın. “Yönetenlerle yönetilenler arasında ilişki rüzgarla ot arasındaki ilişkiye benzer. Rüzgâr esince otlar eğilmek zorunda kalır, ama rüzgâr aralarından esip geçer (onları sökmez)”. (Konfüçyüs, Politika Sanatı, G.Baolhoul.s. 18)
Politika dürüst insanların yalan söylemeden olayları abartmadan veya basitleştirmeden dile getirip çözmeye çalışanların işidir. Keza politikacı dün ile bugün arasında ki çelişkileri, sorunları ve ihtiyaçları kavrayıp onlara çözüm üretir. Fakat bir zanaatçı gibi aynı şeyi tekrar etmekle değil, bir sanatçı gibi duygunun güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemin tamamı gibi üstün yaratıcı olmalı. Yoksa Prusya Kralı Frederich II.’nin belirttiği gibi, “ulusları yöneten insanların çoğunda ağır basan özellik ne yazık ki düzenbazlık, kötü niyet ve ikiyüzlülüktür.” (Age. S.118)
İnsanlar düşünen ve üreten olduklarına göre istemleri de günün koşullarına göre politik olarak gündeme gelir. Yaşanan ekonomik durum, sosyal ihtiyaçlar, istekler doğanın koşullarına göre dikkate alınır. Aristo insana “politik hayvan”, İbn-i Haldun’da “bütün hayvanlar arasında insan yetkesiz edemeyen tek yaratıktır” der. Demek ki bizi diğer canlılardan ayrı koyan onları kendi çıkarımız için kullanmamızdır.
Politika bir sanattır. Onu her önüne gelen yapamaz. O, beceri, yetenek, eğitim ve yüksek düşünce değeri ister. Politikacı sadece kendisinin değil toplumun çıkarlarını kendi çıkarıyla bütünleştirir, nalıncı keseri gibi kendine yontmaz. Mesleğinde başarılı olmuş ve onu toplum yararına kullanmaya gayret eder. Günümüzde bu değere sahip olan değil beceriksiz ve çapsızlar yönetimde. Onlar kendilerinden daha iyi olanların yönetime gelmemesi için her türlü yalanı ve dalavereyi kendine mübah saymakta. Şayet bu da yetmez ise devletin yasaları ve toplumsal kurallarına yorumlar katarak kamuoyuna yanlış bilgiler verip yanlış yöne yönlendirir. 
Politikacı toplumun sosyal, ekonomik çıkar ve ihtiyaçları bağlamında öneriler yaparak yaşamı yaşanır hale getirir. Bu nedenle toplum kendini yöneteni iyi tanımalı. Özellikle iyi bir zanaat ve sanatçı ya da bilimci veya askeri mesleklerinden en iyileri olabilirler. Ama bir toplumu yönetme durumunda olmayabilir. Yönetici olmak için zengin olmakta yetmiyor, yetenek ve düşünce gerekir. En iyisi dehadır. Dehada dolaysızlık ve enerji tükenmezliği bulunur. Bu bağlamda politikacının gündemi belirlemesi yukarıda yeteneklerini yazdıklarımızın politikaya girmesidir. Bunlar toplumun özel ve genel istemlerini bilip ekonomik-sosyal- kültürel eğilimlerinin geliştirilmesini amaç edinmeli. Toplumu etkileyen iletişim araçlarını kendi çıkarları için kullanmamalı. Hakkında onca olumsuzluk varken toplumun en zayıf duygularını istismar etmemeli; kendinden öncekiler hata yaptı diye kendi hatalarına meşru zemin yaratmamalı.
Günümüzde politikacılar gündemi belirlerken toplumu hiç dikkate almıyor. Kendilerinden söz edilsin diye en olmadık şeyler yapmakta. XVl.Lui ‘nin eşi Marie Antoniet, Fransız halkı ekonomik bunalım ve askeri baskılar nedeniyle ekmek bulamayınca açlık başlayıp dilenme ve yürüyüşler yapıldığında ilgisizce “ekmek bulamazlar ise pasta yesinler” demişti. Onun tipolojisindeki politikacılarda toplumu tanımadan, sırca köşklerinde oturup, kulübedekinin halini anlamadan öneriler demeçler vermekte. 
Toplumun çoğunluğunun ekonomik geliri en alt düzeydeyken, ithal yiyecekler, giyecekler aldığını kamuoyu önünde görgüsüzce açıklamakta. Gündemin önemli noktası genel çıkarlar olması gerekirken, bireysel çıkarlarını öne koymakta; kendi yolsuzlukları ayyuka çıkmış iken kendini acındırarak mağdur edebiyatı yaparak toplumun en zayıf noktasını kaşıyarak gündemi belirlerken, “gerçekleri saptırmakta”.
Oysa günümüzdeki politikacılar yani yöneticiler yani seçilmiş yani atanmışlar devleti ve kurumları yurttaşların yaşamlarını daha da yaşanılır hale nasıl getirebiliriz diye kafa patlatıp uğraş vermeli. Bunu yaparken gerçekleri saptırmadan ve yalan söylemeden yapmalı. İşte bu nedenle kamuoyunu yanıltmayacak ve toplumun çıkarlarını temel alacak politikacılar görev başına.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi