Sen daha pozitif olmadın mı?

Eskiden pozitif deyince aklımıza negatif düşüncelerin tersi gelirdi.

Şimdi sanırım yazımın başlığını hangi anlamda kullandığımı anlamayan yoktur.

Hani koronavirüs testi yaptırdığımızda çıkan sonuç.

Gerçi ben test sonucuna göre virüsü değerlendirmelerden değilim.

Sonucu negatif çıkıp ölenler de var.

Pozitif çıkıp hiç hissetmeyenler de var.

Bu yüzden test sonucuna göre değil, virüsten ne kadar etkilenip etkilenmediğine bakmak gerek.

*

Hani daha 2020 başlarında dünya virüsle boğuşurken Türkiye'de virüs var mı yok mu tartışması yaşıyorduk ya.

Mart başlarıydı sanırım, Sağlık Bakanlığı Türkiye'de de virüs var diye açıklama yaptığında ne senaryolar yazmaya başlamıştık.

Neymiş efendim, Avrupa Birliği salgın olan ülkelere yardım yapacakmış, Türkiye'de bu yardımdan faydalanmak için bizde de virüs var açıklaması yapmışmış.

İnanın bana bu türden sallamasyon yorumlar kimden gelirse gelsin, iktidar yanlısı, muhalefet yanlısı, hepsine aynı gözle bakıyorum ve onlara aynen şunu söylüyorum; beyinsiz.

Hani insanın şüphe duyması normal, bir durumla ilgili yorum yapması da normal.

Ancak, gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan, tamamen varsayım, kurgu, hiçbir bilgiye, belgeye, duruma dayanmayan yorumlara oldum olası iflit olmuşumdur.

*

Bugün geldiğimiz noktada ne oldu?

1 Aralık Dünya Koronavirüs tablosunda Türkiye yeni vaka sayısında ikinci sırada.

Evet yanlış okumadınız, Türkiye, ABD'den sonra en çok günlük vakası olan ülke durumunda.

koronavirüs

 

İtalya, Brezilya, Almanya, İspanya, Çin daha gerilerde kaldı.

Şimdi anladınız mı 'Sen daha pozitif çıkmadın mı?' diye başlık attığımı.

Çünkü rakamlar böyle ilerlerse hepimiz poizif olacağız.

Dünya genelinde Covid 19 tespit edilen toplam vaka sayısı 1 Aralık itibarıyla 63 milyonu buldu.

Koronavirüs nedeniyle ölenlerin sayısı ise 1 milyon 475 bin 629.

Türkiye’de 30 Kasım itibarıyla toplam koronavirus vaka sayısı 500.865’e çıktı. Koronavirüs nedeniyle toplam can kaybı sayısı 13.746’ya yükseldi.

Hastalarda zatürre oranı %3.4. Ağır hasta sayısı 5.190, iyileşen hasta sayısı ise 404.727 oldu.

*

Peki ne oldu da dünyada diğer ülkelerde azalma yaşanırken Türkiye'de vaka arttı?

Çünkü Türkiye 2020 Mart, Nisan ve Mayıs aylarında uyguladığı salgından korunma tedbirlerini yaz boyunca gevşetti.

Yaz sezonu bitti, Eylül ve Ekim aylarında alması gereken tedbirlerde geç kaldı ancak kasım sonu başlattı.

Aralık ve Ocak aylarında böyle giderse daha sıkı tedbirler gelebilir.

*

Düşünsenize günde 150-160 bin kişiye test yapılmakta.

Ve yaklaşık yüzde 15'e tekabül eden rakam olan 20-25 bin kişi pozitif çıkmakta.

Yüzde 3-4'e denk gelen rakam olan 5-6 bin kişiye hasta teşhisi konmakta.

Şimdiye kadar 18 milyon kişiye test yapılmış, 500 bin kişi hasta kabul edilmiş, 400 bin kişi iyileşmiş.

Bu durumda -sadece tesd edilenleri sayarsak – 100 bin hasta var aramızda.

Ve eğer günde 150 bin kişiye değil de bir milyon kişiye test yapılmış olsa günlük vaka sayımız 150 bini hasta sayımız 40-50 bini bulmuş olacak.

*

Peki ne yapmak gerek.

Öncelikle maske, mesafe ve temizlik kurallarına ciddiyetle uymak lazım.

Ziyaretlerin her türlüsünü ortadan kaldırmak lazım.

Bu işin ciddiyetini – her şeye rağmen- göz ardı etmemek lazım.

Neden herşeye rağmen dedim derseniz, başından beri ben virüsün laboratuvar ürünü olduğunu düşünenlerdenim.

Ancak öyle olsa bile en iyisi virüse yakalanmamak ve bunun yolu da izole olmaktan geçmekte.

İster laboratuar ürünü olsun ister yarasadan gelsin sonuçta sağlığımızı tehdit eden bir virüsle mücadele etmek durumundayız.

*

Aşı olayına ne demeli diye sorarsanız?

Ben açıkçası aşı olayında sadece Bill Gates Vakfı'na güveniyorum.

Daha önce çıkacak aşılardan pek umutlu değilim.

Bill Gates bekleyecek, herkesi gözleyecek, son vuruşu yapacak diye düşünüyorum.

Ve şayet zorunlu olmaz ise açıkçası ben aşı olmayı düşünmüyorum.

Çünkü bu aşı olayından sonra yeni bir insanlık türünün gelişeceğini öngörüyorum.


 

*

Vücudumuzu dirençli tutmak için bol bol hareket halinde olmalıyız.

Sağlıklı beslenmeli ve uyumalıyız.

Şu ekranlarda bol keseden atanları, sağda solda ben doktorum diye atıp tutanları pek dinlememenizi öneririm.

Bakın mesela pekmez yiyin virüsü öldürürsünüz diyen doktor şimdiler covid 19 ile boğuşmakta.

Adını yazma gereği duymuyorum çünkü en iyisi böylelerini gündeme getirmemek.

C vitamininin de pek covid 19'u yendiğine dair veri yok ortada.

Ancak D vitamininin iyi geldiği bir çok sağlık kurumu tarafından doğrulandı.

İçinde D vitamini olan destekleyici ilaç alınabilir.

Sarımsaktır, patlıcandır, alkoldür, turşudur bunlar tamamen varsayım ve kulaktan dolma bilgiler.

*


 

Bu arada ünlü The Economist dergisi yine kehanette bulunarak kapak hazırlamış.

2021 yılında neler olabilir diye yorumlar yapmış.

Bir dahaki yazımda bu kapağı yorumlamaya çalışacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi