Gündem savaş, ekonomi... Ukrayna’daki savaş başlayalı bir ayı geçti… Silahlar hala susmadı… Her ne kadar Putin, Ukrayna'da her şeyin plana göre gittiğini söylese bile, böyle olmadığı belli sanırım… Askeri stratejistler de zaten ‘Savaşlar asla plana göre gitmez‘ derler… İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi  Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, örneğin  ‘Savaşın başında yaptığınız bir hata sizi savaşın sonuna kadar takip eder‘ diyor…
* * * *
Savaşın şimdi doğu Ukrayna'ya kayacağı belli oldu… Rus birliklerinin başkent Kiev kuşatmasını kaldırıp çekildiği açıklandı. Şimdi önceliği Donbas'ı ve Kırım'a kadar uzanan geniş bir kara şeridini tamamen ele geçirmek olacak… Rusya’nın bu cepheyi takviye için Belarus’ta konuşlanan beşinci ordu birliklerini harekete geçirdiği de söyleniyor… İlk hedef buradaki Mariupol kenti… Bu şehri almak Luhansk'tan Donetsk'e, Kırım'a kadar bir kara koridoru sağlayacak.
* * * *
Mariupol, Azak Denizi bölgesindeki en büyük liman, önemli bir sanayi merkezi… Buraya Pekin'in iddialı Kuşak ve Yol Projesi’nde gelecekte ayrıcalıklı bağlantı modu gözüyle de bakılıyor… Ve en önemlisi, ana oyuncuları Rusya, İran ve Hindistan olan Uluslararası Kuzey Güney Ulaşım Koridoru’nun da ana merkezlerinden biri olması bekleniyor… Büyük Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru‘nun, Rus anakarasından Kafkasya'ya (Azerbaycan), Batı Asya'ya (İran) ve Güney Asya'ya (Hindistan ve Pakistan) kadar akıcı bir bağlantı sağlayacağı düşünülüyor…
* * * *
Rusya, Mariupol’u yerlebir ederken yaklaşık 600 km batısında Karadeniz’in İncisi olarak nitelenen önemli liman kenti Odesa'ya da pazar sabahı hava saldırısı düzenledi. Ünlü Rus şair Puşkin’in memleketi olan Odesa’da az miktarda da olsa yerli Türkler ve Tatar Türkleri yaşıyor… İstanbul’un kardeş kenti olan şehrin önemli banliyösünün ismi Tahirova da Türkler tarafından kurulmuş. 19. Yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında da Rusya topraklarında yaşayan Müslümanların Hac'ca gitmek için toplanma noktası olmuş…
* * * *
Silahlar ne zaman susar… Herkesin en merak ettiği soru bu… Gelişmeler şunu gösteriyor… Rusya, Mariupol’u almadan, Luhansk'tan Kırım'a bir kara koridoru kurmadan, muhtemelen Odesa’yı eklemeden durmayacak gibi gözüküyor… Batının Ukrayna’ya devamlı silah tedariği de sanki savaşın uzamasına zemin hazırlıyor… Buna ilaveten Batı ayrıca hala Putin’in bundan sonraki niyetinin ne olduğunu tartışıyor/anlamaya çalışıyor…
* * * *
‘SSCB'nin çöküşünü 20. Yüzyılın en büyük felaketi" diyen Putin‘in daha sonra ‘Sovyetler Birliği'nin çöküşünü bir felaket olarak görmeyenlerin kalbi yoktur‘ dediği söyleniyor… İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü em. Tuğgeneral Doç. Dr. Fahri Erenel de geçtiğimiz günlerde ‘Putin’in ana fikrini bu ifade de aramak mümkündür. Bu fikrin iyi analiz edilmemiş olması günümüz gelişmelerinin ana nedenlerinden birini oluşturduğu söylenebilir‘ diye yazıyordu… Putin'in uzun vadeli hedefleri son derece açık… O, Rusya'nın büyük güç statüsünü ve ilgi alanlarını mümkün olduğunca geri getirmek istiyor. Dünyayı şaşırtan onun amacı değil, taktikleri galiba…
* * * *
Daha önce de yazmıştım… Tekrarda beis yok… Alman filozof Immanuel Kant'ın 1795’te yazdığı ‘Ebedi barış üzerine felsefi bir tasarı‘ adlı eseri savaş ve barış üzerine, hukuk ve siyaset felsefesi açısından bugüne kadar emsalsiz bir eser… "Ebedi Barış"ta Kant, belirleyici sorularla ilgilenir: Neden insanlar arasında savaş değil de barış olmalı ? Gerçek barış nedir? Gerekli bir ön soru olarak: Devlet nedir? Bir devlet başka bir devletin işlerine karışabilir mi? Gerçek barış hangi biçimde gerçekleştirilebilir? Ve nasıl garanti edilebilir? Bütün mesele bu sorulara cevap bulmak galiba…