Yüreğinizden öpüyorum kızlar

Filenin Sultanları Dünya Milletler Liginde ABD’ den sonra Çin’i de yenerek şampiyon oldu.
Kuşkusuz Türkiye açısından tarihsel bir başarı ama daha da önemlisi kadınları eve kapatmaya, sosyal ve ekonomik yaşamın dışında tutmaya, itibarsızlaştırmaya çalışan iktidarın bu çağdışı politikasına vurulmuş bir tokat gibiydi.
Geleceğe ilişkin müthiş öngörüleriyle dünyanın en önemli lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara verdiği önem ve değeri de bir kez daha hatırlatmış oldular.
“Ey! Kahraman Türk kadını; sen yerde sürünmeye değil, omuzları üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Kadın Milli Voleybol takımımızın tüm oyuncuları, teknik ekibi ve yöneticileri, takımımızı destekleyen seyircileriyle birlikte bir de insanlık dersi verdiler dünyaya.
Bu müthiş başarıya karşın ne abartılı bir sevinç gösterisi ne de rakipleri küçümseyen bir şımarıklık yapmadılar.
Başarılarını elbette en doğal ve coşkulu biçimde kutladılar.
Bu başarı ve kutlamalar onlara analarının ak sütü gibi helaldi.
Kız çocuklarının erkeklerle aynı sınıflarda okumasına bile tahammül edemeyen, çocuk yaştaki kızlara taciz ve tecavüzü kendilerine hak sayan örümcek kafalılara inat modern Türk kadınına örnek davranış ve hırsla dünya devlerini dize getiren yürekleri sevgi dolu kızlarımızı ne kadar takdir etsek azdır.
“Kalbin temiz, bileğin güçlü olunca sevgiden başka bir şey duymaz oluyorsunuz.”
Ekonominin dibe vurduğu, zam kasırgasıyla savrulan yoksul halkın evine ekmek götüremez hale geldiği, hukukun yok sayıldığı, adalete ve yargıya güvenin kalmadığı şu günlerde bu ülkede iyiye giden tek şey sizsiniz.
Bu başarınızdan dolayı tek tek hepinizin yüreğinden öpüyorum.
Karanlığın gittikçe derinleştiği günlerde hepimize ışık oldunuz, umut oldunuz.
İyi ki varsınız!
İyi ki varsın Melisa Vargas.
Ta! Küba’dan gelip Türk vatandaşı oldun. Ülkemize kazandırılan bu büyük başarının en büyük mimarlarındansın. Sempatik, özgüveni yüksek ama bir o denli mütevazi duruşunla örnek oldun, Türk kızlarına rol model oldun.
İyi varsın kaptan Eda; takımı hırsın, inancın ve başarıya olan tutkunla şampiyonluğa sürükledin.
İyi ki varsın Zehra, iyi ki varsın Gizem; dünyanın en iyileri arasına girdiniz, rüya takımına seçildiniz.
Hepiniz, tüm takım oyuncuları, ülkemizin aydınlık yüzleri kadın voleybolcularımız, iyi ki varsınız.
Kadının adını da yüzünü de bir kez daha karanlık güç odaklarının karanlık yüzlerine gösterdiniz.
Kadının sevgi içeren özgürlükçü yanını göremeyen, her fırsatta onu cinsiyetiyle aşağılayan, yaşam tarzıyla yargılayan, toplumsal rolünden dolayı suçlayan gericilere en iyi dersi de sevgili Ebrar Karakurt verdi.
Sürekli cinsel kimliğini öne çıkararak onu itibarsızlaştırmaya, özel yaşamıyla karalamaya çalışanlara unutamayacakları bir cevap verdi.
“Boynumda bana yargı yükleyenlerin utançlarından yapılmış mücevherler yani altın madalya”
Bu madalyalar aslında gericiliğe karşı aydınlığa, barışa, özgürlüğe, demokrasiye, hukuka takılmış birer övünç madalyasıydı.
Bu madalyalar aslında Türkiye’de en dirençli toplumsal kesim olarak kadın örgütlerine adanmış birer gurur madalyasıydı.
Bırakın kadınların toplumda öne çıkan başarılı konumlarını, onların başarısını övmeyi bile suç sayan bir zihniyete karşı ülkemizi tüm dünyada onurla temsil eden kadın sporcularımızın bu başarılarına en çok da şu an düşüncelerinden dolayı cezaevinde bulunan Mücella Yapıcı, Mine Özerden, Çiğdem Mater ablaları sevinmişlerdir.
Cumartesi Anneleri, Diyarbakır anneleri de gurur duymuşlardır kızlarımızın hepimizi sevince boğan bu başarılarından.
İsterlerse, imkan ve fırsat verilirse kızlarımızın neler yapabileceğini dosta düşmana bir kez daha gösteren Kadın Milli Voleybol Takımı oyuncularını tarihe geçen bu başarılarından dolayı bir kez daha kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Konu spordan ve kadınlardan açılmışken Bodrum’a ilişkin de bir şeyler söylemek gerekiyor.
Bodrumspor Futbol takımı Süper ligin kıyısından döndü.
Kuşkusuz kısa zamanda çok büyük başarılar elde eden futbol takımının süper lige çıkamayışına hayıflanmak yerine Hentbolde, voleybol ve basketbolde önemli başarılara imza atan kadın spor kulüplerimize sahip çıkmakta yarar var.
Kaldı ki Bodrum halkı salon sporlarına ilgi gösteren bir toplum olduğu gibi, her geçen gün sürekli nüfusu artan Bodrum’da gençlerimizi kötü alışkanlıklardan kurtarabilmenin yolu onlara spor yapma ortamı hazırlamaktan geçiyor.
Bodrum’un daha çok spor tesislerine ve gençlere yönelik projelere ihtiyacı var.
Bu arada hala gündeme alınmayan yurt sorununu da bir kez daha ben gündeme getirmiş olayım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi