BM Raporu küreselleşme konusunu irdelerken, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre sıralama yapıyor. Bu sıralama yapılırken “İnsani Gelişim Endeksi” denilen bu çok değişkenli endeks, ekonomik göstergeler yanı sıra “ömür beklentisi” ve “eğitim düzeyi” gibi bireylerin yaşam standartlarını inceliyor. Türkiye bu endekste 174 ülke arasında 86. Sırada yer alırken, Kanada, Norveç, ABD, Japonya ve Belçika listenin başında bulunuyor. Komşularımız Yunanistan 27, Bulgaristan 63, İslam ülkelerinden Suriye 111, Irak 125. Sırada. Bu günlerde dünya nüfusu 10 milyara dayandı.

Yüzyılın başında 1.6 milyardı. 1960’ta 3 milyara çıkmış, 2000’de iki mislini aşmış. Yapılan hesaplamalara bakıldığında nüfus artışı besin üretiminden çok hızlı ilerliyor. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre gezegenimizde zengin-fakir uçurumu son yirmi yılda çok büyümüş. Gerçekler gösteriyor ki, bir yandan doğayı yok eden, öte yandan yoksul ülkeleri bunalımlara sürükleyen bir dünya düzeni içindeyiz. Kapitalizmin sömürücü içeriğini sosyalizmle dengelemek çabaları 20. Yüzyılın sonunda çöktü. Batıda sosyalizm dışlanırken tüm gezegenimizde uygulanan küreselleşme süreci geri kalmış toplumlarda fırtınalar koparıyor, etnik ve dinci bölünmeler ile savaşlar körükleniyor, dinci politikalar köpürtülüyor, çatışma alanları oluşturuluyor. Avrupa kendi içinde demokratik bütünleşmeye giderken biz nereye gidiyoruz? Yıllar önce Pakistan’da olan askeri darbeyi halk alkışlamıştı, Pakistan’da o tarihlerde tezgâhını kuran Taliban, Afganistan’ı ele geçirmişti. Bu coğrafyada parasal destekle donatılan Vahhabi şeriatçıları Anadolu üzerinden Kuzey Kafkasya’ya sarkmaya çabalamıştı.

Şimdi de Ortadoğu silahlandırılmış teröristlerle karıştırılıp, parçalanıp bölünmeye çalıştırılıyor. Türkiye kurulmak istenen Yeni Dünya Düzeninde en tehlikeli bölgesinde yaşıyor. Devlet bütçesinin çoğu borç faizine gidiyor. İç borçta, dış borç da tavan yapmış. Dışarıya sürekli sermaye ihraç eden bir ülke olduk. Dünya Bankası, Türkiye’nin son 20 yılda ilerleme gücünü dengesiz bulmuş, tarımsal alanda, eğitimde, istihdam yaratmakla, yetersiz bulmaktadır. Bir de doğal alanların tahribi, yangın çıkarılıp binalarla doldurulan ormanlar, taş ve maden ocakları önümüzü iyice karanlıklara götürmektedir. Tanrı torunlarımıza acısın. Bu düzenle biz bir yere varamayız. İnşallah Önümüz güzel olur. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.