Kadın haklarının en büyük sorunlarından biri yüzyıllar boyunca eşitlik olmuştur. 21. Yüzyılda olmamıza rağmen hala kadın cinayetleri malesef artarak devam ediyor. Bir yandan yürek burkan kadın cinayetleri diğer yandan da hala birileri tarafından eziyete uğrayan kadınların olduğu her toplumda maalesef ki Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara sağlanan haklardan konuşmaktayız.

Kutlama ve şenlik havasında geçmeyen 8 Mart’ta aslında kadın hakları için hala birçok STK ve dernekler mücadelesini sürdürüyor. Malum gün olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde geçmişten günümüze kadın haklarından ve kadına önem veren, haklarını savunan isimlerden ve kadın haklarına yönelik mücadelelerden bahsedeceğim.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün öncülüğünü Türkiye ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk yapmış olsa da, birçok ülke kadın hakları konusunda oldukça geride kalarak geç yıllarda kadın haklarına sahip olmuştur. Kadın hakları ile ilgili çok sayıda Avrupa ülkesi bu konuda ciddi mücadeleler vermiş ve yıllar içerisinde verdikleri bu savaşı Atatürk sayesinde galibiyetle kazanmıştır. Her din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeksizin dünyadaki kadınların ortak noktası haklarıyla ilgili ve yaşama mücadelesi olmuştur.

Geçmişten günümüze Türk, Fransız, Alman ve bir çok ülkenin önemli isimleri kadın hakları ile ilgili ciddi adımlar atmıştır. Osmanlı zamanında da çok sayıdaki erkek yazar, kadın haklarını kitaplarında ve yazılarında yer vermiştir. Bunlardan bazıları Şinasi, Namık Kemal Halid Ziya Uşaklıgil, Ali Suavi, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Tunalı Hilmi gibi isimler olmuştur. Özellikle bu isimler ve bir çoğu kadınları ilgilendiren problemleri ele alarak haklarını savunan adımlar atmıştır. Osmanlı döneminde de birçok kadın figürü, kadın haklarına yönelik hareket başlatmış ve öncülük etmiştir. O yıllarda Halide Edip Adıvar başta olmak üzere Ahmet Cevdet Paşa’nın kızları Fatma Aliye Topuz ve Emine Semiye gibi isimler yazdıkları ile kadın haklarına dair önemli atılımlar yapan öncüler arasındadır.

Osmanlı Dönemi bitip yerine Türkiye Cumhuriyeti geldiğinde ise Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünyaya örnek olacak kadına yönelik alınan kararlar ile yeni bir hareket başlayarak, kadın hakları artmış, diğer Avrupa, Asya ve Arap ülkelerine yayılmıştır. Modernliğiyle anılan ülkelerin kadın haklarını görmezden gelmesi Atatürk’ün açtığı görüşle yaygınlaşmıştır.

Aslında İslamiyet döneminde de Hz. Muhammed’in kadına karşı hoşgörü ve saygıya yönelik hadisleri bulunur. Kadının önemi ve kıymetinin anlatıldığı ifade eden söylemler olmasına rağmen günümüzde çarpıtmaya çalışanlarda ne yazık ki çok…

Sadece Türk ve Müslüman coğrafyasında değil her türlü kültürel farklılıkların barındığı toplumlarda küresel ve evrensel bir sorun olarak kadın ve kadın hakları göze çarpmıştır. Özellikle yaşamış olduğumuz Türkiye’de her geçen gün canice katledilen kadınlar varken, ayrıştırmadan ya da 1930’lu yıllarda kadın haklarının önü açılmışken 2024 gibi milenyum çağında hala kadın haklarını konuşmak çok acı.. Kadınlara sağlanan hakların korunması her geçen gün önem arz ederken bir kez daha canların son bulmadığı, kadın cinayetlerine sert ve ağır şartların getirildiği, insan hayatının kıymete bindiği günlere erişmek dileğiyle..