Tam tersi ülkemizin yerli ve milli halkı ise yabancı mülteci, sığınmacı, misafirin her neyse ülkemize bu kadar rahat giriş yapmasından bu kadar rahatça ülke içerisinde dolaşmasından son derece rahatsız.
Buna rağmen buradaki temel çelişki hala bizim yerli ve milli halkımızın yüzde 40, yüzde 50 gibi bir oranı Erdoğan’a oy verme eğiliminde.
Enflasyon en temel birinci sorunumuz; Rivayetlere göre (ki maalesef kamu ve özel kurumlara olan güvenin sarsılması itibariyle rivayet diyorum) kamu kuruluşu olan TUİK'e göre yıllık enflasyon yüzde 43 iken bağımsız özel kuruluş olan ENAG’a göre ise yüzde 105.
Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’i dinliyorum enflasyonla ilgili şunları söylüyor;
“Türkiye’nin birinci sorunudur enflasyon, Enflasyon dediğimiz şeyi halk günlük hayatımda yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısı olur; Enflasyon devletleri Milletleri içeriden bozan bir sorundur, enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir, Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödeyemez, alacağı olan alamaz, Hırsızlıktan, soygundan Fuhuşa kadar kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozar, onun için batılılar enflasyonu tek kollu canavar olarak görür ve çok korkarlar.”
Haklı olduğunu ne yazık ki günlük yaşamımızın her anında karşılaşıyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz.
Diğer bir gözüme çarpan sanki birkaç ayda bir aydınlanma yaşadık, teknolojik level atladık gibi durmadan gaz, petrol, değerli madenler buluyoruz, öyle söyleniyor, umarım öyledir. Son yıllarda hızlıca düşen yaşam kalitemiz refahımız aynı hızla yükselir
Ve depremin yıktığı hayatlar, hayaller... unutuyoruz alışıyoruz kayıtsız kalıyoruz gibi...
Gerçekliğimiz den uzaklaşıyoruz bölge insanınını kayıpları ve sorunlarıyla baş başa bırakıyoruz.
Son olarak gözüme çarpan gözlemlerim ve izlenimlerim AKP'nin son günlerde olağanüstü bir gelişme bir provokasyon olmazsa normal koşullarda iktidara veda edeceği gerçeği.
Çıkan sonuç her ne olursa olsun her şeyin çok güzel olacağı umuduyla...